DEM Parti Eş Genel Başkanı Bakırhan, HDK 13. Genel Kurulunda konuştu:
"Orta Doğu'daki girdaba kapılmamak için bizim öteden beri savunduğumuz Türkiye'nin toplumsal barışını sağlaması gerekiyor. En başta Kürt meselesini diyalogla, müzakereyle, demokratik yöntemlerle çözmesi gerekiyor"
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) 13. Genel Kuruluna katıldı.
Sancaktepe Kadir Topbaş Kültür ve Sanat Merkezi'nde düzenlenen etkinlikte konuşan Bakırhan, HDK'nin hak ettiği yere gelmesi için bugüne kadar yaptıkları çalışmalardan daha olumlu, önemli ve büyük bir mücadele ortaya koymaları gerektiğini söyledi.
Orta Doğu'nun emperyalist ve kapitalist krizin yaşandığı önemli bir merkez olduğunu anlatan Bakırhan, şöyle konuştu:
"Sistem ciddi bir kriz içerisinde, ciddi bir kaos içerisinde. 'Türkiye'yi ne kadar etkiler, nasıl etkiler, Türkiye'deki halklar bundan nasıl etkilenir?' sorusunu hep birlikte tartışmamız, bunun yanıtını vermemiz gerekiyor. Çünkü biz de hemen o Orta Doğu'daki girdabın yanı başında bulunuyoruz. Orta Doğu'daki girdaba kapılmamak için bizim öteden beri savunduğumuz Türkiye'nin toplumsal barışını sağlaması gerekiyor. En başta Kürt meselesini diyalogla müzakereyle demokratik yöntemlerle çözmesi gerekiyor."
Bakırhan, "Süreçler taraflar arasında başlar. Bir süreç varsa bu sürecin tarafları vardır. Bir süreç devam ettirilecekse sadece tek taraflı yorumlar, tek taraflı açıklamalarla bu süreç yürümez. Sürecin diğer taraflarının da meseleye ilişkin ne dedikleri, ne düşündükleri, nasıl gördükleri, ne önerdiklerini Türkiye toplumu, Türkiye halkları, Türkiye emekçileri bilmek durumundadır." ifadelerini kullandı.
Bu süreçte tehditli bir dilin tartışmalara katkı sunmadığını dile getiren Bakırhan, şunları kaydetti:
"Bu dilin terk edilmesi gereklidir. En başta da iktidar mensupları tarafından toplumu zehirleyen bu dil yerine daha siyasi, daha olgun, daha kapsayıcı, daha karşıdakini dikkate alan saygın bir dile dönüşmesi gerekiyor. Aksi halde bu tartışmalar bir süreç olmadan bitmek durumunda kalabilir. Tartışmaların yürüdüğü bir süreçte halkın iradesiyle, halklarımızın iradesiyle seçilen Esenyurt Belediyesine kayyum atanması 'Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?' dedirtiyor. Gerçekten bunlar bu tartışmaları, bu biçimde yöneteceklerse bundan bir şey çıkmaz."
Kaynak:
Bu haber toplam 51 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.