- "Biz insanlığın kazanımı değerler üzerinden dış politikamızı şekillendiriyoruz"

- "Biz insanlığın kazanımı değerler üzerinden dış politikamızı şekillendiriyoruz"

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yazıcı: (2) - "(Bazı ülkelerin Türk siyasetçilere seçim kampanyası yasağı koyması) Stratejik iş birliği içinde olduğumuz ülkelerin bu tür davranışları bizi anlamadıkları anlamına gelir"- "(Doğu Guta'daki kimyasal saldırı)

ANKARA (AA) - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, bazı ülkelerin Türk siyasetçilere seçim kampanyası yasağı koymasına ilişkin, "Stratejik iş birliği içinde olduğumuz ülkelerin bu tür davranışları bizi anlamadıkları anlamına gelir." dedi.

Yazıcı, Habertürk televizyonunda katıldığı canlı yayında, gündeme ilişkin soruları cevapladı.

Milletvekilliği seçiminde AK Parti'nin yasaları yapacak çoğunluğu elde edememesi durumunda bunun cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini zaafa uğratıp uğratmayacağına ilişkin bir soru üzerine Yazıcı, yeni modellerin oturması, yerleşmesi ve kendi kurumsal kültürünü oluşturmasının 5-10 yıllık uygulamayla mümkün olduğunu söyledi.

Yeni sistemde cumhurbaşkanı ile uyumlu bir parlamentonun oluşmasının bu kültürün sağlıklı oluşmasında hayati derecede önemli olduğunu vurgulayan Yazıcı, "Cumhurbaşkanı seçilsin de parlamento ne olursa olsun deme lüksümüz yok, bu bir fantazidir." diye konuştu.

Bunun olmaması halinde, siyasetin en temel mekanizmalarından birinin de uzlaşma kültürü olduğunu dile getiren Yazıcı, bunun cumhurbaşkanı ile Meclis başkanı tarafından sağlanacağını ifade etti.

Uyum yasalarının seçime yetiştirilmesine ilişkin bir soru üzerine ise Yazıcı, konunun partilerinin gündeminde olduğunu ve ilk uygulamalarının siyasi partilerin ittifak yapabilmesine ilişkin düzenleme olduğunu, bunun Meclis'ten geçtiğini anımsattı.

Kendilerinin yürütmenin yapılandırılması, kamu personeli rejimi, yerel yönetimler, siyasi partiler ve seçim mevzuatı ile TBMM iç tüzüğü olmak üzere 5 komisyon ve bir üst komisyon kurduklarını söyleyen Yazıcı, bu komisyonların çalışmalarını devam ettirdiğini anımsattı.

Yazıcı, çalışmaları kanun haline getirmenin bir zorluğu olmadığını belirterek, "Seçimlere kadar yapılacak bir düzenleme kısmı var, seçimden de sonra yapılacak, bu alanları düzenleyecek bir ucu var ve ondan sonra devam edecek kısımlar var." diye konuştu.

Yapılacak olan bu çalışmaları kanun maddesi haline getirip, teklife dönüştürüp Meclis'ten geçirilmesi için zaman olmadığını, zaman olsa bile bunun doğru bir yöntem olmadığını söyleyen Yazıcı, "Bu konuda en doğru yöntem Anayasa'nın 91. maddesinde kanun hükmünde kararname çıkartma yetkisi veren bir yetki kanunu, Meclis'te bu zaruri olan kısımların düzenlemesini yapmak bir anlamda da o alanlarda rehabilite edecek düzenlemeler yapacak yetki almak üzere bir yetki kanununu Meclis'ten geçirmeyi düşünüyoruz." dedi.

Bakanlıkların yapısı ve cumhurbaşkanlığına bağlı olacak kamu kurum ve kuruluşlarının işlev ve fonksiyonları itibarıyla Anayasa değişikliğinde cumhurbaşkanına kararname ile düzenleme yetkisi verildiğini ifade eden Yazıcı, "O kararnameleri çıkartma yetkisi için Anayasa cumhurbaşkanına seçimden itibaren 6 aylık da süre veriyor." ifadesini kullandı.

Yetki kanunu ile kararname çıkartmak suretiyle cumhurbaşkanının bu alanları düzenleyebileceği hukuksal sorun oluşturmayan, kanunlar ve normlar çatışmasına yol açmayan bir alan haline getireceklerini belirten Yazıcı, "Bunu inşallah Meclis kapanmadan çıkartırız." dedi.

Çok sayıda cumhurbaşkanı adayı çıkması halinde nasıl bir tavır sergileyeceklerinin sorulması üzerine Yazıcı, "Koşulları yerine getirmek suretiyle çıkarsa çıkar, başım gözüm üstüne diyeceğiz." şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı adayı olma şartlarına atıfta bulunularak, "Bu Anayasa Mahkemesine götürülüp seçme ve seçilme hakkının engellenmesi olarak addedilemez mi? Parası olmayan cumhurbaşkanı adayı olamayacak mı şeklinde algılanamaz mı?" şeklindeki soruya Yazıcı, "O zaman siz bu mantıkla giderseniz neden 40 yaş diyorsunuz? 18 yaşındaki cumhurbaşkanı olsun. Mademki seçilme hakkı var, 18 yaşındaki cumhurbaşkanı adayı olsun. Niye yüksek öğrenim diyorsunuz, ilkokul mezunu da olsun. Olur mu böyle bir şey? Kural koyuyorsunuz, objektif kural." karşılığını verdi.

Yazıcı, AK Parti'den 50 milletvekilinin ayrılarak Saadet Partisi'ne katılacağına ilişkin iddiaların hatırlatılması üzerine, "Saçma bir iddia" karşılığını verdi.

Partilerini bölmek üzere, 3 Kasım 2002'den bu yana operatif faaliyet içerisinde olan unsurların bulunduğunu ancak bir çivi bile sökemediklerini dile getiren Yazıcı, "Arkadaşlarımız bu şuur içerisinde, idrak içerisinde. Bunun başkalaşacağı kanısında değilim, öyle bir söylemi de doğru bulmuyorum. Dolayısıyla partimiz gerçekten grubuyla güçlü bir yapıda." dedi.

Hükümete yakın bazı medya organlarında zaman zaman AK Parti politikalarına ilişkin eleştirilerin yer aldığı belirtilerek, buna ilişkin değerlendirmelerinin sorulması üzerine Yazıcı, "Biz mekanik bir araç değiliz. Tornadan çıkmış makina, tankın motoru değiliz. Biz erdemliler topluluğuyuz. Kendimizi öyle niteliyoruz ama biz partiyiz. Dolayısıyla eleştiri iyi niyetliyse sağlıklıdır. Eleştiri olmadan ilerleme olmaz. Kimi faaliyetlerimizi, icraatımızı, hedef kitlede beğenen de olur beğenmeyen de olur. Yeter ki bunlar iyi niyetle, sağlıklı bir şekilde, iyi bir dil kullanmak suretiyle dile getirilsin. Bunlardan faydalanırız." diye konuştu.

- "Esed'i mi savunacağız?"

Hükümete yönelik eleştirilere örnek olarak, ABD, İngiltere ve Fransa'nın Doğu Guta'da sivillere yönelik kimyasal silah kullanan Beşşar Esed rejimi güçlerini hedef almasının ardından yapılan açıklamaların hatırlatılması üzerine Yazıcı, savaş hukukunun yasakladığı bir materyalin kullanıldığını, çoluk çocuk ayrımı yapmadan insanların katledildiğini söyledi.

Suriye'ye operasyonun bu gerekçeyle yapıldığını belirterek, "Yanlış mı diyeceğiz buna?" ifadesini kullanan Yazıcı, şunları kaydetti:

"Esed'i mi savunacağız? Böyle bir şey olabilir mi? Çok yönlü bir politika izliyoruz. Türkiye, çok dikkatli ve çok yönlü bir politika izliyor. Avrupa'dan kopamayız ama onların da tabii ki yanlışları var, tutumları var, değerlendirmeleri var. Biz insanlığın kazanımı değerler üzerinden dış politikamızı şekillendiriyoruz. Bu yaşama hakkı, kendi kaderini belirleme hakkı, egemenlik hakkı... Bizim için yaşama hakkı Paris'te neyse Bağdat'ta da odur. Londra'da neyse Şam'da da odur. Biz bu söylemi dile getiriyoruz ama bazı ülkeler çıkarlarını esas almak suretiyle yöntem geliştiriyor."

- Seçim kampanyası yasağı

Hollanda ve Almanya'nın, Türk siyasetçilerin ülkelerinde seçim kampanyası yapmasına izin vermeyeceklerini açıklamalarının anımsatılması üzerine Yazıcı, "Almanya ve benzeri ülkeler, o topraklarda yaşayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının ülkelerindeki seçim konusunda seçme haklarının kullanılmasına yardımcı olmuyorlarsa, bu o ülkelerin sorunu. Biz de 'Kural tanımadan o ülkelere gidelim mitingler yapalım' demek durumunda değiliz. Böyle bir söylemimiz yok." dedi.

Bu çağda, böyle bir tavrın ayıp olduğunu belirten Yazıcı, "Stratejik iş birliği içinde olduğumuz ülkelerin bu tür davranışları bizi anlamadıkları anlamına gelir." ifadesini kullandı.

"Seçimi AK Parti'nin kazanması ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçilmesi durumunda dış politikada bir yenilenme, bir farklılaşma, yeni ittifak arayışları gündeme gelebilir mi?" sorusuna ise Yazıcı, "Biz çok dinamik bir partiyiz. Çok yönlüyüz, gerçekçiyiz. Dolayısıyla o gün oluşacak koşulları Türkiye'nin çıkarlarını çiğnetmeden gözetmek suretiyle ilişkilerimizi zenginleştiririz. Bugün de aynı durumdayız." cevabını verdi.

(Bitti)

Kaynak:Haber Kaynağı

Bu haber toplam 142 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler