Dışişleri Bakanı Fidan, Bulgar mevkidaşı Gabriel ile ortak basın toplantısında konuştu: (2)
"Bizim Avrupa Birliği'nden beklediğimiz, önceki yıllarda katılaşmış tutumlarının tekrar gözden geçirilmesi"- "(KKTC'deki Pile-Yiğitler yolu projesi) Son olan olaylar maalesef bir kez daha Birleşmiş Milletlerin adadaki bazı uygulamalarının ne kadar aslında Birleşmiş Milletlerin kuruluş ruhuyla uyuşmadığını göstermiş oldu"
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın göreve yeniden seçilmesinin ardından, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne (AB) üyeliği konusundaki taahhüdünü güçlü şekilde tekrar vurguladığını hatırlatarak, "Avrupa Birliği'nden beklediğimiz, önceki yıllarda katılaşmış tutumlarının tekrar gözden geçirilmesi." dedi.
Bakan Fidan, Bulgaristan Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Mariya Gabriel ile Dışişleri Bakanlığı'ndaki görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.
Türkiye ve Bulgaristan'ın "gerçek dost, yakın komşu ve güçlü müttefik" olduğunu dile getiren Fidan, Balkanlar'ın, bölgesel sorunlara bölgesel sahiplenme temelinde çözümler üretme vizyonunun en çok geçerli olduğu bölge olduğunu söyledi.
Fidan, iki ülkenin Balkanlar'da işbirliği ve dayanışmanın güçlenmesi için ortak çaba gösterdiğini belirterek, Güney Doğu Avrupa Ülkeleri İşbirliği Süreci (GDAÜ) gibi özgün ve kapsayıcı girişimlerle barış ve huzur arayışında olduklarını ifade etti.
Başta Ukrayna savaşı olmak üzere mevcut uluslararası şartlarda Balkanlar'da güvenlik ve istikrarı önceleyen sağduyulu politikalara her zamankinden daha fazla ihtiyaç olduğunu vurgulayan Fidan, "Bu anlamda Türkiye ve Bulgaristan arasında çok boyutlu dostluk ve müttefiklik, Balkanlar'da istikrarın temel unsurudur." dedi.
Fidan, ikili ilişkileri her alanda daha da derinleştirmenin ve güçlendirmenin Türkiye ve Bulgaristan'ın yanı sıra bölgenin ve Avrupa'nın da yararına olacağını söyledi.
İki ülkenin geniş yelpazede işbirliğini geliştirme potansiyeli olduğuna işaret eden Fidan, "Ticaret hacmimiz, ortak hedefimiz olan 10 milyar avroya her geçen gün daha da yaklaşmakta. Bulgaristan'daki iş insanlarımızın yatırımlarının çok özel bir konumu var." diye konuştu.
Fidan, Türk şirketlerinin cam ürünlerinden alüminyuma, enerjiden otomotive farklı sektörlerde faaliyet gösterdiğini belirterek, bu şirketlerin çalışmalarının Türkiye ve Bulgaristan'ın ihracat temelli büyümesine katkı sağladığını dile getirdi.
Geçen yıl Türkiye'nin ihracatının 254,2 milyar dolarla rekor kırdığını hatırlatan Fidan, Türkiye'nin kara yolu ile Avrupa'ya yönelik ihracatının neredeyse tamamının Bulgaristan üzerinden yapıldığını belirtti.
Fidan, özellikle yaz aylarında Sırbistan-Bulgaristan sınırında da yoğunluğun azaltılması için yakın işbirliği yaptıklarını ifade etti.
Bulgaristan ile stratejik işbirliği alanlarından bir diğerinin enerji olduğuna dikkati çeken Fidan, "Bulgaristan ile enerji alanında işbirliğimiz yalnızca ticari bir faaliyet değil, bölgedeki enerji arz güvenliği işi de büyük önem taşımakta." dedi.
Fidan, güvenlik alanında da Bulgaristan ile ileri işbirliklerinin olduğunu, terörizm ve düzensiz göç hususunda atılabilecek adımları görüştüklerini söyledi.
Mevkidaşıyla görüşmesinde Ukrayna'daki savaşı ve tahıl girişimini ele aldıklarını anlatan Fidan, Karadeniz'de sükunetin korunması ve bunu tehlikeye atabilecek girişimlerin engellenmesinin temel öncelikleri olduğunu vurguladı.
- KKTC'deki Pile-Yiğitler yolu projesi
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) Pile-Yiğitler yolunun yapımındaki gerginliğe ilişkin soruya yanıt veren Fidan, Türkiye olarak KKTC'yi her alanda sonuna kadar desteklediklerini, Kıbrıs Türklerinin haklı mücadelesinin dünya çapında tanınması için çalıştıklarını söyledi.
"Son olaylar, maalesef bir kez daha Birleşmiş Milletlerin (BM) adadaki bazı uygulamalarının ne kadar aslında Birleşmiş Milletlerin kuruluş ruhuyla uyuşmadığını göstermiş oldu." diyen Fidan, Pile'deki Türk toplumuna gerekli insani yardımı götürmek için Yiğitler köyünden bir yol yapım projesinin uzun zamandır gündemde olduğunu ifade etti.
Fidan, Pile'de bulunan Rum nüfusa yönelik Rum tarafından yapılan yolun hiçbir zaman için BM'nin engellemesine ve kınamasına tabi olmadığına dikkati çekti.
- Türkiye'nin AB üyeliği süreci
Bakan Fidan, Türkiye'nin AB'ye tam üyeliği önündeki engellerin kısa zamanda kaldırılıp kaldırılmayacağına ilişkin soruya karşılık, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın mayısta yeniden seçilmesinin ardından, Türkiye'nin AB'ye üyeliği konusundaki taahhüdünü güçlü şekilde tekrar vurguladığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, bu yolda gereken adımların atılması konusunda Türkiye'nin iradesini ortaya koyduğunu belirten Fidan, Erdoğan'ın, aynı iradenin AB kurumları ve üye ülkeleri tarafından gösterilmesi konusunda çağrıda bulunduğunu hatırlattı.
Fidan, bu politikanın uygulanması konusunda tüm devlet kurumlarına önemli görevler düştüğünü dile getirerek, Dışişleri Bakanlığı olarak bu politikanın uygulanması konusunda koordinasyon görevini en iyi şekilde yerine getirmek için devlet sistemi içinde ve Avrupa ülkeleriyle görüşmelere tekrar başladıklarını ifade etti.
Bakan Fidan, "Bizim Avrupa Birliği'nden beklediğimiz, önceki yıllarda katılaşmış tutumlarının tekrar gözden geçirilmesi." dedi.
Türkiye'nin AB üyeliği sürecini özellikle iki noktadan ele almalarını önemsediklerini belirten Fidan, bunlardan birincisinin "rasyonel kriterlere ve şartlara uyma meselesi" olduğunu söyledi.
Fidan, bu konuda Türkiye'nin uzun yıllar çok önemli adımlar attığını dile getirerek şunları kaydetti:
"Ama birden bire chapterların (fasılların) açımı durduruldu, siyasi nedenlerden dolayı. Olay siyasi bir renge büründü. Avrupa Birliği kriterlerinin rasyonel değerlendirmesi süreci askıya alınarak siyasi değerlendirmeler süreci başladı. Bunlarda da ağırlıklı olarak Avrupa Birliği'nde kimlik politikalarını esas alan yaklaşımlar gördük. Özellikle merkez Avrupa ülkelerinin kendi iç politikalarında Türkiye'nin Avrupa Birliği meselesini bir siyasi malzeme olarak kullanması ve sürekli tartışmaya açılması, Avrupa Birliği'nin, Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğini rasyonel ve stratejik bir konu olmaktan ziyade tamamıyla iç politikada bir kimlik siyaseti meselesi olarak ele almasına yol açmıştır."
Bu durumun, Avrupa Birliği üyesi ülkelerin ciddi bir krizi olduğunu vurgulayan Fidan, Türkiye'nin her zaman "AB'nin küresel aktör olma" konumunu pekiştireceğini değerlendirdiklerini ifade etti.
(Bitti)
Kaynak:
Bu haber toplam 52 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.