Cumhurbaşkanı Erdoğan Berlin'deki "Libya Zirvesi" dönüşünde soruları yanıtladı: (3)
"(CHP'nin FETÖ'nün siyasi ayağının araştırılması önergesi) AK Parti'de, MHP'de bu tür adamlar mı var, haydi ispatla. İspatlayamıyorsan demek ki bunlar sende" - "Daha bunların neleri çıkacak. Şimdi bu pisliklerden kurtulmak için parlamentonun üzerine bunu
ANKARA (AA) - Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP'nin FETÖ'nün siyasi ayağının araştırılması önergesine ilişkin, "AK Parti'de, MHP'de bu tür adamlar mı var, haydi ispatla. İspatlayamıyorsan demek ki bunlar sende." dedi.
Erdoğan, Almanya'nın başkenti Berlin'de düzenlenen "Libya Zirvesi"nden dönüşünde uçakta gazetecilere gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
Türkiye'nin, Moskova ve Berlin'deki girişimlerinin arabuluculuk olup olmadığına ilişkin soruya Erdoğan, "Burada arabulucu sıfatıyla bulunmayı kabul edemeyeceğimizi zaten Sayın Putin'e başta da söyledim." karşılığını verdi.
Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in "Ben Hafter tarafını halledeceğim. Siz de Serrac'ı hallederseniz bu işi çözüme kavuşturalım" şeklinde bir yaklaşım tarzında olduğunu belirterek, "Bizim ikimizin arasındaki böyle bir yaklaşım tarzıdır. Yoksa ben bu noktada siyaset anlayışımda bir teröristle asla masaya oturmam, masaya oturulmasına da müsaade etmem. Mesela Sayın Trump'ın YPG ve malum terörist Abdi Şahin'le ilgili adeta 'bunu kabul et' diyecek kadar maalesef ileriye gitme durumu olmuştu. Ben de 'Sayın Başkan, ben bir teröristle asla masaya oturmam' demiştim. 'Hem terörle mücadele diyeceğiz, uluslararası terörle mücadelede çok ciddi kayıplar vereceğiz, ondan sonra da teröristi kabul edeceğiz. Ben bunu yapmam' dedim. Aynı şeyi Putin de yapıyor. Tabii bu biraz insanın, siyasetçinin bakışıyla veyahut da kendi karakteriyle alakalı bir olay." değerlendirmesini yaptı.
- "Bay Kemal'in ilk yanlışı değil"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Türkiye'nin Libya'ya asker göndermesine ilişkin, "Fizan çöllerinde askerimizin ne işi var" açıklamasının hatırlatılması üzerine Erdoğan, "Fizan'ın yerini de bilmez. Biz Fizan'a göndermiyoruz ki Trablus'a gönderiyoruz." ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun İdlib'den gelen siviller için "terörist" ifadesini kullandığının anımsatılmasına üzerine de şunları kaydetti:
"Bu insanlar şu anda ölümden kaçıyor. O anne ile 6 çocuğunu ekranda görünce bizim hanımla beraber adeta kanımız dondu. O yavrulara biz nasıl terörist deriz? 2, 3, 4, 5, 6... O yaşlardaki çocuklar... 3 tanesi okulda, 3 tanesi orada, ayaklar çıplak, çocuklar donuyor. Onlara 'terörist' demek akıl tutulmasıdır. Bu Bay Kemal'in ilk yanlışı değil. Bir defa 'Suriye'den gelenleri tekrar Suriye'ye göndereceğim' diyen bu değil mi? Bu insanlar keyfinden, zevkinden mi geldiler bizim topraklarımıza?"
Suriye'den gelenlere maaş verildiği eleştirilerine de değinen Erdoğan, şöyle konuştu:
"Maaş falan verdiğimiz yok. Biz maaşı kendi vatandaşlarımızın yoksullarına veriyoruz. Bunların hepsi belgeli ve bu insanların birçoğu biliyorsunuz kamplarda, konteyner kentlerde, çadır kentlerde aylarca, yıllarca yaşadılar. Daha sonra çadır kentleri kaldırdık, imkan bulanlar evlere kiralık taşınmaya başladılar. Bunların hepsi sersefil değildi. Bunlar içerisinde mühendisi var, ebesi var. Şu anda daha uygun zemine oturttuk. Artık çadır kent kalmadı. Şimdi sadece konteyner kentler kısmen var. Diğerleri de yerleşiyor bunların içerisinde. Onu da çok rahat söyleyeyim. Meslek sahibi olanlar zaten kendileri de iş sahibi olmaya başladılar."
"(Suriye'de daha da ilerleyeceğiz) dediniz. Bunu İdlib üzerinde mi düşünmemiz lazım yoksa bizim sınırlarımızın tamamı konusunda mı?" sorusu üzerine Erdoğan, şu değerlendirmeleri yaptı:
"Birinci derecede şu anda İdlib. İdlib'de biliyorsunuz gözlem noktalarımız var. Gözlem noktalarında son zamanlarda Halep'ten oralara bazı saldırı atışları oldu. Gereken cevaplar gerektiği anda gerektiği şekilde de veriliyor. Ayrıca malum Tel Abyad ve Rasulayn arası bizim kontrolümüz altında. Orada da bizim işi bırakmamız mümkün değil. Biz bu Rasulayn ile Tel Abyad arasındaki yeri öyle bir hale getirmek istiyoruz ki burada dünyadan bize destek gelmezse, gerekirse biz yardım da toplayarak, buralarda kendi plan projemizi hayata geçirelim. Bunu yaparsak, gerçekleştirirsek burası çok daha farklı bir hale gelmiş olur. Buralar 'barış şehirleri' halini alır."
- "Parlamentonun üzerine bunu yıkmak istiyor"
CHP'nin FETÖ'nün siyasi ayağının araştırılması yönünde komisyon önergesi vermesinin ardından yaşanan gelişmeleri nasıl değerlendirdiği sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti:
"Sayın Bahçeli'nin bu yaklaşımı işin bir boyutu. İşin bir başka boyutu da bana göre şudur: İddia sahibi kim? CHP. Sen iddia sahibi olduğuna göre bir defa bu iddianı ispatlamakla mükellefsin. İspatla bunu. Parlamentonun içinde veya herhangi siyasi partide, AK Parti'de, MHP'de bu tür adamlar mı var, hadi ispatla. Eğer ispatlayamıyorsan demek ki bunlar sende. Ya CHP içinde var ya İP'te var ya HDP'de var. Çıkar o zaman sen bunları, ispat et. Bunu ispatlayamayan bu parti parlamentonun tamamını zan altına almak için böyle bir yola başvurdu. Daha geçenlerde Urla Belediye Başkanı'nın FETÖ'cü olduğu ortaya çıktı. Şu anda ne oldu? Tutuklu, içeride. Mahkemesi devam ediyor."
"Seçimden önce de babası uyarmış. Seçimden önce babası Kılıçdaroğlu'na gidiyor 'Benim oğlumu aday yapmayın, FETÖ'cüdür, sizin başınıza iş açar' diyor." diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Daha bunların neleri neleri çıkacak. Var. Bu süreç bu şekilde devam eder. Zira bu terazi bu kadar sıkleti çekmez. Şimdi bu pisliklerden kurtulmak için parlamentonun üzerine bunu yıkmak istiyor. Bunun bedelini bir defa ödeyecekler. Önce sen iddia sahibisin, bu iddianı ispatla. Meclisi buna karıştıramazsın."
- "BM varken AB'nin sürece koordinatör olarak girmesi doğru olmaz"
"Macron hem Doğu Akdeniz'e savaş gemisi gönderme hem Türkiye'ye karşı ileri geri konuşma hali içinde. Fotoğraf çekiminde bile tavırlarıyla rahatsızlığını ortaya koyuyor. Genel olarak bu tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz? Fransa tek ses midir? Bölünmüşlük var mı içinde size göre?" sorusu üzerine Erdoğan, şunları kaydetti:
"Şu anda Fransa'ya karşı gerek Hafter tarafının gerekse Serrac tarafının çok da sıcak bakar yanları yok. Zaten böyle olsaydı bu anlaşma Fransa ile yapılırdı. Şu an itibarıyla Fransa'nın bölgeye özellikle Kuzey Afrika ülkelerine bir ilgisi, alakası var ama bu uçak gemisini bölgeye göndermesinin ne anlama geldiğini zaman içerisinde görme fırsatımız olacak. Bu akşam kendisiyle de fazla muhabbet etme imkanımız olmadı. Libya konusunda içerideki müzakerelerde de çok ciddi bir şey söylemedi diyebilirim.
Dolayısıyla atılacak adımlarda da bundan sonraki sürece yönelik tek önemli avantajı BM Güvenlik Konseyi üyesi olması. Ve üyeliğin ona sağlamış olduğu avantajları kullanıyor olabilir. Bu en önemli yönü. Bu akşam bir şeyi söyledim o da şu 'Bu metin BM Güvenlik Konseyi'ne gidecek ve Konsey metni onarsa uygulamaya geçecek ama onamazlarsa metin uygulamaya da geçemeyecek'. Böyle bir durum söz konusu. Onun için tabii Fransa'nın burada önemli bir konumu var. AB bu sürece adeta koordinatör sıfatı ile girsin yaklaşımına da bizler 'BM varken AB'nin sürece koordinatör olarak girmesi doğru olmaz' demek suretiyle ikili görüşmelerde ona karşı durduk."
(Bitti)
Kaynak:
Bu haber toplam 190 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.