CHP Sözcüsü Yücel, MYK toplantısına ilişkin konuştu:
"31 Mart 2024 Yerel Seçimlerini Türkiye ittifakı kazanmıştır, Türkiye kazanmıştır. Göreceksiniz, iktidar yolunda ilerleyen Cumhuriyet Halk Partisi ve CHP'li belediyeler, önümüzdeki 5 yıl boyunca halkımıza en güzel hizmetleri götürecek"- "Meclis, saygınlığı ile Türk ulusumuza örnek olmalı. Şatafat ve görgüsüzlük parlamentonun kapısından girmemeli"
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Deniz Yücel, "31 Mart 2024 Yerel Seçimlerini Türkiye ittifakı kazanmıştır, Türkiye kazanmıştır. Göreceksiniz, iktidar yolunda ilerleyen Cumhuriyet Halk Partisi ve CHP'li belediyeler, önümüzdeki 5 yıl boyunca halkımıza en güzel hizmetleri götürecek." dedi.
Yücel, parti genel merkezinde Genel Başkan Özgür Özel'in başkanlığında gerçekleştirilen Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısına ilişkin açıklamalarda bulundu.
Yerel seçimde 14'ü büyükşehir 35 ilde belediyeyi kazandıklarını, 314 ilçenin de CHP'li belediye başkanları tarafından yönetileceğini belirten Yücel, yüzde 38 oy oranına ulaşarak CHP'yi hep birlikte birinci parti yaptıklarını söyledi.
CHP'nin artık toplumun her kesiminden oy alabilen bir siyasi parti olduğunu ifade eden Yücel, "31 Mart 2024 Yerel Seçimlerini Türkiye ittifakı kazanmıştır, Türkiye kazanmıştır. Göreceksiniz, iktidar yolunda ilerleyen Cumhuriyet Halk Partisi ve CHP'li belediyeler, önümüzdeki 5 yıl boyunca halkımıza en güzel hizmetleri götürecek." ifadesini kullandı.
Kazandıkları belediyelerde inanılmaz bir israf tablosuyla karşılaştıklarını savunan Yücel, hemen hemen tüm belediyelerin milyonlarca liralık borcunun yeni belediye başkanlarının sırtına yüklendiğini öne sürdü. Yücel, "Bu kadar para nerelere harcandı? Hangi vakıf, hangi dernek, hangi medya gruplarına ne kadar kaynak aktarıldı? Kaç paralık çerez, kuru yemiş alındı? Kimlere hangi ballı ihaleler verildi? Bunların hepsi yeri ve zamanı geldiğinde kamuoyuyla paylaşılacak." diye konuştu.
Hükümetin İsrail politikasını eleştiren Deniz Yücel, sözlerini şöyle sürdürdü:
"AKP iktidarı ve yönetim kadrosu, İsrail konusunda konuştukça batıyor. Ticaret Bakanı Ömer Bolat, 27 Mart'ta bir televizyon programında İsrail ile ticaret yapılmadığını savundu, bunu eleştirenleri de 'MOSSAD ajanı' olmakla suçladı. Aynı Ömer Bolat 28 Mart'ta, yani bir gün sonra katıldığı bir başka programda 'Hükümet olarak kamu kurumları, devlet şirketleri asla İsrail firmaları ile ticaret yapmıyor.' dedi. Hatta bir gazetede 8 Nisan 2024 tarihinde 'İsrail ile ticaret koca bir yalan' başlığıyla haber yapıldı.
Sonra ne oldu? Ticaret Bakanlığı 9 Nisan'da bir açıklama yaptı ve İsrail ile 'olmadığını iddia ettikleri' ticarete kısıtlama getirdi. Tarih 20 Nisan 2024'ü gösterdiğinde, AKP Genel Başkan Yardımcısı Nihat Zeybekci katıldığı bir programda, İsrail'le yapılan ticareti 'zarar veren' ve 'vermeyen' diye ayırarak yaptıklarına iki yüzlülüğe kılıf bulmaya çalıştı.
Şu sözlere bakın, İsrail'in Müslümanlara yaptığı bebek katliamını nefretle kınıyorlarmış ama İsrail serbest ticaret anlaşmasından da vazgeçemezlermiş. Neden Çünkü, 6 satıp 1 alıyorlarmış. Ayıptır, günahtır. Bir taraftan Gazze mitingi yap, bir taraftan gelsin yeşil dolarlar. Bir taraftan büyük Filistin mitingi yap, diğer taraftan 6 sat, 1 al. AKP zihniyetine göre, masum insanlar ölebilir, çocuklar, siviller ölebilir ama ticaret devam eder."
- "Komisyon çalışmalarının adaletten sapmasına izin vermeyeceğiz"
Erzincan İliç'teki maden faciasının üzerinden iki ay geçtikten sonra Meclis'te araştırma komisyonu kurulabildiğini ifade eden Yücel, AK Parti Erzincan Milletvekili Süleyman Karaman'ın da komisyonda yer aldığını söyledi.
Karaman'ın, 22 Temmuz 2004'te 41 yurttaşın yaşamını yitirdiği Pamukova tren kazasının yaşandığı dönemde TCDD Genel Müdürü olduğunu belirten Yücel, "AKP iktidarının bu ve benzeri facialarda izlediği bir yol var. Meclis'te kurulacak araştırma komisyonlarına, araştırılacak konuda sicili bozuk olan birini mutlaka atarlar. Kazaların gerçek nedeninin, yapılan ölümcül ihmallerin ve ihmaller silsilesinin üzerini örtecek, manipüle edecek birilerini mutlaka ama mutlaka bulurlar ve atarlar. İliç faciasını araştırmak için kurulan komisyon çalışmalarının adaletten bir gram sapmasına dahi izin vermeyeceğiz. Bu bizim İliç'te toprak altında kalan canlarımıza karşı boynumuzun borcudur, kimsenin şüphesi olmasın." diye konuştu.
- "Yerel halk değil, Türk halkı"
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in adeta sömürge valisi gibi konuştuğunu savunan Deniz Yücel, "Yerel halk değil Sayın Şimşek, Türk halkı, Türk milleti. 100 yıllık Cumhuriyet ve vatansever Türk milleti bu tavrı hak etmiyor." ifadesini kullandı.
Hükümetin ekonomi politikasını da eleştiren Yücel, şöyle devam etti:
"Mehmet Şimşek, birkaç gün önce IMF Başkan Yardımcısı ve Avrupa Direktörüyle görüştü. Görüşmenin ardından IMF Avrupa Direktörü Alfred Kammer, 'Türkiye'de yürürlükte olan programı destekliyoruz.' dedi. Buradan görüyoruz ve anlıyoruz ki Türkiye'de IMF'siz IMF programı uygulanıyor. AKP genel başkanından bakanlarına kadar hepsi kendileri dışında bir sorumlu bulma ve yanlış politikalarının bedelini başkalarına ödetme derdinde. Hazine Bakanı, ekonomik buhranın acı faturasını halka ödetmek istiyor. Utanmasalar, kiraların emlakçılar yüzünden, altın fiyatlarının da kuyumcular yüzünden arttığını iddia edecekler. AKP, istediği kadar hedef şaşırtmak istesin bu halk, derinleşen yoksulluğun sebebinin, ayyuka çıkan yolsuzluğun, artan işsizliğin, bir avuç yandaşı zenginleştirip, yaşadıkları şatafatlı hayatın, bu talan düzeninin sebebinin AKP olduğunu biliyor."
- "Halkın vekili, halk gibi yaşamalı"
Deniz Yücel, milli egemenlik ve bağımsızlığın sembolü olan TBMM'nin kuruluş gününün yarın kutlanacağını ifade ederek, TBMM'nin öncelikli görevinin, vatandaşların hak ve özgürlüklerini korumak, Anayasa'ya sahip çıkmak, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti niteliklerini işler hale getirmek ve Türkiye'yi muasır medeniyetler seviyesine üzerine çıkarmak olduğunu bildirdi.
Bu görevlerin, milletin seçtiği her bir milletvekilinin asli sorumluluğu ve ödevi olduğunu dile getiren Yücel, şunları söyledi:
"Meclis, saygınlığı ile Türk ulusumuza örnek olmalı. Şatafat ve görgüsüzlük parlamentonun kapısından girmemeli. Milletvekilleri yedikleri pahalı yemeklerle, kollarına taktıkları pahalı saatlerle, lüks uçaklarla yaptıkları seyahatlerle gündeme gelmemeli. Halkın vekili, halk gibi yaşamalı. Bizim çocuklarımıza bırakacağımız en değerli miras, saygın, her alanda temiz, eşit, özgür ve adil bir Türkiye'dir. Çocuklarımıza, saygınlığın şekil ile değil, özle kazanılacağını, bilgiyle kazanılacağını göstermeliyiz."
Deniz Yücel, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını ve TBMM'nin 104. kuruluş yıl dönümünü kutladı.
Kaynak:
Bu haber toplam 121 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.