CHP Genel Başkan Yardımcısı Bingöl:
"24 Haziran seçimleri Türkiye'yi yeniden huzura kavuşturacak bir seçim olacaktır, bu iktidarın sonu olacaktır. 24 Haziran Türkiye'de Cumhuriyet Halk Partisinin, sadece 24 Haziran'daki seçimlerde değil sonra yapılacak yerel seçimlerden de başarılı çıkacağ
ANKARA (AA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl, "24 Haziran seçimleri Türkiye'yi yeniden huzura kavuşturacak bir seçim olacak, bu iktidarın sonu olacaktır ve 24 Haziran Türkiye'de Cumhuriyet Halk Partisinin sadece 24 Haziran'daki seçimlerde değil sonra yapılacak yerel seçimlerden de başarılı çıkacağının, iktidar olacağının kesinlikle sonuçlanacağı bir seçim olacaktır." dedi.
Bingöl, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmede bulundu ve çıkardıkları "İnsan Hakları" isimli bültenin ilk sayısına ilişkin bilgi verdi.
24 Haziran’da yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği genel seçimlerine ilişkin Bingöl, şu görüşlere yer verdi:
"Umut diyoruz ki halkımız bu 16 yıllık ve daha sonraki OHAL (olağanüstü hal) uygulamalarıyla birlikte iyice pekişen hukuksuzluklara son verecek, halkımız bu gidişe mutlaka dur diyecek. Zaten ağızlarından 'Asla erken seçim olmayacak' diyenlerin 'Erken seçimi dillendirenler vatan hainidir' söylemlerinin üzerine, daha o söylemler kurumadan bir baskın seçimi kararı almak, bu aceleciliğin arkasında başka birtakım çok temel sorunların, bir kaygının olduğunu açık şekilde gösteriyor.
24 Haziran seçimleri Türkiye'yi yeniden huzura kavuşturacak bir seçim olacaktır, bu iktidarın sonu olacaktır ve 24 Haziran Türkiye'de Cumhuriyet Halk Partisinin, sadece 24 Haziran'daki seçimlerde değil sonra yapılacak yerel seçimlerden de başarılı çıkacağının, iktidar olacağının kesinlikle sonuçlanacağı bir seçim olacaktır."
- "OHAL Türkiye ekonomisini dar boğaza sokmuştur"
İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığını görevini yürüten Bingöl, ihlallerin boyutunun olağanüstü halle arttığını savunarak, "Adeta 12 Eylül askeri darbesi dönemindeki ihlalleri mumla aratır oldu. 12 Eylül'de gözaltında kayıplar vardı, işkence vardı, 650 binin üzerinde gözaltı var, bir dizi bu tür insan hakları ihlallerini sayabiliriz ama 21 aylık olağanüstü hal döneminde bu ihlaller 12 Eylül'deki ihlallerin çok daha ötesine geçti." ifadesini kullandı.
OHAL'in ekonomiyi olumsuz etkilediğini öne süren Bingöl, "Olağanüstü hal Türkiye ekonomisini de çok ciddi bir şekilde dar boğaza sokmuştur. Artık yabancı yatırımcılar Türkiye'ye dönüp bakmıyor bile. Çünkü, olağanüstü hal koşullarında yönetilen hiçbir ülkeye hiçbir yatırımcı gelip yatırım yapmaz. Ülkemizdeki yatırımcılar bile yeni yatırım yapmaktan veya var olan yatırımlarına ilave tesis açmaktan dahi imtina ediyorlar." dedi.
- "Olağanüstü hale ihtiyaç yoktu"
Bingöl, cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerin zaman zaman yaşadıkları sıkıntıları siyasetçilerle paylaştıklarını, bu konudaki ulaştığını belirterek, hazırladıkları bültenin her sayısında bu mektuplara da yer vereceklerini aktardı.
OHAL'in uzatılmasına ihtiyaç olmadığını öne süren Bingöl, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Aslında olağanüstü hal uygulaması, parlamentoda ilk kez onaylanırken bile ihtiyaç yoktu. Çünkü, Fetullahçı darbe örgütüne karşı 4 siyasi parti ortak bir yapı ortaya koymuşlardı. Bunu parlamentoda yayımladıkları bildiriyle ve o gece sabaha kadar darbecilere direnerek bütün kamuoyuna çok net bir şekilde göstermişlerdi. Bir toplumsal mutabakat sokakta ve dört siyasi partinin parlamentodaki ortak iradesi, o darbe girişimini önleyen en önemli etkendir. Hal böyleyken olağanüstü hale gerek yoktu ki.
Olağanüstü hal, 12 Eylül darbe hukukun ürünüdür. Her fırsatta 'Darbeye karşıyız' diyenler, darbe hukukuna sığınarak sözüm ona Fetullahçı Terör Örgütü'nü bertaraf etmek, temizlemek adına yasal düzenlemeler yapmak üzere OHAL'i çıkarttılar. Ama ortak irade ortadayken ve onun devamı istenen anayasal düzenlemeler parlamentoda yapılması mümkünken olağanüstü hali uygulamaya sokmaları, asıl niyetlerinin bugün dönüp baktığınızda Fetullahçı Terör Örgütü ile mücadele etmek değil kendi siyasetlerini kalıcı kılmak, baskıyı daha da derinleştirmek, muhalif olan herkesi susturmak, eleştiri yapma ortamını tamamen ortadan kaldırmak adına kullanılmaya dönüşen bir uygulama olmuştur."
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bingöl, çıkarılan KHK'lerin birçok maddesinin terörle ilgisi olmadığını kaydetti.
Kaynak:
Bu haber toplam 127 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.