CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel:
"Faruk Çelik, ağızdaki baklayı çıkardı. Ağızdaki bakla, bir plan dahilinde mi çıktı yoksa kendiliğinden çıktı da duyanların hoşuna mı gitti bilinmez; Çelik, '50 artı 1 zor' dedi"- "Çıtanın yeriyle ilgili değiliz. Biz tek adam rejimini ortadan kaldırmak dı
TBMM (AA) - CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, AK Parti'nin kurucularından, eski bakan Faruk Çelik'in ağızdaki baklayı çıkardığını belirterek, "Ağızdaki bakla, bir plan dahilinde mi çıktı yoksa kendiliğinden çıktı da duyanların hoşuna mı gitti bilinmez; Çelik, '50 artı 1 zor' dedi. Çıtanın yeriyle ilgili değiliz. Biz tek adam rejimini ortadan kaldırmak dışında bir şeyi müzakere edemeyiz." değerlendirmesinde bulundu.
Özel, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, bu hafta sonu Abant'ta yapacakları kampa ilişkin bilgi verdi.
CHP'nin 23 Nisan 1920'nin ne anlama geldiğini bilerek, 27. Dönem'e başladığını belirten Özel, "bu tarihin, egemenliğin saraydan millete verildiği tarih olduğunu" 23 Nisan 2020'de Meclis'in 100. yılının kutlanacağını ifade etti.
Anayasa'nın, meri ancak meşru olmadığını savunan Özel, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde, en çok tartışılan anayasanın, bugün Türkiye'de yürürlükte olan anayasa olduğunu söyledi.
Özel, muhalefetin, rejime kasteden anayasa değişikliğine hayır diyenlerin eleştirilerinin, bugün iktidar partisi milletvekillerinin şikayetine dönüştüğünü öne sürerek, daha önce bakanların, Meclis içinden seçilmemesi, kürsüye sadece yemin için uğraması, Meclis'ten güvenoyu olmaması, sözlü sorulara, gensoruya tabi olmaması halinde, milletin bakanı olmaktan çıkıp, sarayın bakanı olacağını söylediklerini anlattı.
AK Parti'nin yazı, bakanlara ulaşamayan milletvekillerinin şikayetiyle geçirdiğini ileri süren Özel, "Şimdi bir oda oluşturuyorlar, 'öyle bir iş yaptık ki artık nöbetçi bakan uygulamasıyla, zorla bir bakanı parlamentoya getireceğiz, milletvekillerini de zorla nöbet usulu bakanlarla görüştüreceğiz.' diyorlar. Nöbeti biten bakana 'geçmiş olsun, nöbetiniz bitti' diyecekler, bakan da 'of' diyecek gidecek. Çünkü onun milletle, milletin vekiliyle işi yok ki. Sarayın kaleminden, sarayın dudağından çıkmış, millete karşı sorumlululuk hissetmeyen bir bakan." diye konuştu.
- "Tadilat ihtiyacı"
CHP Grup Başkanvekili Özel, millete "Yasama tekeli Meclis'te olacak, artık bakanlar kanun teklif edemeyecek, o yüzden Meclis güçlü olacak." denilirken, emeği, hatta bilgisi olmayan metinlere imza atan milletvekillerinin, anayasaya karşı muaza suçu işlemeye devam ettiğini ileri sürdü.
Kendi yazdığı anayasayı, kendi çiğneyen bir iktidarla karşı karşıya bulunduklarını belirten Özel, "Çünkü her doğan için yapılması gereken anayasa, Erdoğan için yapıldı. Erdoğan'a anayasa yaptılar, her doğana uygun yapılacak bir toplumsal mutabakat metni olmadığı için daha 2 yıl önce üzerine diktikleri elbisenin, Erdoğan'a bile bir tarafı uzun, bir tarafı kısa gelmeye başladı. Tadilat ihtiyacı bir noktada." ifadesini kullandı.
-"Ağızdaki bakla plan dahilinde mi çıktı?"
Tam bu noktada AK Parti'nin kurucularından, eski bakan Faruk Çelik'in ağızdaki baklayı çıkardığını vurgulayan Özel, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ağızdaki bakla, bir plan dahilinde mi çıktı yoksa kendiliğinden çıktı da duyanların hoşuna mı gitti bilinmez; Çelik, '50 artı 1 zor, 40 artı 1'e tadil edelim' dedi. Çıtayı 50 artı 1'i biz koymadık. Rejime kasteden anayasa değişikliğinin mimarları koydular. Yüksek atlamada 50'yi yakalayamayanlar, 'Çıtayı 40'a indirir misiniz' diyorlar. Normal şartlarda Cumhurbaşkanı'nın 'O da nereden çıkmış, Faruk Bey nereden çıkarmış' deyip, yürüyüp gitmesi gerekirken, 'Bunu kampta konuşmayız. Bu çatıdır bunun yeri' dedi. Yani anayasa değişikliğini işaret ediyor. Kendini çok da dışta bırakmadı. Muhalefeti suçlayanlara, Çelik'in parti kaydının CHP'de olmadığını, Çelik'in açıklamalarına, Cumhurbaşkanı'nın ilk elden bir mesafe koymadığını sıcaklıkla yaklaştığını hatırlatırız.
CHP olarak tutumumuz soruluyor; biz öyle çıtanın yeriyle ilgili değiliz. Biz bu başkanlık sistemini, çakma ve Türkiye tipi dedikleri, ama Türkiye'yi mahcup eden, tek adam rejimini ortadan kaldırmak dışında bir şeyi müzakere edemeyiz. Kuvvetler ayrılığının tam olarak tesis edildiği, yargı bağımsızlığının sağlandığı, 16 Nisan'dan kurtulan, 12 Eylül ile hesaplaşan, darbe anayasasının tortularından kurtulmuş, gerçek bir parlamenter sistem için varız."
Özgür Özel, gelecek hafta 191 maddelik yargı reformu önerileriyle ilgili partileri son kez ziyaret edeceklerini ve Meclise sunacaklarını bildirdi. Özel, topyekun bir anayasa millet için yapılacaksa, milletle konuşulacağını vurgulayarak, birilerini iktidarda tutmak için bir metin hazırlamanın peşinde olmadıklarını söyledi.
-"Fırsatçılık yaptı"
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'in, depremle ilgili açıklamalarına işaret eden Özel, İstanbul'da meydana gelen depremin, unutulan acıları, gelmekte olan tehlikeyi hatırlattığını vurguladı.
Özel, iktidarıyla, muhalefetiyle, genel, yerel iktidarıyla yaklaşmakta olan İstanbul depremine ilişkin hep birlikte çalışmak, İstanbul deprem gerçeğine karşı hep beraber tutum almak zorunda olduklarını söyledi.
Marmara Depremi'nin ardından geçici deprem vergisinin getirildiğini anımsatan Özel, Çelik'e toplanan 7,4 milyar liralık vergi hatırlatıldığında, "Bizim zamanımızda 675 milyon" dediğini kaydetti.
Özel, şöyle devam etti:
"Herhalde, gerisinin hesabını ittifak ortağımız MHP'den sorun diyor. Ecevit hükümeti geçici vergi koydu. Depremin yarasını sarmak, deprem hazırlığı için o parayı kullanacaktın, ihtiyaç kalmadığında da kaldıracaktın. Ama sen kalıcı hale getirdin, parayı Hazine'ye devrettin. Yani fırsatçılık yaptı. Milletin, o acılar sarılsın diye rıza gösterdiği vergiyi, AKP iktidarına finansa dönüştürdünüz. Çelik, bunu itiraf ediyor. Toplanan vergilerin hesabı sorulduğunda Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, bir atanmış, teknisyen, teknokrat olarak ana muhalefet liderine, akıl almaz şekilde siyasi cevap veriyor. Haddini bil. Bu ülkenin atanmış bir teknokratı, ana muhalefet liderine bu tip bir eleştiri getirebilecek hakkı da haddi de yoktur, haddini bilecek oturacak. Bu sözleri söyleyecekse siyasete girecek, aday olup karşımıza çıkacak. AK Parti'nin kalıcılaştırdığı devasa kaynağa rağmen İstanbul'da bulunan 7 bin 437 okuldan, yalnızca bin 135'inde depreme karşı güçlendirme çalışması yaptığı anlaşılıyor."
Kaynak:
Bu haber toplam 100 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.