CHP Genel Başkanı Özel, Mudanya Mütarekesi 102'nci Yıl Dönümü Kutlama Töreni'nde konuştu:

CHP Genel Başkanı Özel, Mudanya Mütarekesi 102'nci Yıl Dönümü Kutlama Töreni'nde konuştu:

"Gerçek demokratik bir Türkiye'yi yeniden kurmak istiyoruz. Bütün ümidimiz, bütün yaklaşımımız buna dairdir"

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Gerçek demokratik bir Türkiye'yi yeniden kurmak istiyoruz. Bütün ümidimiz, bütün yaklaşımımız buna dairdir." dedi.

Özel, Bursa'nın Mudanya ilçesinde belediye tarafından Mütareke Meydanı'nda düzenlenen Mudanya Mütarekesi 102'nci Yıl Dönümü Kutlama Töreni'nde yaptığı konuşmada, Milli Mücadele'nin cephedeki başarısının masada büyük bir kazanıma dönüştürüldüğü 9 günlük çok önemli bir sürecin ardından 11 Ekim 1922'de mütarekenin imzalandığını söyledi.

Mudanya'daki diplomatik zaferin, Lozan'a gidecek İsmet İnönü'ye güç verdiğini belirten Özel, şöyle devam etti:

"İsmet Paşa, Lozan'a gittiğinde onu orada aslında beklediği, hazırlıklı olduğu bir sürpriz gelişme karşılamıştır. İngiliz heyetinin başkanı Lord Curzon söze başladığında 'Siz bize Mondros'ta birçok vaatte bulundunuz. Gelelim oradan konuşmaya başlayalım' deyince 1918'i hatırlatan Lord Curzon'a İsmet Paşa çok sert çıkmış. 'Beyefendi ekselansları dikkatinizi çekerim. Ben buraya Mondros'tan değil Mudanya'dan geliyorum. Ona göre konuşacağız' demiştir. Ömrü Yemen'den Balkanlar'a memleket için at sırtında savaşlarda geçmiş bir askerden bahsediyoruz. Sakarya Savaşı olurken doğan oğlu İzzet'i görmemiş ve görmeden kaybetmiş bir babadan bahsediyoruz. Dünyadaki tüm yetkileri elinde bulundurduğu halde serbest demokratik seçimlere geçebilen yani iktidarı değil itibarı tercih eden bir devlet adamından, bir demokrasi kahramanından bahsediyoruz. 14 Mayıs 1950 günü seçimleri kaybedip, bundan 8 gün sonra eliyle kaleme aldığı mektupla kendi el yazısıyla oğlu Erdal'a yazdığı mektupta 'Bu seçim memlekette hayat tarzı kurmak için giriştiğimiz teşebbüse ne kadar ciddi ve samimi olduğumuzu ispat etmiştir. Memleket için hepimiz için bu bir şeref olmuştur' diyor."

Özel, Atatürk'ün vefatından sonra Türkiye'yi İsmet İnönü'nün yönettiğini hatırlatarak, bu süreçte çok partili rejim ihtiyacının demokrasinin olmazsa olmazı olduğunu gördüğünü anlattı.

Türkiye'de 1946'da çok partili hayata geçildiğini dile getiren Özel, şunları kaydetti:

"1950'de Milli Mücadele kahramanı İsmet Paşa girdiği genel seçimlerde partisi ikinci olmuş, seçimleri kaybetmiştir. Bütün dünyada ondan sonra daha neler yaşanacak, ne tek adamlar gelecek, ne faşizmler kurulacak, ne o faşist tek adamlar ülkelerine, Avrupa'ya, dünyaya ne felaketler yaşatacaklar? Ama İsmet Paşa öyle bir bilinçle geliyor ki 1918'den Mondros'tan, 1920'den Ankara'da meclisin kurulmasından, 1922'den savaşlardan, mücadelelerden, meydan mücadelelerinden, 1923'te Cumhuriyet'in ilanından geldiği için İsmet Paşa çağında yaşayanlar gibi ne Gazi Mustafa Kemal'in tek adamlığa yeltenmediğini görmüş, onunla aynı rüyayı görmüş, aynı hayali kurmuş, günü gelince de 'Yönetimi teslim etmem' dememiş, aksine 'Bu benim en büyük yenilgim ama demokrasimizin en büyük zaferidir' deyip Demokrat Partiye yaveriyle haber yollamış, 'Paşa devir teslime hazırdır' deyip, oğlu Erdal'a bir hafta sonra bu kalemle, bu yazıları yazmıştır. Söylemek istediği memlekette kurmak istediğimiz yeni hayat tarzı dediği bunu kendisidir. Artık millet kendini yönetecekleri kendi seçiyor. İktidarlar değişebiliyor. Milletin yetki verdikleri, oy verdikleri yönetime gelip oy vermedikleri gidebiliyor. İktidarlar kalıcı değil kalıcı olan millet iradesi."

- "Türkiye ittifakı, kimsenin mezhebine bakmadan Türkiye'nin bütün demokratlarını kucaklar"

Özgür Özel, milletin Cumhuriyet'i ve demokrasiyi Atatürk ve İnönü'ye borçlu olduğunu belirtti.

O dönemden bugünlere geçen süreçte yaşananlara değinen Özel, şöyle konuştu:

"Bugün Türkiye'de birilerinin arasında mezhep savaşları çıkmıyorsa, Türkiye'de taraflar arasında etnik savaşlar çıkmıyorsa, birileri birinin kalbini söküp alıp o vahşi IŞİD'lerin o coğrafyaya yaşattıkları bu ülkede yaşamıyorsa, bu ülkede her şeye rağmen bir belediye başkanı çıkıp barış festivali düzenliyor, barış ödülü dağıtıyor, 'Yurtta barış, cihanda barış' diyorsa, bu ülkenin iktidarı da ana muhalefet partisi de bütün çelişkilerine rağmen Filistin'de barış olsun diye bütün dünyaya seslenebiliyorlarsa, bu ülkenin kurucu partisi Ukrayna Savaşı'na da Filistin'deki savaşa, mezalime, soykırıma da aynı şekilde Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten miras 'Yurtta barış, cihanda barış' yaklaşımıyla yaklaşabiliyorsa ve 31 Mart seçimlerinde bu ülkenin kurucu partisi 47 yıl sonra birinci parti olmuşsa ve yine bu ülkenin kurucu partisi önümüzdeki seçimlerde iktidara adaysa, iktidarı alacak ve bu ülkeyi bir kez daha demokrasiyle bu sefer ayrımsız, katıksız bütün yıpratılmışlıklarına rağmen kuvvetler ayrılığının tam olarak sağlandığı, parlamentonun yeniden güçlendiği, milletin birini seçip gerisine karışmadığı değil, milletin seçtiği parlamentonun her türlü denetim imkanına sahip olduğu, kendi içinden başbakan çıkardığı, kendi içinden hükümet çıkardığı, adet olsun diye masasında, kürsüsünde bir yemin edilip sonra hiçbir sorumluluğu olmayan bir kalemin ucundan çıkan bakanların değil, parlamentodan çıkan bakanların parlamento eliyle denetlendiği, hesap sorulduğu, gensoru verildiği, güven oylamasında güvensizlik oyu alan bakanın gittiği, bakanların istifalarının birinin uygun görmesiyle değil bakanların göreve gelişinin de gidişinin de millet meclisince karara bağladığı gerçek demokratik bir Türkiye'yi yeniden kurmak istiyoruz. Bütün ümidimiz, bütün yaklaşımımız buna dairdir."

Özel, özgüvenli bir siyasetle ülkedeki 83 milyon insanı kucaklayarak Mudanya'yı Mudanya ittifakının, Bursa'yı Bursa ittifakının kazandığını, Türkiye'yi de Türkiye ittifakının kazanacağını dile getirdi.

Türkiye ittifakının renklerini ay yıldızlı al bayraktan aldığını vurgulayan Özel, "Türkiye ittifakı, Türkiye'nin sosyal demokratlarını, muhafazakar demokratlarını, milliyetçi demokratlarını, Kürt demokratlarını kimsenin etnisitesine bakmadan, kimsenin mezhebine bakmadan Türkiye'nin bütün demokratlarını kucaklar, hedefi Türkiye'ye gerçekten güçlü bir parlamento, güçlü bir yürütme, bağımsız bir yargı, tam bir kuvvetler ayrılığı ve en nihayetinde güçlenen ve zenginleşen bir Türkiye'yi yeniden hediye etmektir." ifadelerini kullandı.

Ayrıca Özel, kürsüye çıktığı sırada partisinin seçim çalışmalarında kullandığı bir şarkının çalınmasından dolayı katılımcılardan özür diledi.

Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç'ın da katılımcılara hitap ettiği törende, İstanbul Üniversitesi Siyasi Bilimler Fakültesi Siyasi Tarih Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Öznur Alkan'ın Mudanya Mütarekesi hakkında bilgiler verdi.

CHP Genel Başkanı Özel, Türkiye Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Ayşe Yüksel'e Mudanya Mütarekesi Barış Yolu Ödülü'nü verdi. Dalgıç ise Özel ve jüri üyelerine zeytin fidanı hediye etti.

Mudanya Mütarekesi'ni anlatan tiyatro oyununun sergilendiği törene, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, İsmet İnönü'nün kızı ve İnönü Vakfı Başkanı Özden Toker, CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, CHP'nin eski genel başkanlarından Murat Karayalçın ve vatandaşlar da katıldı.

Beraberindekilerle Mudanya Mütareke Evi Müzesi'ni gezen Özel, denize zeytin dallarından yapılmış çelenk bıraktı.

CHP Genel Başkanı Özel, Mudanya Mütarekesi 102'nci Yıl Dönümü Kutlama Töreni'nde konuştu:

Kaynak:Haber Kaynağı

Bu haber toplam 19 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler