Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Kahramanmaraş'ta hutbe irat etti:
"Geleceğimizin teminatı evlatlarımızı milli ve manevi değerlerine bağlı, topluma ve insanlığa faydalı nesiller olarak yetiştirmek boynumuzun borcudur. Bunu asla ihmal etmememiz lazım"
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, gençliğin önemine işaret ederek, "Geleceğimizin teminatı evlatlarımızı milli ve manevi değerlerine bağlı, topluma ve insanlığa faydalı nesiller olarak yetiştirmek boynumuzun borcudur. Bunu asla ihmal etmememiz lazım." dedi.
Erbaş, Abdulhamithan Camisi'nde verdiği hutbede, Hazreti Muhammed'in insanları tevhit inancına davetinin ilk günleri ve Müslüman olanların sayısının gün geçtikçe arttığı dönemde, müşriklerin, Müslümanları inançlarından döndürmek için her yolu denediğini söyledi.
Hazreti Muhammed'in duruşuyla insanlığa İslam'ın bir mefkuresi, bir ideali olduğunu öğrettiğini belirten Erbaş, şöyle devam etti:
"Bu ideal, insanların zihnini ve gönlünü Allah'a imanla aydınlatma gayretidir. Allah'ın yüce ismini yeryüzünün dört bir tarafına duyurma kararlılığıydı. Dünyada hiçbir beşere Efendimizin dışında hiçbir Peygambere nasip olmayan kısa bir zamanda Allah'ın Resulü Hazreti Muhammed Mustafa'ya büyük zaferler nasip oldu. Son peygamber Hz. Muhammed Mustafa'nın örnek ahlakıyla insanlığı buluşturma çabası kısa zaman içerisinde sonuç verdi. Bu ideal, yeryüzünde ilim ve hikmete, sevgi ve saygıya, şefkat ve merhamete dayalı bir medeniyet oluşturma azmidir. Zulme ve kötülüğe engel olma, adalet ve iyiliği dünyaya hakim kılma iradesidir. Nitekim yüce Rabb'imiz bu iradeye sahip çıkmamız için şöyle buyurmaktadır: 'İçinizden hayra çağıran, iyiliği emreden kötülükten men eden bir topluluk, bir ümmet bulunsun. İşte feraha kurtuluşa ulaşanlar onlardır.' İslam mefkuresinin dayanağı Kur'an-ı Kerim ve Peygamber Efendimizin sünnet-i seniyyesidir. Zira Allah Resulü Efendimiz, Arafat'ta Kur'an ve sünnetini bizlere emanet etmiştir. Bu ümmete emanet etmiştir."
Erbaş, Hazreti Muhammed'in emaneti olan Kur'an-ı Kerim ve sünnete sahip çıkıldığı sürece Müslümanların yolunu şaşırmayacağına, söz konusu iki kavramdan beslenildiği sürece başarının kaçınılmaz olduğuna dikkati çekti.
Hazreti Ömer'in Kudüs'ün ilk fatihi olduğunu, ondan sonraki Fatih'in ise 88 yıllık Haçlı işgalinden Kudüs'ü kurtaran Selahaddin-i Eyyubi komutasındaki İslam ordusu olduğunu belirten Erbaş, şunları kaydetti:
"O işgal 88 yıl sürmüştü ama bugünkü siyonist işgal inşallah 88 sene sürmeyecektir Allah'ın izniyle. Buna inancımız tamdır. Hemen 7 yıl sonra Peygamber Efendimizin vefatından 7 yıl sonra Diyarbakır surlarına İslam sancağını dikerek Anadolu'ya İslam güneşinin doğmasına vesile oldu o ilk Müslümanlar. Efendimizin ashabı. Kahraman milletimiz de İslam ile şereflendikten sonra asırlarca İslam'ın sancaktarlığını yapmış ecdadımız, bu kutlu dava uğrunda yılmadan ve yıkılmadan seferden sefere, zaferden zafere koştu. Allah'ın izni ve yardımıyla Malazgirt'te de destan yazdı. Anadolu'nun kapılarını hiç kapanmamak üzere İslam'a açtı. İçinde bulunduğumuz bu güzel beldeyi kahraman yaptı. İşte Kahramanmaraş'tayız. Allah hepsine rahmet eylesin. Maraş'ı kahraman yapan şehitlerimize rahmet eylesin. Antep'i 'gazi' yapan şehit ve gazilerimize rahmet eylesin."
İstiklal Marşı mısralarından örnekler veren Erbaş, üstünde bulunulan her karış toprağın şehitlerin emaneti olduğunu vurguladı.
Ecdadın, aşılmaz denen burçları aştığını, yıkılmaz denen kaleleri yıktığını ve İstanbul'u fethettiğini hatırlatan Erbaş, şunları aktardı:
"Bugün bizlere düşen, İslam'ın öğrettiği yüce idealleri diri tutmaktır. Birlik ve beraberliğimize, kardeşlik ve muhabbetimize her daim sahip çıkmaktır. Ülkemize ve milletimize kurulan tuzakları boşa çıkartmak için her alanda güçlü olmaktır. Dini ve ahlaki konularda gençlerimize ve çocuklarımıza sahip çıkıp vatan, millet, ezan ve bayrak sevgisiyle onları yetiştirmektir. Alçakları, dahili ve harici düşmanları bilip ona göre tavır almak, ona göre tedbir almak her zaman bizim vazifemizdir. Ecdadına layık, ahlaklı bir gelecek için hep birlikte çalışmak zorundayız. Ülkemize ve milletimize kurulan her türlü tuzakları boşa çıkartmak için birlik beraberlik içerisinde çalışmamız lazım, kötülüğün yerine iyiliği, zulmün yerine adaleti, nefretin yerine sevgiyi hakim kılmamız lazım. Bu ulvi değerlerin yaşandığı ve öğretildiği güçlü aile yuvaları kurmamız lazım. Geleceğimizin teminatı evlatlarımızı milli ve manevi değerlerine bağlı, topluma ve insanlığa faydalı nesiller olarak yetiştirmek boynumuzun borcudur. Bunu asla ihmal etmememiz lazım."
Erbaş, hutbeyi başta Gazze ve Filistin olmak üzere tüm mazlumların zafere ulaşıp aziz olacağını, işgalci zalim ve siyonistlerin mağlup olup zelil kılınacağını haber veren hadis-i şerifle bitirdi.
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, daha sonra cuma namazını kıldırdı.
Kaynak:
Bu haber toplam 90 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.