CHP Ankara aday tanıtım toplantısı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: (2)- "(Tank Palet Fabrikası'nın işletme hakkının devredilmesi) Eğer bu ülkede 'milliyetçilik' diye, 'vatan sevgisi' diye bir kavram varsa eğer bu ülkede 'bayrak, vatan' diye bir inanç, bir sevgi varsa hiçbir devlet ke
ANKARA (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Tank Palet Fabrikası'nın işletme hakkının devredilmesine ilişkin, "Eğer bu ülkede 'milliyetçilik' diye, 'vatan sevgisi' diye bir kavram varsa eğer bu ülkede 'bayrak, vatan' diye bir inanç, bir sevgi varsa hiçbir devlet kendi askeri fabrikalarını yabancılara peşkeş çekemez." dedi.
Kılıçdaroğlu, ATO Congresium'da, Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mansur Yavaş ve bazı belediye başkan adaylarının tanıtıldığı toplantıda yaptığı konuşmada, Osmanlı'nın borçlandığı için battığını, Düyun-u Umumiye'nin borç için kurulduğunu hatırlattı. Kılıçdaroğlu, AK Parti iktidarlarının Türkiye'yi yönettiği 16 yılda Londra'daki bir avuç tefeciye ödenen faizin 162 milyar 156 milyon dolar olduğunu söyledi.
"Neden ses çıkaramıyorlar? Tefecilere teslim oldukları, onların emirlerini dinledikleri için." ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, Cumhuriyeti kuranların yaptığı ilk işlerden birisinin, Osmanlı'nın borcunu son kuruşuna kadar ödemek ve egemen güçlere karşı onurlu ve dik durmak olduğunu vurguladı.
İktidarın, milletin parasıyla yapılan ne varsa sattığını belirten Kılıçdaroğlu, "Şimdi sıra askeri fabrikaları satmaya geldi. Sakarya'da 1975 yılında kurulan Tank Palet Fabrikası şimdi satılıyor. Özelleştirme adı altında birilerine peşkeş çekiliyor." diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, bu fabrikada, Türkiye'nin övündüğü Fırtına obüslerinin yapıldığını, tankların onarıldığına işaret ederek, "Eğer bu fabrika verimlilik açısından değerlendirilecekse Türkiye'de en verimli üçüncü fabrika. Sakarya'daki Tank Palet Fabrikası dünya sıralamasında beşinci sırada geliyor. Eğer yeniden böyle bir fabrika kurulacaksa bunun bedeli 20 milyar dolar. Yani o fabrikanın değeri 20 milyar dolar. Şimdi kalkıyorsunuz siz bunu özelleştiriyorsunuz." dedi.
- "Yalan söylemek ayıp değil mi?"
Fabrikanın özelleştirilmesine ilişkin kararın Resmi Gazete'de yayımlandığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Sakarya'da yaptığı konuşmada "Bu özelleştirme değildir, işletme hakkının belli şartlar, süreler, kısıtlamalar dahilinde BMC'ye devredilmesidir." dediğini aktardı. BMC'nin kimin olduğunu gayet iyi bildiklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, "Devleti yönetenlerin yapmaları gereken, halkına yalan söylememektir. Çünkü yalancıdan devlet adamı olmaz, yalandan millete hayır gelmez. Yalancı, dünyanın her tarafında itibar görmez. 'Özelleştirme değildir' diyor." ifadesini kullandı.
Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı kararını okuyarak, burada "özelleştirme" ifadelerinin bulunduğuna dikkati çeken Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Ne diyordu? 'Özelleştirme yapılmayacak' diyordu. Bereket yazmış, kararname var elimizde, kararname olmasa çark edecek, diyecek ki 'Ben öyle söylemedim' ama kararname var ve Resmi Gazete'de. Sen kalkıyorsun Sakarya'da açıklama yapıyorsun, 'Bu bir özelleştirme değildir' diyorsun. Yazdığına mı inanalım, konuştuğuna mı inanalım? Milletin önüne çıkıp yalan söylemek, devleti yönetenler için bir ayıp değil mi? Eğer bu ülkede 'milliyetçilik' diye, 'vatan sevgisi' diye bir kavram varsa eğer bu ülkede 'bayrak, vatan' diye bir inanç, bir sevgi varsa hiçbir devlet kendi askeri fabrikalarını yabancılara peşkeş çekemez."
- "Dokuz sorunun cevabını bekliyorum"
Boya, tekstil fabrikası gibi fabrikaların satılabileceğini, ancak 20 milyar dolarlık askeri fabrikanın satılamayacağını vurgulayan Kılıçdaroğlu, şu dokuz soruyu yöneltti:
"Bir, fabrikanın özeleştirme işlemleri için değer tespit komisyonu oluşturulmuş mudur? Komisyon değer tespiti yapmış mıdır? İki, komisyon bir değer tespiti yaptıysa bu değer kaç liradır? Üç, fabrikanın özelleştirme işlemleri için ihale komisyonu oluşturulmuş mudur? Dört, ihale yapılmış mıdır? Yapıldı ise ne zaman ve nerede yapılmıştır? İhale hangi usule göre yapılmıştır? Soru beş, ihaleye kaç firma teklif vermiştir, verilen teklifler nelerdir? Öyle ya ihale olduysa belki birden fazla firma teklif vermiştir. Bizim de bunu bilmeye hakkımız var. Çünkü o fabrikalar, tüyü bitmemiş yetimin ödediği vergilerle kuruldu.
Soru altı, ihaleyi alan şirkete üretim ve satış garantisi verilmiş midir? Soru yedi, fabrikada çalışan askeri personel özelleştirmeden sonra da çalışmaya devam edecek mi? Edecekse askerlerimiz ihaleyi alan Katar şirketinin emrinde mi çalışacaklar? Bu çok önemli. İlk kez Türkiye Cumhuriyeti tarihinde yabancıların emrinde bizim subaylar, askerler çalışacaklar eğer bu olursa. Bu tablonun Türkiye'nin geldiği nokta açısından ne kadar vahim olduğunu düşünün. Soru sekiz, tank, palet yapacak olan BMC şirketinin yüzde 49,9'u Katarlılara kaça satıldı? Size 'bedava verildiği' söylenen uçan sarayla bu ihalenin bir bağlantısı var mı? Soru dokuz, bu özelleştirmede bir ihlale yapılmadıysa bunun sebebi nedir? Hangi kanun size bu yetkiyi veriyor? Bu dokuz sorunun cevabını bekliyorum."
Kılıçdaroğlu, egemen güçlerin teslim aldığı bir yönetimin, ülkenin çıkarlarını savunamayacağını ifade ederek, "Onlar, yabancılar tarafından teslim alınmışlardır. Osmanlı'nın son dönemlerinde yaşadığımız tablonun bir benzerini 21. yüzyılın Türkiye'sine yaşatıyorlar." diye konuştu.
- "Her vatandaşımız oy verecek"
Vatanı, milleti, bayrağı, halkı, bu ülkenin çocuklarını sevdiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, bu kapsamda yerelden bir çalışma başlatacaklarını söyledi.
"Diyorlar ki 'Efendim YSK'ye güvenmiyorsanız, seçimlere girmeyin.' Biz, YSK'ye güvenmiyoruz ama seçimlere katılan milyonlara, halkımıza güveniyoruz." diyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz, sandık ittifakı yapacağız. O sandıkta bizim adaylarımıza her partiden vatandaşlarımız oy verecek. Neden? Çünkü bizim belediye başkanlarımız hiç kimseyi ötekileştirmeyecek, harcadıkları her kuruşun hesabını millete verecek, namuslu, dürüst, ahlaklı ve adaletli olacaklar. Pozitif ayrımcılığı gecekondu bölgelerinden, fakir fukaradan başlatacaklar ama fakir fukaraya yardım yaparken onun yoksulluğunu teşhir etmeyecekler. Çünkü bizim inancımıza göre sağ elin verdiğini sol el görmeyecek. Bunu Mansur Yavaş yapacak. İnanıyorum ve güveniyorum Sayın Mansur Yavaş önümüzdeki 5 yıl içinde Ankara'yı dünyanın merkezi haline getirecek, Ankara'yı konuşulan, turist çeken bir kent haline getirecek. Yemyeşil, güzel, caddelerinde rahat rahat yürüyeceğimiz, aydınlık bir Ankara'ya hepimiz birlikte kavuşacağız."
(Bitti)
Kaynak:
Bu haber toplam 154 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.