CHP TBMM Grup Toplantısı
Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu: (2)- "AK Parti'li kardeşlerimin vicdanına seslenmeyip kimin vicdanına sesleneceğim. Verdiğiniz oya ihanet ediyorlar, verdiğiniz oya ihanet edenin arkasından niye gideceksiniz?"- "AK Parti'li kardeşlerim 2002'den beri oy ve
TBMM (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "AK Parti'li kardeşlerimin vicdanına seslenmeyip kimin vicdanına sesleneceğim. Verdiğiniz oya ihanet ediyorlar, verdiğiniz oya ihanet edenin arkasından niye gideceksiniz?" dedi.
Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, günün düşünme, ahlak, adalet, vicdan günü olduğunu belirterek, "AK Parti'li kardeşlerime, onların vicdanlarına, ahlaklarına seslenmeyip, kime sesleneceğim?" ifadesini kullandı.
AK Parti'nin 2002'de iktidara geldiğinde yolsuzlukları araştırma komisyonu kurulduğunu, kendisinin bu komisyonun üyesi olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, "düzgün ve çalışkan" olarak nitelediği komisyon başkanlığını yapan AK Parti'li Azmi Ateş'in neden bir daha milletvekili olamadığının sorulmasını istedi.
Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin 3 Y ile; yolsuzluk, yasaklar ve yoksullukla mücadele etmek için iktidara geldiğine işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"AK Parti'li kardeşlerim 2002'den beri oy veriyorsun. Vicdanına sesleniyorum; yolsuzluklar, yoksulluk, yasaklar bitti mi? Yolsuzlukla bırakın mücadele etmeyi, yönetenler gırtlaklarına kadar yolsuzluk içindeler. 3 bakanın birebir tespit edilen yolsuzluk dosyası Yüce Divana gönderilmedi. Hani kul hakkı yemek en büyük günahtı? Allah diyordu ki 'her türlü günahınla gel, affederim ama kul hakkıyla gelme'. AK Parti'ye oy veren kardeşlerime sesleniyorum; kul hakkı yiyenleri, devleti soyanları Yüce Divana göndermemek, yolsuzluk dosyalarını kapatmak, fakir fukaradan toplanan vergilerin iç edilmesi ne demektir? Senin vicdanına, ahlakına, adalet anlayışına seslenmeyeceğim de kiminkine sesleneceğim. Yoksulluk vardı memlekette, 'yoksulluğu bitireceğiz' diyorlardı. AK Parti'li kardeşim Allah aşkına memlekette yoksulluk bitti mi? 2002'de bir esnaf Başbakanlığın önünde yazar kasa attı, şimdi intihar edenler, kendisini yakanlar var."
- "Devlet, vatandaş borç batağında"
Kemal Kılıçdaroğlu, vatandaşın ve devletin borç batağında olduğunu öne sürerek, bu iç ve dış borcun nereye gittiğini sordu. Yoksulluğun, açlığın diz boyu olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, çöp kutularından bir şeyler toplayıp geçimini sağlayan yüzbinlerce kadın ve çocuğun bulunduğunu iddia etti.
Kılıçdaroğlu, devletin adalet, ahlak ve liyakat ile bütün vatandaşları kucaklayarak, vatandaştan alınan her kuruşun hesabının verilmesiyle yönetildiğini söyledi.
Bankalarda yarıdan fazla dolar mevduat hesabı bulunduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, bunun, vatandaşın hükümete güvenmediği anlamına geldiğini savundu. Kılıçdaroğlu, "AK Parti'li kardeşime sormayacak mıyım memleketi bu hale kim getirdi? Dış güçler mi? Son 1 yılda 1 milyon 376 bin kişi işsiz kaldı. İşsizlik nedir biliyor musun kardeşim? Senin de çocukların var işsiz. Sen, çocuğunu işsiz bırakana 'oy vereceğim' diyorsun. Niye veriyorsun? Belki çocuğun iş buldu, komşunun çocuğu, amcanın, dayının çocuğu işsiz." diye konuştu.
- "Bu millet ilk kez soğan, patates kuyruğuna girdi"
Türk-İş'e göre açlık sınırının 2 bin 124 lira olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, 16 milyon kişinin evine doğru düzgün ekmek götüremediğini ileri sürdü. Kılıçdaroğlu, "Beylerin bir eli yağda, bir eli balda, yoksulluğu çeken sensin. İşsizlik diz boyu, sarayda oturan, 'Herkes iş bulacak diye bir şey yok.' diyor. Tam bir kibir abidesi. Herkesi aşağılıyor, tepeden bakıyor." dedi.
Kılıçdaroğlu, tarihte kuyruklar olduğunu ancak Cumhuriyet tarihinde ilk kez bu milletin soğan ve patates kuyruğuna girdiğini belirterek, "17 yılın sonunda memleketin getirildiği nokta vatandaşı soğan ve patates kuyruğuna sokmak oldu." ifadesini kullandı.
İstanbul'da 1 milyonu aşkın hanenin elektriği, suyu ya da doğalgazının kesik olduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, "AK Parti'li kardeşlerimin vicdanına seslenmeyip kimin vicdanına sesleneceğim? Verdiğiniz oya ihanet ediyorlar, verdiğiniz oya ihanet edenin arkasından niye gideceksiniz?" diye sordu.
-"Çocukların geleceği çalınıyor"
Kemal Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu'nun mazbatasını aldıktan sonra ilk işlerinden birisinin, uyuşturucuyla ilgili bir komisyon kurulmasını istemek olduğunu ancak bunun reddedildiğini belirtti. Peynir ekmek gibi satılan uyuşturucunun yoksul ailelerin çocuklarını bulduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, bu çocukların önce uyuşturucuya alıştırıldığını, sonra satıcı olarak kullanıldığını söyledi. Kılıçdaroğlu, asıl beka sorununun bu olduğunu, çocukların geleceğinin çalındığını vurguladı.
- "Atasözlerini dahi unuttular"
AK Parti'nin iktidara gelirken, "Yasaklarla mücadele edeceğiz, düşünce özgürlüğü önündeki engelleri kaldıracağız." dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, hapishanelerde milletvekilleri, yazarlar, avukatlar ve öğrencilerin olduğunu söyledi.
Fabrika yerine yeni hapishaneler yapıldığını belirten Kılıçdaroğlu, "Hapishanelerden parası, dayısı olanların çıkabildiğini" öne sürerek, "Erdoğan'ın avukatını tutan kesin çıkıyor. Savcı iddianame bile düzenlemiyor. Ama onun için 1 milyon, 2 milyon dolara ihtiyaç var." iddiasında bulundu.
Eren Erdem, Ayşe Düzkan, Osman Kavala, Ahmet Altan, Nazlı Ilıcak ve askeri öğrencilerin hapiste olduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Sizin Kenan Evren'den ne farkınız var? AK Parti'li kardeşlerime seslenmek isterim; elinizi vicdanınıza koyun, odanıza çekilin, 'bu genel başkan acaba yanlış mı doğru mu söylüyor' diye düşünün. 17 yılda Türkiye'nin hangi sorununu çözdüler? Eğitim sorununu çözdülerse bak bakalım çocuklarının okula nasıl gidip geldiklerine. Herkes şikayetçi. İstiyorsan işsizliği sor. Dış politikada hangi başarımız oldu? Suriye, Orta Doğu bataklığında senin ne işin var, gelen her şehidin günahı senin boynuna değil mi? Bütün komşularla bizim aramız iyiydi, sorunumuz yoktu. 'Ev alma komşu al' deriz. Niye? Komşularla aramız iyiyse huzur içinde yaşarız, kötüyse memlekette huzur olmaz. Bunlar atasözlerini dahi unuttular, kendi geleneklerini, örf, adetlerini unuttular. Ramazan'da, Suriye'de, Libya'da, Yemen'de kan akıyor. Dünya coğrafyasında birbirini öldürenler sadece Müslümanlar. Eskiden Türkiye, bu coğrafyanın en önemli aktörüydü, İslam dünyasında sorun çıktığında Türkiye ile konuşulurdu. 10 yıla yakın süren Irak-İran savaşında İran'daki Irak temsilcisi bizim büyükelçimizdi. Irak'ta da İran'ı Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin büyükelçisi temsil ederdi, iki devlet Türkiye'ye güvenirlerdi. Dış politika millidir, iç politikaya malzeme edilmez."
Kılıçdaroğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın sürekli dengelemeden söz ettiğini, milletin ve adaletin dengesinin kalmadığını savundu.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'un, "23 Haziran’ı geçelim, ondan sonra gerekirse siyasi bakımdan tövbe istiğfar ederek yanlışlarımızdan kurtulacağız ve yolumuza koşar adım devam edeceğiz." sözlerine değinen Kılıçdaroğlu, tövbenin bile şarta bağlandığını söyledi.
Kemal Kılıçdaroğlu, İmamoğlu'nun hakkının yenildiğini savundu.
(Bitti)
Kaynak:
Bu haber toplam 130 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.