Çalışır duruma getirdiği 100'den fazla eski radyodan koleksiyon oluşturdu
Bursa'daki evinin 25 metrekarelik bölümünü adeta müzeye dönüştüren emekli radyo tamircisi Bayram Akıncı'nın koleksiyonunda 1930'lu yıllardan kalma radyolar da bulunuyor- Akıncı: "Bunları biriktirmek ayrı bir zevk istiyor. Kendi çocuğunuzdan ayıramıyorsunuz. İnsanın çocuğu gibi oluyor"
SEMİH ŞAHİN - Bursalı 69 yaşındaki emekli radyo tamircisi Bayram Akıncı, mesleğe başladığı yıllardan itibaren topladığı, tamirini yapıp hepsini çalışır hale getirdiği 100'ü aşkın radyoya gözü gibi bakıyor.
Mesleğe 1967 yılında 12 yaşındayken ustasının yanında başlayan, 1977'de atölyesini açan Akıncı, 29 yıl boyunca müşterilerinin getirdiği radyoları tamir etti.
Akıncı, 2006'da emekliye ayrılsa da radyolardan kopamadı. Meslek hayatı boyunca eski radyoları toplayan Akıncı, bu uğraşını sürdürüyor.
Kimileri 1930'lu yıllardan kalma 100'den fazla radyoyu çalışır hale getiren Akıncı, bunları adeta müzeye dönüştürdüğü evinin 25 metrekarelik bölümünde sergiliyor.
Radyolarının bakımlarını yapan, tozlarını alan Akıncı, çıraklık döneminden itibaren biriktirdiği teyp, gramofon, saat, bakır eşya, telefon gibi eski eşyaları da koleksiyonunda bulunduruyor.
Bayram Akıncı, AA muhabirine, çalıştığı yıllarda uzun yıllar radyo tamir ettiği için gelişen teknolojiye ayak uydurup zamanla teyp, gramofon, siyah beyaz televizyon ve renkli televizyonların da tamirini yapmaya başladığını söyledi.
Müşterilerine hizmet verirken bir yandan da bazılarını satın alarak kendisi için koleksiyon oluşturduğunu belirten Akıncı, "Yarın öbür gün çocuklarımıza gösterip 'Biz bunlarla ekmeğimizi yedik. Bunlarla kazanarak sizleri büyüttük, evlendirdik' demek amacıyla biriktirdim. O fikir geldi aklıma, biriktirmeye başladım. 24 yaşında torunum var. Radyolardan birini çeyizi için istedi. İsteyeni kıramıyoruz." diye konuştu.
Akıncı, mesleği gereği gramofon, teyp ve radyolara ayrı özen gösterdiğini, koleksiyonunu genişletmeyi sürdürdüğünü dile getirdi.
- "Çayınızı, kahvenizi içerken derinlere dalıyorsunuz"
Eski eşya tutkusundan eşinin de etkilendiğini anlatan Akıncı, misafirlerini çoğu zaman bunları muhafaza ettikleri odada ağırladıklarını bildirdi.
Radyo ve plakları çalıp dinlerken geçmişe yolculuk ettiğini vurgulayan Akıncı, "Gençliğinizde yaşamış olduğunuz o olaylar aklınıza geliyor. Ama tabii sakin ortam olması gerekiyor. Çayınızı, kahvenizi içerken derinlere dalıyorsunuz. Eski yaşam tarzına dönüş yapıyorsunuz." dedi.
Akıncı, bu tür eski eşyaları biriktirmek için ayrı özen gösterilmesi gerektiğini belirtti.
Koleksiyonundaki eserler hakkında bilgi veren Akıncı, şunları kaydetti:
"Bunları biriktirmek ayrı bir zevk istiyor. Kendi çocuğunuzdan ayıramıyorsunuz. İnsanın çocuğu gibi oluyor. Bunları satmıyorum, ticaretini yapmıyorum zaten. Ticaretini yapan çok var ama ben böyle bir şey hiç düşünmedim. Biz öldükten sonra ne olur bilemiyorum. Çocuklarımız mirasımızı korur mu ya da belediyeyle görüşüp müze gibi bir şey mi yaparlar onu bilemiyorum. Denk geldikçe eski radyoları yine alıyorum. Kasası kırık da olsa alıp tamirini yapıyorum. Bu radyoların hepsi aynı model değil. Birbirine benzerdir fakat hepsinin markası modeli değişik. Aynı radyolardan almamaya, yenisini alırken değişik marka model olmasına özen gösteriyorum. Çalışmayan olursa daha hesaplı olduğu için tamirini yapıp değer katmaya çalışıyorum. Aynı model 100'ün üzerinde radyo olduğunu düşünelim, aynı model olması beni ilgilendirmiyor. Modeli değişik olmalı. Kendimi değişik radyolar görmek zorunda hissediyorum."
Kaynak:
Bu haber toplam 115 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.