CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu TTB'yi ziyaret etti:
"Olay bir sağlık sorunu olduğuna göre bu konuda söz sahibi olan kişiler, konuşması gereken kişiler de doğal olarak sağlık çalışanları ve onları temsil eden odalardır"- "Onlar da gereğini yapıyorlar. Suç işlemiyorlar, tam tersine halkın sağlığını, aldıklar
ANKARA (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Olay bir sağlık sorunu olduğuna göre bu konuda söz sahibi olan kişiler, konuşması gereken kişiler de doğal olarak sağlık çalışanları ve onları temsil eden odalardır. Onlar da gereğini yapıyorlar. Suç işlemiyorlar, tam tersine halkın sağlığını, aldıkları kararlarla tehlikeye atan yöneticileri uyarıyorlar." dedi.
Kılıçdaroğlu, beraberindeki bazı genel başkan yardımcılarıyla Türk Tabipleri Birliğini (TTB) ziyaret etti. Kılıçdaroğlu'nun ceketine, birliğe gelişi sırasında TTB üyeleri tarafından siyah kurdele takıldı.
TTB Genel Başkanı Sinan Adıyaman ve yönetim kurulu üyeleriyle bir süre görüşen Kılıçdaroğlu, daha sonra gazetecilere açıklamada bulundu.
Bu ziyaretin kendileri açısından da önemli olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, pandemi sürecinde toplumun her kesiminin ciddi bir endişe içinde olduğunu dile getirdi.
Bu endişeyi giderecek ana aktörlerin ise sağlık çalışanları olduğuna vurgu yapan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Toplumsal endişeyi giderecek olanlar sağlık çalışanlarıdır. Olay bir sağlık sorunudur. Sayın Başkanın huzurunda bütün sağlık çalışanlarına, başta hekimler olmak üzere hepsine şükran borçluyuz. Her bir sağlık çalışanı, evine gitmiyor, riskle doğrudan doğruya karşı karşıya. Risk oranı sağlık çalışanlarında yüzde 85. Dolayasıyla böyle bir tablo içerisinde görev yapıyorlar. Hepimiz alkışladık, parlamentoda alkışladık, ama ne olduysa birden bire sağlık çalışanları suçlu oldu. Neden? Çünkü sağlık çalışanları topluma, halka doğru bilgi vermek istiyorlar. Sağlık çalışanları 'bütün hastaları hastaneye yığarsanız, bu olay çözülemez, yoğun bakımda yer kalmadı. Halkın sağlığı tehlikede gerçekten. Bir fırtına geliyor, önlem alın.' Vay sen misin 'önlem al' diyen. Kim diyecek bunu? Olayı yaşayan, olayla mücadele eden. 97 sağlık çalışanı hayatını kaybetti. Bunlardan 41'i hekim. Şimdi bunlar itiraz etmeyecek de hükümeti, sarayı uyarmayacak da kim uyaracak? Olay bir sağlık sorunu olduğuna göre bu konuda söz sahibi olan kişiler, konuşması gereken kişiler de doğal olarak sağlık çalışanları ve onları temsil eden odalardır. Onlar da gereğini yapıyorlar. Suç işlemiyorlar, tam tersine halkın sağlığını, aldıkları kararlarla tehlikeye atan yöneticileri uyarıyorlar."
İktidarın baştan bir strateji belirlemesi gerektiğinin altını çizen Kılıçdaroğlu, salgını önleyecek önlemlerin alınması gerektiğini söyledi.
Başlangıçta bunun yapıldığını aktaran Kılıçdaroğlu, "Bazı kararlar alındı. Bu kararlar gerekliydi ama bu kararların doğuracağı bir şey vardı, işsizlik ve yoksulluk. Hükümetin buna da hazırlıklı olması gerekiyordu." ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Kahvehaneleri kapattınız, taksileri durdurunuz, kapattınız. Bu insanlar akşam evlerine ekmek götürecek, dolayısıyla bu önlemlerin de alınması gerekiyordu. Baştan kısmen önlem alındı, biz de destek verdik. Hatta o kadar ki 'Merkez Bankasından kontrollü, karşılıksız para basabilirsiniz' dedik. Bu gerçeği de biliyorduk biz ama bugün geldiğimiz nokta, 'insan hayatını önemli değil, ekonomi önemlidir' dediler ve ondan sonra da fırtınanın başlangıcı için düğmeye bastılar. Geldiğimiz nokta iyi bir nokta değil, gerçekçi olalım, yönetemiyorlar. Şu aklımıza gelir mi? Bir devlet yalan söyler mi? Devletler yalan söylemez. Politikacı, tamam eyvallah. Bir başkası eyvallah ama kurumsal olarak devletin yalan söylememesi lazım, verileri doğru açıklaması lazım. Verileri bir siyasetçinin değil, bilim kurulunun sözcüsü açılaması gerekirdi. Alınması gereken önlemleri bir siyasetçi değil, Bilim Kurulunun sözcüsü iktidara bildirecekti. Bunların hiçbirisi yapılmadı. Başlangıçta Sağlık Bakanı güven verdi, doğru. Fakat o da daha sonra 'Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla' diye başlayınca, güven tamamen yerle bir edildi. Sayın Cumhurbaşkanı bilim kurulunun sözcüsü değil, doktor değil. Nasıl oluyor da talimatının gereğini siz yerine getiriyorsunuz. Konuşacaksa bilim kurulundan yetkililer konuşacak."
- "Halka doğru bilgi verilmesi lazım
Halka doğru bilgiler verilmediğini tekrarlayan Kılıçdaroğlu, bunun yapılan kamuoyu yoklamalarına da yansıdığını belirtti.
Sadece Türkiye değil, diğer bazı ülkelerde de bilgilendirmelerin doğru yapılmadığını vurgulayan Kemal Kılıçdaroğlu, "Halka doğru bilgiler verilmesi lazım." dedi.
Sağlık çalışanlarının özveriyle neredeyse günün 24 saati çalıştığını belirten Kılıçdaroğlu, siyasetçiler de dahil olmak üzere diğer mesleklerde böyle bir durum olmadığını aktardı.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Öyle bir noktaya geldik ki hastayı kurtarmak için çaba harcayan, alın teri döken, evine gidemeyen bir hekime sonunda geldik baktık ki bu hekimler suçlu. 'TTB'nin kapatılması lazım.' Ne için? Gerçekleri söyledi. Gerçekler acıdır. Siyasetçinin asıl tahammül etmesi gereken gerçektir ve sorgulaması gereken de gerçektir." diye konuştu.
- "Her oyunda yeni kağıt açacaksınız"
İktidarın baştan itibaren olayın ciddiyetini kavrayamadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, "En başında söyledim, yine söyleyeyim; uçak biletlerinde KDV'yi 18'den 1'e indirdik. Pandemiyle ne ilgisi var bunun? Üç gün sonra da uçakla seyahat yasak." açıklamasında bulundu.
Alınan kararlarda uzman görüşüne başvurulmadığını da dile getiren Kılıçdaroğlu, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
"Kahveler açık güzel ama kağıt oynamak yasak. Vatandaş kahveye niye gitsin o zaman. Oysa önlem alabilirsiniz, dersiniz ki 'her oyunda sıfır, yeni kağıt açacaksınız.' Bitti bu kadar basit. Ama bu düşünülmüyor, akıllarına bile gelmiyor. Çünkü kahvecinin nasıl yaşadığını, hangi koşullarda yaşadığını biliyor mu? Şehirler arası otobüsler için aynı şey. Sanat dünyasını ellerinden gelse öldürecekler tamamen. Bütün sağlık çalışanlarına bu ülkenin sade bir vatandaşı olarak yürekten teşekkür ediyorum, sizlere minnet borçluyuz. Dün gazetelerde bir fotoğraf vardı, bir kadın doktor başındaki boneyi kaldırıyor, yüzündeki maskeyi çıkarmaya çalışıyor, ter içinde, ter. Hangi siyasetçi, hangi bakan öyle çalışıyor. Siz ona teşekkür edeceğinize, onu suçluyorsunuz. 'Size minnet borçluyuz' diyeceğinize onu suçluyorsunuz. Bir talepleri var, TTB'nin ve diğer bütün sağlık çalışanlarının, 'Kovid-19 meslek hastalığı olsun.' Nasıl maden işçisi, yer altında çalıştığı için, tozları yuttuğu için meslek hastalığı var, Kovid-19'la mücadele ediliyor, doğrudan doğruya virüsle karşı karşıya. Dolayısıyla bu taleplerin karşılanması lazım. Siyaset kurumunun sağlık çalışanlarının taleplerine kulağını kabartması lazım. Dinlemeliyiz sağlık çalışanlarını."
Kılıçdaroğlu, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
"MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli 'TTB derhal kapatılmalıdır' dedi. Böyle bir ihtimal görüyor musunuz?" şeklindeki soru üzerine Kılıçdaroğlu, "Kovid-19'la mücadele edenler, hayatını bu işe vakfedenler terörist oluyor... Hayatımda duyduğumu en saçma söz." yanıtını verdi.
Bazı hekimlerin, TTB'nin "tükeniyoruz" sloganını salgınla mücadelede moral bozduğunu söylediği belirtilerek görüşü sorulan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Gerçekler dillendirilmeli ve söylenmeli ki siyaset kurumu ona göre önlem alsın. Eğer olayın bütün ağırlığını yaşayan, olayı tozpembe gösterirse o zaman sorumluluğunun gereğini yerine getirmemiş olur. Siyaset kurumuna içinde yaşadıkları tabloyu net bir şekilde sunuyorlar. Gönül şunu isterdi; madem ki tek adam yönetimi var Türkiye'de, tek adamın sağlık çalışanlarını, TTB'yi, Türk Eczacıları Birliğini, hemşireler birliği, bunları davet edip dinlemesi gerekirdi. Bu yapılmadı, ne için? Oradan oturup ahkam kesmek, insanları suçlamak kolay. Asıl suçlu dinlemeyenlerdir. Fiilen olayı yaşayanların hangi sorunlarla karşılaştığını siyaset kurumunun oturup dinlemesi lazım."
Demokratik Gelişim Enstitüsünün (DPI) düzenlediği toplantıya katıldığı hatırlatılan Kılıçdaroğlu, "Acaba toplantıda anadilde eğitim öneriniz oldu mu?" sorusu üzerine ise "Hayır, öyle bir önerim olmadı. Ama böyle bir tartışma oldu." dedi.
Dün akşam Keçiören'de bir hastanede sağlıkçılara yönelik gerçekleşen şiddet olayını değerlendirmesi istenen Kılıçdaroğlu, sağlıkta şiddetin yeni bir olay olmadığını söyledi.
Kılıçdaroğlu, "Sağlıkta şiddet öteden beri zaman zaman karşılaştığımız acı bir olay. Şanlıurfa'da bir hekim arkadaş hayatını kaybetmişti. Buradan bütün vatandaşlarımıza seslenmek isterim; hepimiz bir şekilde mutlaka doktora gideriz. Tedaviyi onlar yaparlar. Dolayısıyla sağlık çalışanlarına şiddet asla kabul edeceğimiz bir olay değil." diye konuştu.
Millet İttifakı'nı oluşturdukları İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in hafta sonu gerçekleştirilen kurultaylarında "tek başına iktidar" hedefi koymasını nasıl değerlendirdiği sorulan Kılıçdaroğlu, "Gayet doğal, her parti tek başına iktidar olmak ister." yanıtını verdi.
- TTB'den teşekkür
Sinan Adıyaman ise ziyareti dolayasıyla Kılıçdaroğlu'na teşekkür ederken, TTB'nin çalışmaları hakkında bilgi verdi.
TTB'nin anayasal bir kuruluş olduğunu ve halk sağlığını korumak adına çalışmalar yürüttüğünü anlatan Adıyaman, şunları söyledi:
"TTB, sadece hekimlerin değil, tüm sağlık çalışanlarının ve halkın örgütüdür. Bu doğrultuda çalışmalarına bugüne kadar devam etmiştir, bundan sonra da devam edecektir. Salgın altıncı ayda pik yapmış durumda. Bununla ilgili olarak hayatını kaybeden yurttaşlar, hekimler ve diğer sağlık çalışanları için geçtiğimiz hafta bir eylem planladık. TTB olarak 64 ildeki odamıza bunu ilettik ve bütün Türkiye'den çok iyi katılım oldu. Yas belirtisi olarak kullandığımız bu siyah kurdeleler tüm Türkiye'yi dolaştı. Ben bu konuda Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na ve diğer partilere desteklerinden dolayı çok teşekkür ediyorum."
Kaynak:
Bu haber toplam 898 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.