Bakan Özhaseki, Elazığ'da toplu açılış ve temel atma töreninde konuştu:
"Artık fay hatlarının geçtiği yerlerde, fay kırıklarının olduğu yerlerde asla bir tek yapı yapılmayacak. Bunda tavizimiz yok. İmar planlarına işliyo- "TOKİ'nin yaptığı konutlar da bir çatlak bile olmadı. Niye? İşte sıfır toleransla gittiği için olmadı. Daha önce güya TOKİ beğenilmezdi, 'TOKİ evleri değil mi canım falan filan denirdi' ne oldu şimdi, en kıymetli evler durumuna geldi. O yüzden kardeşlerim bu işte de bundan sonra asla tolerans olmayacak, sıfır toleransla önümüze bakacağız"
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, "Artık fay hatlarının geçtiği yerlerde, fay kırıklarının olduğu yerlerde asla bir tek yapı yapılmayacak. Bunda tavizimiz yok. İmar planlarına işliyoruz." dedi.
Bakan Özhaseki, Elazığ Belediyesi'nce Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen toplu açılış ve temel atma töreninde, temelini atacakları ve açılışlarını yapacakları yatırımların Elazığ için hayırlı olmasını diledi.
Asrın felaketi olarak tarif ettikleri bir depremin acısının hala geçmediğini dile getiren Özhaseki, depremde 50 binden fazla canı toprağa verdiklerini, 18 ilin etkilendiğini, 14 milyon insanın bu depremden doğrudan etkilendiğini söyledi.
"Maddi hasar hiç söylenecek gibi değil, artık dilimiz dönmüyor rakamlara, 100 milyar doların üzerinde büyük bir beladan bahsediyoruz." ifadesini kullanan Özhaseki, o dönemde belediyelerden sorumlu AK Parti Genel Başkan Yardımcısı olduğunu, hiç kimseden talimat beklemeden belediyeleri deprem bölgelerinde görevlendirdiklerini kaydetti.
Özhaseki, "Sadece AK Partililer mi, böyle dersek haksızlık olur. Birçok gücü olan belediye, başka partili arkadaşlar ve aynı zamanda tüm Türkiye ayaktaydı. Ne yapabilirsek diye herkes bir gayretin içerisindeydi. O dönemde kimin gücü neye yetiyorsa onu yaptı. Büyük bir millet olmanın da hazzını hep birlikte yaşadık." diye konuştu.
Özhaseki, şöyle devam etti:
"O dönemde hacca gitmesi için biriktirdiği parayı deprem bölgesine gönderen ağabeyler, anneler gördük. Kumbarasındaki parayı boşaltan, bisikletini satıp parasını deprem bölgesine gönderen yavrularımıza şahitlik ettik. Böyle büyük bir milletin ferdi olmak onun bir parçası olmak emin olun hepimiz için de bir gurur vesilesidir. O dönemlerde gittiğimiz deprem bölgelerinde karşılaştığımız bir çok insan, özellikle yurtdışından gelen misyon şefleri, bakanlar, 'Eğer böyle bir deprem bizim ülkemizde olsaydı biz bunun altından asla kalkamazdık.' diye defalarca söylemişlerdir. Almanya'da 1-2 sene kadar önce bir sel felaketi oldu. Aradan aylar, yıllar geçti, o bölgelerde hala bir şeyler yapılamadı ve orada isyan dalgaları devam ediyor."
- 180 binden fazla konutun ihalesi yapıldı
18 ili etkileyen bu felakette 680 bin ev, 170 bin civarında da iş yeri veya bağımsız birim olarak depolar ve ahırların yıkıldığını, şimdi yaraları sarmaya başladıklarını kaydeden Özhaseki, ciddi adımlar attıklarını, gece gündüz demeden uğraştıklarını anlattı.
Şu ana kadar sağlam zeminlerde 180 binden fazla konutun ihalesini yaptıklarını, bunun devamının da geldiğini aktaran Özhaseki, 1 yıl içerisinde bunların büyük bir çoğunluğunu da teslim etmeye devam edeceklerini bildirdi.
Bakan Özhaseki, şunları kaydetti:
"Gece gündüz demeden koşmamızın, bir çok görevli arkadaşımızın tatil yapmadan bu işlere gönül vermesinin en büyük sebebi şu, şu anda 1 milyon 900 binden fazla vatandaşımız evlerinden uzakta, 80 bin civarında kardeşimiz devlete ait yurtlarda, sosyal tesislerde kalıyor. Konteyner kentlerde 450 binden fazla insanımız var ki çadırlar boşalınca bu sayı 500 bini de geçti diye tahmin ediyorum. 320 bin aileye de kira yardımında bulunuyoruz. Haliyle insanlar o konteyner kentlerde kalırken memleketlerinden uzakta, gurbet elde hayat mücadelesi verirken bizim rahat etmemiz, tatil yapmamız mümkün değil. Gece gündüz demeden o insanlarımızı bir an önce güvenli evlerine sağlıklı şekilde yerleştirip sonra da onların duasını alarak geriye çekilmekten başka çaremiz yok."
- Yerinde dönüşüm çalışması
Yerinde dönüşüm formülünü başlattıklarını, çünkü istedikleri kadar rezerv alan bulamadıklarını bildiren Özhaseki, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Antakya'nın neredeyse yüzde 90'ı yok olmuş. Hatay'ın merkezi Antakya demek zaten. Siz oradan alıp o yüzde 90 olan konutu ki toplamda Hatay'da 250 bin civarda yıkılan konut var. Nereye koyacaksınız? Öyle bir rezerv alan bulamıyorsunuz ki ve bir de insanlar hatıraları olan, yaşadıkları yerlerden uzaklaşmak istemiyorlar. Eski mahalledeki komşuluklarını devam ettirmek, oradaki insan ilişkisini sürdürmek istiyorlar. Hatıralarından da asla kopmak istemiyorlar.
Eğer vatandaşlarımız derse ki, 'Ben köyümde konutumu yaparım.' Onlara bir taraftan hibe bir taraftan da kredi vererek evlerini yapmalarını sağlayacağız. Projelere de vereceğiz. Bizim kontrolümüzde devam edecek ama sağlıklı bir şekilde yaptığı takdirde sonuna kadar destekleyip parayı vereceğiz, sonunda tapuyu verirken de bir kısmını 2 sene vadesiz ödemesiz, 10 sene faizsiz bir şekilde yarısını verdiğimiz kredinin geriye dönüşünü isteyeceğiz."
Bunun büyük bir avantaj olduğuna işaret eden Bakan Özhaseki, "Ortalama köyde bir ev 1 milyon liraya mal oluyorsa, devlet olarak 1 milyon lirayı veriyoruz, o iş yaptıkça parayı vereceğiz. Ev bitti, sonra yarısının 2 sene sonra başlamak üzere 10 yıl boyunca senedini isteyeceğiz, sadece ki o günlerde 3 bin lira civarında olacak aylık taksidin de kimseye dokunmayacağını herhalde herkes de tahmin eder. Şehir merkezlerinde de binalarda bulunan kardeşlerimiz en az yarısı anlaşıp bir araya geldiği takdirde aynı krediden istifade edecekler. Eğer evleri biraz daha büyükse 1 milyon 300 bin liraya kadar biz para vermeye devam edeceğiz. Bu büyük bir imkan bu imkandan istifade etmek lazım." diye konuştu.
Bu çalışmaya vatandaşların durmadan müracaat ettiğini, 180 bine yakın başvurunun olduğunu aktaran Özhaseki, bunun çok büyük faydalarının olduğunu bildirdi.
Özhaseki, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir yerde devlet olarak merkezden TOKİ olarak 3 bin, 5 bin konut verdiğimizde bunu alan büyük müteahhitlik grubu önce gidiyor, 5 bin kapı, 5 bin lavabo siparişi veriyor fabrikaya. 5 bin cam, fayans siparişi veriyor, sonra tırlara dolduruyor deprem bölgesine getiriyor, bunları monte ediyor geçip gidiyor. Yereldeki tüccara, sanayiciye, imalat yapan insana, esnafa ne faydası var? Fazla bir faydası olmuyor ama yerinde dönüşüm projesi ile birlikte inşaat sektörüne malzeme temin eden 140 alt sektör burada istifade etmiş olacak. Yereldeki mimarlarımız, mühendislerimiz projeler yaparak burada iş güç sahibi olacaklar. Yereldeki müteahhit kardeşlerimiz işlerini yapacaklar, istihdam doğacak burada, ticaret canlanacak ve bir an önce şehirler, merkezleri de ayağa kalkınca o şehre geri dönüşlerde başlayacak. Onun içindir ki bir taraftan elbette biz rezerv alanları yapacağız, gücü olmayan insanlara, evini yerinde yapamayacak insanlara o evlerden vereceğiz ama bir taraftan da vatandaşın yapmasını sağlayacağız."
Bunu yaparken desteğin sonuna kadar da devam edeceğini, Elazığ'dan da şu ana kadar 2 bin civarında başvurunun olduğunu bildiren Özhaseki, "O kardeşlerimiz için eğer isterlerse müteahhitler de katlı yapacakları zaman anlaşma için tip sözleşmeler vereceğiz. Eğer istiyorlarsa hazır çözümlenmiş projeler de vereceğiz. 100, 120, 150 metrelik, statiği, betonarmesi, makinası, elektriği çözümlenmiş bir vaziyette projeler de vereceğiz. Harç, pul, damga vergisi falan da istemiyoruz. Yapı denetim firmalarına giderek ayrıca masraf etmesinler, o işi de biz üstleniyoruz." bilgisini paylaştı.
Yapı denetim firmalarının parasını da ödeyeceklerini vurgulayan Bakan Mehmet Özhaseki, şunları kaydetti:
"Yapı denetim firmalarının parasını biz ödeyeceğiz, biz denetlettireceğiz. Burada vazgeçilmezlerimiz var. Birincisi artık fay hatlarının geçtiği yerlerde, fay kırıklarının olduğu yerlerde asla bir tek yapı yapılmayacak. Bunda tavizimiz yok. İmar planlarına işliyoruz. Bu konuda eş-dost devreye girse de hatırlı eşraftan insanlar devreye girseler de ağalar paşalar devreye girseler de taviz yok, yapılmayacak. İkincisi zeminde sıvılaşma olan yerlerde de yapı yapılmayacak, sonra zemin etütleri yapılmadan buna uygun statik çözümlemeler ortaya konmadan da yapı yapılamayacak asla ve bir de sıfır tolerans dediğimiz bir döneme geçiyoruz.
Değerli kardeşlerim eğer Japonya'da deprem oluyor, herkes yerlerinde rahatça uyuyorsa ve burada deprem olduğunda da bizler kendimizi camdan dışarıya atıyorsak kara kara düşünmemiz lazım. Bu suç müşterektir, hepimizin suçudur. Ben birilerini suçlayarak kendimizi kenara çekmek için söylemiyorum. TOKİ'nin yaptığı konutlar da bir çatlak bile olmadı. Niye? İşte sıfır toleransla gittiği için olmadı. Daha önce güya TOKİ beğenilmezdi, 'TOKİ evleri değil mi canım falan filan denirdi' ne oldu şimdi, en kıymet evler durumuna geldi. O yüzden kardeşlerim bu işte de bundan sonra asla tolerans olmayacak, sıfır toleransla önümüze bakacağız."
- Şehir merkezlerini Bakanlık yapacak
"Yapılan yapılara dikkat ettim, büyük bir bölümü yüzde 98'i neredeyse 2000'den önce yapılmış binalar. 2000'de zaten yapı yönetmelikleri değişti. 8-8,5 şiddetinde depreme dayanıklı bir yönetmelik geldi ama uyarsanız ama onu toleranssız bir şekilde uygularsanız, işçiliği doğru yaparsanız, malzemeden çalmazsanız, emin ol hiçbir şey olmaz." ifadelerini kullanan Özhaseki, onun için bundan sonra bunlara çok daha dikkat edeceklerini anlattı.
Şehirlerin merkezlerini yapma kararı aldıklarını, Hatay'ın da Kahramanmaraş'ın da Adıyaman'ın da Malatya'nın da şehir merkezlerini Bakanlık olarak yapacaklarını bildiren Özhaseki, merkezlerdeki yapıların düzgün, kimlikli ve çevresinde yapılacak diğer yapılara örnek olmasını istediklerini vurguladı.
- Marmara Depremi
Marmara Depremi'nin üzerinden 24 yıl geçtiğini, bir gece yarısı meydana gelen o depremde yine binlerce canı kaybettiklerini dile getiren Özhaseki, Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduğunu, geçtiğimiz yüzyıl içerisinde denizlerde ve anakarada meydana gelen deprem sayısının 226 olduğunu, bunun 3, 4 büyüklüğündeki depremler değil, 6 ve üzerindeki yıkıcı büyüklükteki depremler olduğuna dikkati çekti.
Anakarada meydana gelen deprem sayısının son yüzyılda 60 yıkıcı deprem meydana geldiğini, can kaybının 130 bin olduğunu aktaran Bakan Özhaseki, maddi kayıpların 100 milyarlarca dolar olduğunu belirtti.
Bakan Özhaseki, "Eğer biz tedbirli olursak bugünden doğru adımlar atarsak ve bu erken uyarı sistemi ile şehirlerimizi depreme dayanıklı hale getirirsek, depremden sonra karşımıza çıkacak büyük bir felaket önlemiş oluruz ki bilim adamları erken yapılan işlerin daha sonra depremden sonra oluşacak hasarlar arasında 7 kat fark olduğunu söylüyorlar. Onun içindir ki bizler bundan sonra gece gündüz demeden şehirlerimizi depreme dayanıklı hale getireceğiz." değerlendirmesinde bulundu.
- "İstanbul'umuzu depreme hazırlayacağız"
Herkes İstanbul depreminden bahsettiğini ifade eden Bakan Özhaseki, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Bütün bilim adamlarımız o konuda çok şiddetli şekilde söylemlerde bulunuyorlar, doğrudur. Biz onlara inanıyoruz zaten bilim adamları söyledikleriyle kavga edecek halimiz yok. Onlara uyarak ve doğada kendine has gelişmeleri takip ederek önlem almak durumundayız. İnşallah bir taraftan da bakanlık olarak İstanbul'umuzu depreme hazırlayacağız. Böyle olsun geleceğe güvenle bakabileceğiz. Yoksa her bir iki senede bir dizlerimize vuracağız, canlarımızı toprağa vereceğiz ve ağlamaya devam edeceğiz. Bunun 3 tarafı var, hiç kimse unutmasın. Bir taraftan elbette ki devlet, bakanlık kanun çıkaracak destek verecek elinden geleni yapacak, ama bir tarafta da belediye başkanları gayret edecekler.
Çöküntü alanı haline gelmiş vatandaşların bulunduğu mahallelerde hesaplar yapacaklar. Onlarla görüşecekler, hazır hale getirecekler, sonra dönüp bakanlara diyecekler ki, 'Biz burada bir yer hazırladık, hadi gelin bizi destekleyin, elinizde ne imkan varsa bize verin. Kira paralarını ödeyin, rezerv alanlar verin, para desteğinde bulunun, biz burayı dönüştürelim.' diyecekler. Bu işin üçüncü tarafında da vatandaşımız var. Eğer vatandaş istemezse bu memlekete hiçbir şey yapılmaz. Dönüşüm bile yapılamaz. Vatandaşımızın yardımcı olması lazım. Biraz anlayışlı davranması lazım. Elbette onları incitmek, üzmek, onların üzerine büyük bir yük binmesini istemeyiz. Ama vatandaşımızın da burada anlayışlı olması lazım. Bu ülkede beraber yaşıyoruz, aynı gemideyiz, Allah korusun bu gemi su alırsa hepimize zarar gelir. O yüzdendir ki bu işin siyaseti olmaz, deprem işi el birliği ile çözülebilecek bir iştir. Bunu hep beraber çözeceğiz. Bunu yapacak gücümüz, kudretimiz, imkanımız, bilgimiz var ve bu işte de herkesten destek bekliyoruz."
Törende, Elazığ Valisi Ömer Toraman ve Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları da konuştu.
Programda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın mesajı okundu, Elazığ Belediyesi tarafından hayata geçirilen projelere ilişkin sinevizyon gösterisi sunuldu, projelerin toplu açılışı yapıldı, temeli atıldı.
Törene, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcıları Hasan Süver ve Refik Tuzcuoğlu, AK Parti Elazığ milletvekilleri Erol Keleş, Mahmut Rıdvan Nazırlı ve Ejder Açıkkapı, MHP Elazığ Milletvekili Semih Işıkver, CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, TOKİ Başkanı Ömer Bulut, İller Bankası Genel Müdürü Recep Türk, siyasi parti il başkanları, daire başkanları, kurum müdürleri ve vatandaşlar katıldı.
Kaynak:
Bu haber toplam 77 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.