Camilerde gördüğü hat yazılarını 51 yıldır oyma yöntemiyle işliyor
Karbon kağıdıyla yaptığı çizimleri mermer, ahşap, strafor gibi çeşitli yüzeylere işleyen 77 yaşındaki Zekeriya Tezcan:- "Çalışmalarımı, dostlarımızla Avrupa'nın çeşitli ülkelerine gönderdim. Yurt dışında yaşayan akrabalarım Karabük'e geldiği zaman onlara veririm. Hem evlerine hem de gittikleri ülkedeki camilere koyarlar. Evlenen çiftlere düğün hediyesi olarak veririm"
ORHAN KUZU - Genç yaşında tarihi camilerde gördüğü yazılarla başlayan hat merakını ustaların eserlerini örnekleyerek pratiğe döken Zekeriya Tezcan, yarım asrı aşkındır oyma yöntemiyle yaptığı çalışmaları tanıdıklarına ve camilere hediye ediyor.
Karabük'te yaşayan 77 yaşındaki Tezcan, gençliğinde babasıyla İstanbul'da ziyaret ettiği Sultanahmet, Süleymaniye ve Nuruosmaniye gibi tarihi camilerde mermerlere işlenmiş hat yazılarından etkilendi.
Hattat Hamit Aytaç'ın eserlerini 1973'te örneklemeye başlayan Tezcan, hattatların eserlerini karbon kağıdıyla örnekledikten sonra aktardığı ahşap, plastik, mermer ve strafor gibi yüzeylere genellikle oyma yöntemiyle işliyor.
Çalışmalarında ticari amaç gütmeyen ve sergi açmayı hedefleyen Tezcan, çalışmalarını yurt içinde ve dışında yaşayan akrabalarına, camilere ve yeni evlenen çiftlere hediye ediyor.
- "Ecdadımız dantel gibi işlemiş"
Sanatsal çalışmalarını 51 yıldır sürdüren Tezcan, AA muhabirine, Zonguldak'ın Çaycuma ilçesindeki kağıt fabrikasından 1994'te emekli olduktan sonra Karabük'e taşındığını söyledi.
Uğraşına başlamasının rahmetli babası vesilesiyle olduğunu anlatan Tezcan, "Beraber İstanbul'a gitmiştik. Sultanahmet, Süleymaniye ve Nuruosmaniye camilerine gittik. Camilerdeki mermere işlenen hat yazılarından çok etkilendim. Ecdadımız dantel gibi işlemiş." dedi.
Tezcan, 1973'te hat yazılarına yönelik araştırmalar yaptığını, basından eserlerini tanıma fırsatı bulduğu ünlü hattat Hamit Aytaç'ın yazılarından çok fazla etkilendiğini ifade etti.
Aytaç'ın gazetelerde çıkan eserlerini kopyalayarak hat merakını gidermeye çalıştığına değinen Tezcan, "İlk başta demirlere yazmaya başladım. Çaycuma'nın muhtelif camilerine verdim. Bu işi çok merak etmeye başladım. Ahşaplara, plastiklere, mermerlere ve straforlara işledim." diye konuştu.
Tezcan, Safranbolu Merkez Camisi için büyük yuvarlak suntalara 10 sahabenin ismini işlediğini, yaklaşık 1 yıldır uğraştığı bu çalışmanın kendisini çok zorladığını dile getirdi.
Genellikle oyma ve kabartma yöntemlerini kullandığını belirten Tezcan, cami görevlilerinden izin almasının ardından çalışmalarını ibadethanelere bıraktığını kaydetti.
Tezcan, ücret teklif edildiğinde kabul etmediğini vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı:
"Çalışmalarımı, Ukrayna, Almanya ve Fransa'ya gönderdim, gelen dostlarımızla Avrupa'nın çeşitli ülkelerine gönderdim. Yurt dışında yaşayan akrabalarım Karabük'e geldiği zaman onlara veririm. Hem evlerine hem de gittikleri ülkedeki camilere koyarlar. Hibe ederim. Evlenen çiftlere düğün hediyesi olarak veririm. 100. Yıl Mahallesi'ndeki Yeni Cami'nin bütün hat yazıları acizane bana ait. Hediye ettim."
Kaynak:
Bu haber toplam 90 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.