Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın: (3)- "(İnfaz düzenlemesi) Meclis'te belli bir oydaşma sağlamak suretiyle bu konunun Meclis'in gündemine gelmesiyle ilgili çalışma devam ediyor. Bu tamamlandığında Cumhurbaşkanımıza arz edilecek"- "(Trump'ın azil sür
ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, infaz düzenlemesine ilişkin, "Meclis'te belli bir oydaşma sağlamak suretiyle bu konunun Meclis'in gündemine gelmesiyle ilgili çalışma devam ediyor. Bu tamamlandığında Cumhurbaşkanımıza arz edilecek." dedi.
Kalın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yapılan kabine toplantısı devam ederken açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.
Bir gazetecinin, "Cumhurbaşkanı Erdoğan infaz düzenlemesinin ocak ayında Meclis'e geleceğini söylemişti. Çalışmaya ilişkin durum nedir, bir tarih verebilir misiniz?" sorusu üzerine Kalın, çalışmanın Adalet Bakanlığı tarafından devam ettirildiğini söyledi. Hem siyasi paydaşlar hem de uzmanlarla detaylı bir çalışma yapıldığını anlatan Kalın, "Meclis'te belli bir oydaşma sağlamak suretiyle bu konunun Meclis'in gündemine gelmesiyle ilgili çalışma devam ediyor. Bu tamamlandığında Cumhurbaşkanımıza arz edilecek. Burada tabii ki hem Cumhur İttifakı'nın bir üyesi olarak MHP ile hem de diğer partilerle paylaşımları yapıldıktan sonra da bunun Meclis gündemine gelmesini, burada tartışılmasını öngörüyoruz. Çalışmanın ciddi bir noktaya geldiğini ifade edebilirim." diye konuştu.
- ABD ile istihbarat paylaşımı
"ABD'nin Türkiye ile istihbarat paylaşımının devam etmediğine ilişkin haberler çıktı. İstihbarat paylaşımı devam ediyor mu?" sorusu üzerine Kalın, Amerika ile istihbarat paylaşımı konusundaki çalışmaların devam ettiğini belirtti.
İstihbarat iş birliğinin çok boyutlu bir konu olduğunu anlatan Kalın, şöyle devam etti:
"Bahsettiğiniz haberin detaylarıyla ilgili bizim elimizde bir bilgi yok. Şu anda devam eden, Irak sahasında, Suriye sahasında ve diğer alanlarda istihbarat paylaşımı ve iş birliği devam ediyor. Yeterli mi, bizim ihtiyaçlarımızı karşılayacak düzeyde bir istihbarat paylaşımı yapılıyor mu? Buna 'evet' demem mümkün değil. Çünkü Türkiye aynı anda hem DEAŞ'a hem PKK'ya hem FETÖ terör örgütüne karşı mücadele ederken ABD başta olmak üzere diğer müttefiklerimizden yeteri kadar askeri, istihbari, siyasi destek görmediğimizi ifade etmek istiyorum. Buna rağmen bizim istihbarat teşkilatımız dünyanın neresinde olursa olsun Türkiye'nin milli menfaatleri için çalışmalarına hiç ara vermeden devam ediyor. Birileri iş birliği yapsa da yapmasa da kendi imkan ve kabiliyetlerini kullanmak suretiyle bu çalışmalarına bundan sonra da devam edecektir."
- F-35'ler
"Türkiye ile ABD arasında F-35'lere ilişkin bir komisyon kurulacağı duyurulmuştu. F-35 ile ilgili son gelişmeler nelerdir?" sorusu üzerine Kalın, bu konuda ortak bir komisyon kurulması fikrinin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kasım ayında Washington'a yaptığı ziyarette gündeme geldiğini ifade etti.
Kendisi dahil, ilgili kişilerin bu konuda görevlendirildiğini anlatan Kalın, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Amerikan mevkidaşlarımızla yaptığımız görüşmelerde maalesef bugüne kadar bir netice alamadık. Çünkü Amerikan tarafı bu konuda çok maksimalist bir taleple yaklaşımla, F-35'lerin S-400'ler Türkiye'de olduğu müddetçe verilmeyeceğine dair keskin bir pozisyon içerisindeler. Biz ise bu komisyonun teknik düzeyde yapacağı çalışmaların bu meseleye ışık tutacağını söyledik, söylemeye de devam ediyoruz. Bizim teklifimiz hala masada. Burada bir değişiklik söz konusu değil. Çünkü kongrede gündeme gelen 'F-35'ler Türkiye'ye giderse S-400'ler hassas bilgileri çalacaklar, bunlar da bizim aleyhimize kullanılacak' şeklinde dolandırılan bir şehir efsanesi var. Bu ne kadar gerçek, ne kadar olgulara dayanıyor, ne kadar teknik uzmanlar tarafından teyit ediliyor, yahut edilmiyor bunları incelemek üzere bir komisyon kurulmasının hala doğru bir fikir olduğu kanaatindeyiz. Bununla ilgili Amerikan mevkidaşlarımızla yaptığımız görüşmelerde teklifimizi yeniledik, bundan sonra da yenilemeye devam edeceğiz."
Bu konunun Türkiye'ye karşı bir şantaj unsuru olarak kullanılmasının kabul edilemez olduğuna dikkati çeken Kalın, müttefiklik ilişkisinde şantaj ve yaptırım dilinin kullanılmaması gerektiğini, bunun yapıcı olmadığını, sonuç vermeyeceğini görmelerinin gerektiğini vurguladı.
- Trump'ın azil süreci
İbrahim Kalın, ABD Başkanı Donald Trump'ın azil sürecinin ardından Türkiye-ABD ilişkilerinde yeni bir dönemin başlayıp başlamayacağına ilişkin soruya karşılık, şöyle konuştu:
"Bu konu, Amerikan iç siyasetinin bir konusu ama tabii ki bütün dünyanın takip ettiği bir mesele. Dün neticelendi. Başkan Trump aklandı, artık dosya kapanacak. Bu Amerikan siyasetine nasıl etki yapar bunu izleyeceğiz. Sayın Trump Türkiye ile iyi ilişkiler geliştirmek isteyen bir siyasi lider. Bunu pek çok defa ifade etti kendisi. Kendi sistemi içindeki muhalefete rağmen bunu ifade ettiler. Biz de bu yapıcı yaklaşımı elbette karşılıksız bırakmayacağız. Sayın Cumhurbaşkanımızın Sayın Trump ile iyi bir ilişkisi var ama temel meselelerde çözmemiz gereken konular olduğunu hatırlatmamız gerekiyor. Yani PYD meselesi olsun, Suriye konusu olsun, PKK ile mücadele, FETÖ, Halkbank konusu olsun diğer konularda daha hızlı daha yapıcı bir yaklaşımda mesafe almamızın mümkün olduğuna inanıyoruz. Bunun için de biz çalışmalarımızı mevkidaşlarımızla bundan sonra da devam ettireceğiz."
- İdlib'deki gerginlik
"İdlib'de süren gerilim konusunda Rusya ile nasıl bir koordinasyon içindeyiz. Yeni bir Soçi söz konusu mu?" sorusu üzerine Kalın, daha önce varılan Soçi Mutabakatı çerçevesinde varılan İdlib Mutabakatı'nın hala masanın üzerinde olduğunu vurguladı.
Çatışmasızlık bölgesinin sınırlarını bu mutabakata göre belirlediklerini anımsatan Kalın, şunları söyledi:
"12 askeri gözlem noktamızı da yine bu mutabakatın belirlediği sınırlar içerisine yerleştirmiştik. Haritayı zihninizde canlandıracak olursanız o çatışmasızlık bölgesinin iç kısmında Türk askeri gözlem noktalarında bulunmakta, dış kısmında da Rus askerleri bulunmakta. Haritanın yine bu olduğunu kabul ediyoruz ve bu harita üzerinden müzakere yürüteceğimizi de Rus tarafına ifade ettik. Burada bir değişiklik olması mutabakata da aykırıdır, İdlib anlaşmasına da aykırıdır. Oradaki demografik yapıya da aykırıdır, üreteceği sonuçlar açısından da son derece tehlikeli bir gelişme olacaktır. Özellikle oradaki askeri gözlem noktalarımız ve askerlerimizin korunması noktasında sadece bu konuları konuşmayacağız. Yani, harita, İdlib Mutabakatı, çatışmasızlık bölgesi değil. Askerlerimize yönelik herhangi bir tehdit söz konusu olduğunda nasıl karşılık vereceğimizi gördüler. Bundan sonra da bu konuyu çok açık ve net bir şekilde ifade ediyorum, karşılıksız bırakmayacağımızı rejimin de gayet net bir şekilde bilmesi gerekiyor."
- "Yarın herkesin Kızılaya ihtiyacı olabilir"
Kızılaya yapılan şartlı bağış ve sonrasında yaşanan tartışmalar ile muhalefetin "vergi kaçırıldığı"na yönelik iddiaların sorulması üzerine İbrahim Kalın, bu konuda Kızılayın hem kurum olarak hem de Kızılay başkanının detaylı açıklamalar yaptığını hatırlattı.
Bu konuda daha önce de benzer örnekler bulunduğuna işaret eden Kalın, "2015 ile 2019 arasında, 4 yıllık dönemde buna mümasil olabilecek yaklaşık 16 şartlı bağışın yapıldığını, bunların farklı hayır işlerinde kullanıldığını biz biliyoruz. Belgeleri ile bu ortada." dedi.
Sadece Kızılaya değil, başka kurumlara ya da başka belediyelere de yine "şartlı bağış" şeklinde bağışlar yapıldığının bilindiğini aktaran İbrahim Kalın, şunları kaydetti:
"Dolayısıyla burada süreci başlatan bağış sahibidir. Yani bağışı şartlı hale getiren, 'şuraya verilmek üzere biz bu başı yapıyoruz' diyen, bağış sahibidir. Burada bir vergi kaçırılması yahut bir usulsüzlük söz konusu değil. Kızılay kurumumuz bu şartlı bağış alırken de bunun şartlarını açık ve net bir şekilde görüşüyor, konuşuyor ve bunun gereği olarak da o parayı, o bağışı başka bir hayır kurumuna aktarıyor. Bunun dediğim gibi çok farklı örnekleri var. Burada Kızılay bizim güçlü bir kurumumuzdur, onu yıpratmaya dönük bir siyasi polemiğin başlatılması gerçekten üzücüdür. Bakın bugün işte Elazığ'daki, Malatya'daki depremden, Van'daki çığ felaketine İdlib'deki masum İnsanların korunmasından, ihtiyaçlarının karşılanmasından, dünyanın birçok yerindeki ihtiyaç sahibi insanların yardımına koşulmasına kadar Kızılay sahada canla başla çalışmakta. Burada bu kurumlarımızı yıpratarak kimsenin eline bir şey geçmez. Yarın herkesin Kızılaya ihtiyacı olabilir bu hassasiyetle bu konuların değerlendirilmesinin daha isabetli olacağını düşünüyoruz."
(Bitti)
Kaynak:
Bu haber toplam 198 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.