Cumhurbaşkanı Erdoğan, canlı yayında
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: (4)- "Biz, bu ülkede yıllar yılı beyaz-zenci ayrımında beyaz Türk muamelesi görmedik, zenci Türk muamelesi gördük. Neyle? İnancımızla, fikrimizle, düşüncemizle. Bizim çocuklarımız imam hatiplerin kapısından çevrildi Bay
ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Biz, bu ülkede yıllar yılı beyaz-zenci ayrımında beyaz Türk muamelesi görmedik, zenci Türk muamelesi gördük. Neyle? İnancımızla, fikrimizle, düşüncemizle. Bizim çocuklarımız imam hatiplerin kapısından çevrildi Bay Muharrem, senin çocukların çevrildi mi?" dedi.
Erdoğan, Kanal 7'de katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı ve değerlendirmelerde bulundu.
Muhalefetin ısrarla olağanüstü hal üzerinde durduğu ifade edilerek, "Bunun arkasında başka bir şey mi var?" sorusu üzerine Erdoğan, "Onun arkasında olan şey şu, 'Acaba biz buradan prim yapar mıyız?' Çünkü öyle şeyler gündeme geliyor ki 'Şunu ben ileri sürersem, buradan bir prim yapar mıyım?' Çalışılmış dersler, başlıklar değil bunlar ama biz dersimizi çalışıyoruz. Hangi konu ne getirir, ne götürür, biz bunu çalışıyoruz." diye konuştu.
AK Parti dışındaki partilerin terörle mücadeleye yönelik bir tavrı olmadığını dile getiren Erdoğan, muhalefetin yatırımlarla ilgili de "durduracağım" dediğini söyledi.
Muhalefetin insansız hava araçları, silahlı insansız hava araçları, nükleer santral, 3. havalimanı, yerli otomobile savaş açtığı ifade edilerek, "Mesela Sayın İnce, kaldıracağım diyor, ama ertesi gün de çıkıp sizi üretim yapmamakla suçluyor. Zorlanıyor musunuz? Bu tutarsız, ikircikli, paradoks, hepsi yaşanıyor, hızlı trene karşı olan birisine nasıl cevap vereceksiniz?" şeklindeki soru üzerine Erdoğan, "Bunlar leblebi, çekirdek. Çünkü bu işin bizim için zor tarafı yok. Bunlar çırak bile değil. Biz artık ustalık dönemini geçirdik. Şu işlerin kabili telif değil. Sen 'Kanal İstanbul'a karşıyım' diyen bir adamla neyi konuşacaksın? Utanmadan, sıkılmadan televizyona davet ediyor. Üzerimizden kalkıp reyting sağlayacak kendine. Biz seni muhatap alır mıyız?" ifadelerini kullandı.
Ne yaptılarsa eserleriyle yaptıklarını dile getiren Erdoğan, Ziya Paşa'nın "Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri" sözünü hatırlatarak, eserleriyle konuştuklarını kaydetti.
CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'nin memleketi Yalova'ya gidip geldiği köprünün Yavuz Sultan Selim Köprüsü olduğuna işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nden ne kadar parayla geçtiğini konuşuyor. Orayı beğenmiyorsan ikinci köprüden git. Şimdi bak bayramda o da ücretsiz. Öbür tarafı da bir defa biz PPP, yani kamu özel anlayışıyla yaptık. Belli bir süre burası böyle ama belli süre sonra bu köprü, tamamen o da diğerleri gibi devlete kalacak. O zaman iki köprüdeki uygulama neyse Yavuz Sultan Selim Köprüsü'ndeki uygulama da o olacak. Bunun üzerinden prim yapmanın bir anlamı olabilir mi? Ve ağırlıklı olarak da 3. köprünün işlevi ağır vasıtalar üzerinedir. Otomobiller daha çok bir ve ikiyi kullansın diye bunlar yapıldı. Şimdi buradan kalkıp 'İşte bak şurası ücretsiz, burası 97 lira, 114 lira' gibi laflar ediyor. Ücretsiz olayı zaten bizim her bayram yaptığımız uygulamadır ama normal zamanda tabii onların fiyatıyla bunun fiyatı daha farklı."
Yavuz Sultan Selim ve Osmangazi köprülerinin yapımının milli bütçeyle alakalı olmadığını anlatan Erdoğan, bunun kendilerine ait olan kaynakların çeşitlendirilmesi teorisiyle alakalı olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dünyada OECD ülkeleri arasında bu teoriyi işleme sokan biziz. G20 ülkeleri arasında bu konuda ilk sıralarda yer alan ülkeyiz. Antalya G20'de özellikle bununla ilgili konuşmam oldu. 'Nasıl yapıyorsunuz' diye bu sorulmuştur bize ve orada bunu anlattım gelen bütün uluslararası liderlere vesaire. Çünkü uygulamada Türkiye bu noktada çok çok önde." değerlendirmesinde bulundu.
Yap işlet devret modelini de en ideal seviyede uygulayan ülkenin Türkiye olduğunu ifade eden Erdoğan, "Sizin cebinizdeki hazır parayla iş yapmak başka bir şey ama yok. Benim milli bütçemde sıkıntı varsa farklı, alternatif kaynakların çeşitlendirilmesi noktasında ne yapabiliriz, bunun üzerinde çalıştık." dedi.
Yap işlet devret, kamu özel iş birliği gibi sistemlerle kaynak oluşturduklarını ve bununla iş yaptıklarını dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:
"Eğer zaten bunlar olmasa düşünün 79 sene Cumhuriyet tarihinde düşünebiliyor musunuz, yapılan bölünmüş yol 6 bin 100 kilometre ama biz 16 senede buna 20 bin kilometre bölünmüş yol ilave ettik. Bunlar öyle durup dururken olmadı ama bunun Bay Muharrem de Bay Kemal de farkında değil. Buradan özellikle CHP'ye, Saadet'e, İYİ Parti'ye gönül veren kardeşlerime sesleniyorum. Bakın bunları iyi değerlendirin. Bütün buralardan gidiyorsunuz, geliyorsunuz. Tabii hep şunu söylüyorsunuz, biliyorum, 'Görevinizdi yaptınız.' Eyvallah. görevimizdi, yaptık ama bizden önce gelenlerin görevi değil miydi? Onlar niçin yapmadılar? Onlar niçin bu hastaneleri yapmadılar. Bay Kemal, SSK'nın Genel Müdürüydü, hastanelerimizin hali biliniyor değil mi? Rahmetli Savaş Ay'ın programında bunlar gayet güzel anlatılıyor. Acaba ne yaptı? Hiç. Eğitimde ne yaptı? Hiç. Bizim eğitimde sadece sıfır 280 bin derslik yaptık. Cumhuriyet tarihinde yapılanın daha üzerindedir."
-"Beyaz Türklerin kimler olduğunu halkım çok iyi bilir"
Muharrem İnce'nin "Ben Türkiye'nin zencisiyim" dediği hatırlatılarak, "Acaba roller değişti mi? Yani dünün AK Partisi bugün Türkiye'nin beyaz Türkleri haline geldi, itilmiş kakılmışları da CHP'liler mi oldu?" sorusuna karşılık Erdoğan, "Bu ekranda hiç halkı aldatmaya gerek yok. Türkiye'de beyaz Türklerin kimler olduğunu benim halkım çok iyi bilir." dedi.
Kıyı kaptanı, Rize Güneysu'dan çıkıp gelmiş Ahmet Erdoğan'ın oğlu olduğunu, yıllarca her türlü mesleği yaptığını belirten Erdoğan, imam hatipte yatılı okuduğunu, hafta sonları cumartesi öğle gelip, pazar akşamı okula döndüğünü, o bir günde de simit sattığını anlattı.
Kartpostal alıp, bunları ailesine gönderenlere satarak para kazandığını, bunu babasından aldığı haftalık 2,5 lira ile yaptığını ifade eden Erdoğan, imam hatipi bitirdikten sonra Camialtı'nda futbol oynadığını, İETT'de futbol oynarken belli bir maaş almaya başladığını belirtti.
Evliliğini de bu dönemde yaptığını aktaran Erdoğan, 1980 darbesinde İETT'den atıldığını, özel sektörde işe girdiğini kaydetti.
Erdoğan, "Özel sektörde de çok anlamlı iş bulduk. Detaylarına girmeyeyim. Hamdolsun, askere yedek subaylığımı yapacağım ana kadar devam ettik. Yedek subaylığıma başladığımda yedek subaylıktan aldığım maaşla patronum bana dedi ki -Allah selamet versin yaşıyor hala, marka da bilinen bir marka ama onu söylemem lazım, onların da bende hakkı var, Coşkun Sucukları'nda çalışıyordum- dedi ki, 'Buradan aldığın maaşın yarısını da askerlik boyunca almaya devam edeceksin.' Ve benim yedek subaylıkta aldığım maaşımda düşüş olmadı. Yani ne alıyorsam aynen devam etti." diye konuştu.
Bunların hepsini kader planının içerisindeki güzellikler olarak niteleyen Erdoğan, askerden sonra bir süre daha aynı sektörde devam edip, sonrasında özel sektörde bir şirketin distribütörlüğünü yapmaya başladığını söyledi.
Belediye Başkanlığına kadar bu işe devam ettiğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Belediye Başkanı olduktan sonra bir gazete köşe yazarı dedi ki 'Orada yönetim kurulu başkanı olamazsın' Aslında mani bir hal yok ama ben tuttum yönetim kurulu başkanlığından istifa ettim. Sonra aile meclisinde konuştuk, yönetim kurulu üyeliğinden de istifa ettim ama vuracak ya, oradan onlar vurmaya yine devam ettiler. Biz tabii artık kale almadık, yolumuza devam ettik. Kardeşim, eniştem, beraberce işi yürüttüler. Şimdi Bay Kemal, Bay Muharrem'in şunu bilmesi lazım, 'Ben bu millete efendi olmaya geldim' o size ait, bize ait değil. Biz hizmetkar olmaya geldik, aramızdaki fark bu. Biz, bu ülkede yıllar yılı beyaz-zenci ayrımında beyaz Türk muamelesi görmedik, zenci Türk muamelesi gördük. Neyle? İnancımızla, fikrimizle, düşüncemizle. Bizim çocuklarımız imam hatiplerin kapısından çevrildi Bay Muharrem, senin çocukların çevrildi mi?"
İnce'nin bugün başörtüsü savunuculuğu yaptığının belirtilmesi üzerine de Erdoğan, "Başörtüsü konusunda savunamıyor da 'Ben imam hatipte 3 yıl öğretmenlik yaptım' diyor. Sen öğretmenlik yapsan ne yazar? Kim bilir o öğrenciler senden ne eza, cefa çektiler. Çünkü siz bir defa hep uygulamalarınızda başörtüsüyle ilgili, mesela Anayasa Mahkemesine gidişleri var. Nerede, malum o 417 kararında imzan var, senin de imzan var, Bay Kemal'in de imzası var. Kimi aldatıyorsunuz?"
(Sürecek)
Kaynak:
Bu haber toplam 121 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.