Başbakan Yıldırım canlı yayında

Başbakan Yıldırım canlı yayında

Başbakan Binali Yıldırım: (6)- "24 Haziran'da da biz karneyi alacağız. 15 yıllık emeğimizin karşılığını inşallah milletimiz, vatandaşlarımız değerlendirecekler. Biz milletimize güveniyoruz, inanıyoruz. Milletimizin karşısında hiç mahcup olmadık. Milletimi

ANKARA (AA) - Başbakan Binali Yıldırım, "24 Haziran'da da biz karneyi alacağız. 15 yıllık emeğimizin karşılığını inşallah milletimiz, vatandaşlarımız değerlendirecekler. Biz milletimize güveniyoruz, inanıyoruz. Milletimizin karşısında hiç mahcup olmadık. Milletimizi üzecek bilerek hiçbir hareketin içinde olmadık. Hep ülkemizin, insanımızın iyiliği için çalıştık." dedi.

Yıldırım, NTV yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı ve değerlendirmelerde bulundu.

Emeklilere bayram ikramiyesinin bin lira değil de kesintili verildiği iddialarının hatırlatılması üzerine Yıldırım, bunların doğru olmadığını söyledi.

Başbakan Yıldırım, emeklilerin tamamına maaşı ne olursa olsun her bayram öncesi bin lira verileceğini belirterek, bu kapsamda Ramazan Bayramı öncesinde de bu ödemelerin yapıldığını aktardı.

Emekli kişi vefat ettiyse maaşının eşi ve çocukları arasında dağıtıldığını anımsatan Yıldırım, bayram öncesi verilen bin liranın da aynı oranda eş ve çocuklar arasında paylaştırıldığını bildirdi.

Yıldırım, "Diyelim ki 3 çocuk varsa, 'Ben 250 aldım' diyor. Öbürü de 250, öbürü de 250, hanımı 250, etti bin lira. Değişen bir şey yok. Tamamen kafa karıştırmaya yönelik bir şey. Yoksa maaş, para oraya bin lira olarak yatıyor ama onun kullanımı, kim kaç para alıyor, onun takibini biz yapmıyoruz." diye konuştu.

- "Öğrenci ilk 4 senesinden sonra yönlendirilecek"

AK Parti'nin seçim beyannamesinde okulların sınav merkezli yarışma alanından çıkarılması yönünde bir hedef olduğu hatırlatılarak, geçiş sınavlarının ağırlığının azaltılması konusundaki görüşü sorulan Yıldırım, bunun çok önemli bir husus olduğunu anlattı.

Orta ve uzun vadede öğrencileri, herkesin aynı noktaya yığılmaması için yönlendireceklerini ifade eden Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şimdi diyelim hepsi düz lise okuyor. Düz liselerin de birikimleri, tecrübeleri, kaliteleri farklı. Dolayısıyla düz lise okuduktan sonra üniversitede herkes aynı yere girmek istiyor. Oranın kapasitesi de belli. Bunun yerine ilk 4 seneden sonra, anaokulu var zaten orada ciddi iyileşme oldu, yüzde 100'e yakın okul öncesi eğitim var, ilk 4 seneden sonra yönlendirme. Sanat okuluna, spor okuluna veya düz liseye gidenler gidecek, orada ilerleyecek ama 'Kariyer yapacağım, ben düz lise okuyacağım, en iyi üniversiteyi okuyacağım, sonra akademik çalışma yapacağım' diyenler da oraya gidecek."

Başbakan Yıldırım, burada kastedilenin her şeyi sınava bırakmamak olduğunu dile getirdi.

Her şey sınava bırakıldığında öğrencilerin çok yorucu bir yarışın içine girdiğini vurgulayan Yıldırım, "Öğrenciler adeta yarış atına dönüyor ve çok stres oluyor, bildiklerini de unutuyor, hayalleri kırılıyor." ifadesini kullandı.

Yükseköğrenime de değinen Yıldırım, her ilde en az bir üniversite bulunduğunu anımsattı.

Yıldırım, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bakın üniversitelerde biz en son aldığımız kararla birkaç yıl içerisinde 2006'dan beri üniversite sayısını bir kere her ilde bir tane var, bazı illerde çok var, şu an itibarıyla 207'ye çıktı. Dünyada üniversiteye erişimde Türkiye 2'ncisi oldu. Üniversite kapısında milyonlar bekliyordu. Şu anda lise mezunlarının sayısı kadar üniversite kontenjanı var. Sınav da olmasa herkes bir yere girebilir ama problem nerede? Bir eşleştirme, seçicilik var. Herkes aynı yere yönlenince mecburen bir değerlendirmeye ihtiyaç duyuyorsun. Herkes tıbba, elektroniğe gitmek istiyor mesela. Bu mümkün değil, orada sınav devreye giriyor. Bunu da bu yığılmayı önlemek için sınavın etkisini azaltacak, öğretim yıllarında çocukların kabiliyetlerine göre yönlendirilmesinin sağlanması. Denilen budur. Yine sınav olur ama sınav biraz enstrümanlardan biri haline gelir."

- "Her önüne gelen öğretmen olmamalı"

Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun vaatleri arasında bulunduğu belirtilerek, kanunun neleri içerdiği ve neden önemli olduğunun sorulması üzerine Yıldırım, geçmiş dönemde herhangi bir yüksekokulu bitirenin öğretmenlik yapabildiğini ancak üniversite okumanın öğretmenlik yapmak için yeterli olmadığını, öğretmenlik için pedagojik formasyon, çocuk psikolojisinden anlamak gerektiğini söyledi.

Eşinin öğretmen olduğunu, hastalandığı için bir gün onun yerine derse girdiğini aktaran Yıldırım, "Çocuklara muamelem o kadar onlara yanlış gelmiş ki bir gün sonra müdür 'Kocan gelmesin de tek boş geçsin' demiş, öğretmenlik ayrı bir şey, sabır küpü olmanız lazım. O çocuklar istediği gibi davranıyor, ne yapacaksın? Allah yardım etsin, hakikaten zor bir meslek. O yüzden de her önüne gelen öğretmen olmamalı. Öğretmenlik bir formasyon işidir, bir pedagojik tabanı olması gerekir, kastettiğimiz odur." ifadelerine yer verdi.

Torunlarının karnelerini görüp görmediği sorulan Yıldırım, torunlarının karnelerinin fotoğrafını çekerek kendisine gönderdiklerini anlattı. Yıldırım, "Sinyal veriyorlar, yani 'Biz geliyoruz, karnemiz bu, hediyeleri hazırla dede.' Ben anladım işi yani." dedi.

Çocukların karneleri aldığını, tatili hak ettiğini belirten Yıldırım, şunları kaydetti:

"24 Haziran'da da biz karneyi alacağız. 15 yıllık emeğimizin karşılığını inşallah milletimiz, vatandaşlarımız değerlendirecekler. Biz milletimize güveniyoruz, inanıyoruz. Milletimizin karşısında hiç mahcup olmadık. Milletimizi üzecek bilerek hiçbir hareketin içinde olmadık. Hep ülkemizin, insanımızın iyiliği için çalıştık. Başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere bizler bir ekip olarak bir yandan ülke olarak içeride, dışarıda var olan olumsuzluklarla mücadele ettik, darbe girişimleriyle muhtıralarla. Ama bir yandan da ülkemizin muasır medeniyetler hedeflerini gerçekleştirmek için doya doya, dolu dolu 15 yılı geride bıraktık. İnşallah bu seçimler ülkemiz, milletimiz için en güzel şekilde güvenin ve istikrarın, güçlü iktidarın, sürekli istikrarın tesis edileceği seçimler olur."

Ömrünü Türk sanayisine, üretime, bu ülkenin kalkınmasına hasretmiş sanayici Erdoğan Demirören'in vefatı dolayısıyla üzüntülü bir gün olduğunu dile getiren Yıldırım, "Allah rahmet eylesin, ülke için çok şey yaptı, çok insana ekmek verdi. Birçok tesiste ülkemizin kalkınmasına katkı sağladı. Mekanı cennet olsun diyorum. Geride kalan aile efradına, evlatlarına başsağlığı diliyorum." diye konuştu.

Başbakan Yıldırım, vatandaşların yaklaşan Ramazan Bayramı'nı da tebrik etti.

(Bitti)

Kaynak:Haber Kaynağı

Bu haber toplam 149 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler