ÇOMÜ Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bekler, Biga'daki depremi değerlendirdi:
"Eninde sonunda bu tür büyüklükte ve dar alanda faylanmanın oluşturabileceği bu büyüklükte bir depremi bekliyorduk. Bu bölgede özellikle bu kümelenmenin olduğu yerde daha büyük bir deprem olacağını zannetmiyorum"
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tolga Bekler, Biga ilçesinde dün yaşanan 4,6 büyüklüğündeki depreme ilişkin, "Eninde sonunda bu tür büyüklükte ve dar alanda faylanmanın oluşturabileceği bu büyüklükte bir depremi bekliyorduk" dedi.
ÇOMÜ Rektörlüğü ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü işbirliğinde, Hamidiye Tabyaları'ndaki Hangar Fuaye Alanı'nda "6 Şubat Kahramanmaraş Depremlerine Genel Bakış ve Deprem Sonrası Faaliyetler" başlıklı panel düzenlendi.
Vali İlhami Aktaş, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürü Bekir Çelen, ÇOMÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Dinçay Köksel, Afet ve Acil Durum (AFAD) İl Müdürü Mehmet Hayri Demirel ile akademisyenlerin katıldığı panelde Prof. Dr. Bekler ile diğer uzmanlar, Kahramanmaraş merkezli depremlere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
ÇOMÜ Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürlüğü görevini de yürüten Bekler, etkinliğin ardından AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu tür faaliyetlerle farkındalık oluşturmaya çalıştıklarını söyledi.
Bu çalışmaları kalıcı hale getirmek istediklerini belirten Bekler, "Başta deprem olmak üzere afet çalışmalarında en azından riskleri daha az seviyelere düşürebilmek için bu tür çalışmalar bizler için çok önemli. Sadece birkaç kurumun değil ilin ve ilçenin, kentlerin tüm paydaşlarıyla kamu kurum ve kuruluşların STK'larla, afet gönüllüleriyle bir bütün olarak ele almak istedik. Umuyorum ki bunu başarabildik." ifadesini kullandı.
Bekler, dün Biga merkezli 4,6 büyüklüğünde deprem meydana geldiğini hatırlattı.
Sarsıntının, ilçe merkezinin 25 kilometre kuzeybatısında yaşandığını dile getiren Bekler, "O bölgede 4 Şubat'tan günümüze kadar mikro deprem aktivitesi vardı. Ciddi anlamda kümelenme söz konusuydu. Biz burayı yer bilimciler olarak bir deformasyon alanı, yani gerilme alanı olarak değerlendirdik. Eninde sonunda bu tür büyüklükte ve dar alanda faylanmanın oluşturabileceği bu büyüklükte bir depremi bekliyorduk. Bu bölgede özellikle bu kümelenmenin olduğu yerde daha büyük bir deprem olacağını zannetmiyorum." diye konuştu.
Bekler, 8-9 kilometre uzunluktaki fayın güneybatısında, daha da güneyinde özellikle Kuzey Anadolu Fayı'nın güney kolunun uzantıları olan farklı boylarda 1900'lü yıllardan bu yana büyüklüğü 6'nın üzerinde çok fazla depremin meydana geldiğine dikkati çekti.
Depreme karşı yapıların güçlendirilmesinin önemine işaret eden Bekler, şunları kaydetti:
"Anadolu'da yaklaşık olarak neredeyse her 10 yılda bir hasar yapıcı niteliği sahip, mühendislik yapılarından tutun da tüm yapı envanterini zorlayabilecek kuvvetli yer hareketi olarak nitelendirdiğimiz depremlerle karşı karşıya kalıyoruz. Bunlar doğanın yer hareketliliğinin rastgelelik sürecinde oluşan yer hareketleri. Bu bakımdan buna engel olmamız mümkün değil. Bu, kalbin atışına 'dur' demek gibi bir şey. Tabii burada önemli olan şu; bizim şu anda gerçekleştirdiğimiz faaliyetler gibi faaliyetlerin ne kadar sürdürülebilir hale getirebilirsek tüm paydaşlarımız diye tabir ettiğimiz ekiplerle umuyorum ki ileride oluşabilecek tüm Anadolu depremleri için riskleri daha aza indiririz."
Kaynak:
Bu haber toplam 83 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.