"Ayrıntılı kanun yapma tekniği Meclise yük oluşturuyor"

"Ayrıntılı kanun yapma tekniği Meclise yük oluşturuyor"

AK Parti Grup Başkanı Naci Bostancı: - "Ayrıntılı, gerekli gereksiz her hususun içeriğe yerleştirildiği kanun yapma tekniği Meclis için de bir yük oluşturuyor. Böyle yaptığınızda hayatın olağan akışı içinde ortaya çıkan her tür değişiklik için aynı kanun

TBMM (AA) - YILDIZ AKTAŞ - AK Parti Grup Başkanı Naci Bostancı, "Ayrıntılı, gerekli gereksiz her hususun içeriğe yerleştirildiği kanun yapma tekniği Meclis için bir yük oluşturuyor. Böyle yaptığınızda hayatın olağan akışı içinde ortaya çıkan her tür değişiklik için aynı kanun sürekli Meclise geliyor." dedi.

Bostancı, AA muhabirinin yaptığı açıklamada, Türkiye'de kanun yapma tekniğinin öteden beri tartışıldığını, muhalefet dahil olmak üzere toplumun çeşitli kesimlerinin yönetmelik konusu düzenlemelerin kanun maddesi haline getirilmesini eleştirdiğini belirtti.

Yönetmelik düzeyindeki konuların, kanun maddesi haline dönüştürülmesinin iyi bir yasa yapma tekniği olmadığını anlatan Bostancı, bu tür yasalar nedeniyle, toplumsal ihtiyaçlar doğrultusunda yeni düzenlenme gereken durumlarda, küçük değişiklikler için bile Meclise müracaat edildiğini ve tekrar yasal düzenleme yapıldığını kaydetti.

Bunun zaman, emek ve verimlilik kaybına yol açtığını ifade eden Bostancı, yasaların açık ve net şekilde müzakere edilerek yapılması gerektiğini bildirdi.

Yönetmelikle yasalar arasındaki çizginin aşılmaması gerektiğine işaret eden Naci Bostancı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde, yasaların nasıl yapılacağı, hangi alanlarda yasa hangi alanlarda kararname çıkarılacağı konusu açık ve net şekilde ortaya konmuştur. Anayasa başta olmak üzere, ilgili yasal mevzuat esasında kanun çalışmalarını gerçekleştirmek, bunu yaparken çerçeveyi çizmek fakat yönetmelik düzeyine indirgememek önemli.

Yönetmelik veya kararnameyle düzenlenebilecek alanlarda, yasa çıkarmanın uygun olmadığı kanaatindeyiz. Anayasada kararnamelerin hangi alanlarda çıkarılamayacağına ilişkin temel başlıklar da var. Kanunun düzenlendiği alanlarda yine kanun çıkar ancak kanunlarda ayrıntılı düzenlemelerden kaçınmak gerekir. Bu, yürütmenin kararname çıkarabileceği alanlara ilişkin her şeyi kanuna bağlama şeklindeki bir yaklaşımdan da kaçınmaya matuf bir durum ve değerlendirmedir. Ayrıntılı, gerekli gereksiz her hususun içeriğe yerleştirildiği kanun yapma tekniği Meclis için de bir yük oluşturuyor. Böyle yaptığınızda hayatın olağan akışı içinde ortaya çıkan her tür değişiklik için aynı kanun sürekli Meclise geliyor. Aynı kanunun defalarca Meclise gelip değişiklikler yapıldığını biliyoruz.

Bostancı, bazı alanlarda, siyasi irade ve bürokrasiye inisiyatif bırakan düzenlemelerin önemli olduğunu kaydetti.

Adeta bir bilgisayar programı gibi "mevzuatın ve işinin nesnesi" gibi davranan ve inisiyatif almayan bürokrasiyi kabul edemeyeceklerini vurgulayan Bostancı, böyle bir bürokrasiyle iş yapabilmenin de mümkün olmadığını belirtti.

Hayatın gerçekliklerinin, belli esnekliklere ihtiyaç duyduğunu kaydeden Bostancı, kanunlarda, bu esneklik alanları iyi tanımlanırsa ayrıntılı kanuni düzenlemelere gerek kalmaksızın toplumsal çıkarlara matuf şekilde kurumların işlemesini ve kamusal çıkarların en yüksek düzeyde sağlanmasının temin edilebileceğini anlattı.

- "Rasyonel muhakemeden mahrum, demagojik değerlendirmeler..."

Kanun ve kararname düzenlemelerine ilişkin alanın, toplumsal ihtiyaçları karşılamaya yönelik ve kamusal çıkarlar çerçevesinde akılcı şekilde ele alınmasının bir ihtiyaç olduğunu vurgulayan Bostancı, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bu işin böyle, 'cumhurbaşkanına kararname çıkarabilmesi için yeni yetkiler' veriliyor şeklinde, rasyonel muhakemeden mahrum, demagojik değerlendirmelerle siyasi polemik konusu yapılması doğru değildir. Anayasa, yasa, kararname, yönetmelik konularına ilişkin tartışmaların 'siyasal algı' doğurmaya dönük yönlendirmelerle baskılanmaya çalışılması, siyasete ve hukuka nihayet hepsinin amacı olan toplumun düzenine bir fayda sağlamaz. Biz kanunların yapımında iktidar muhalefet diyaloğunu, farklı bakış açılarının müzakeresini ve katkısını çok değerli görüyoruz. Sonuçta toplumun tümünün temsilcileri marifetiyle temel düzenlemelere ilişkin hususlarda işin içinde olması toplum olmanın gereğidir. Öte yandan icranın kendi programına yönelik olarak yapacağı tasarruflarda hukuki müktesebatın izin verdiği alanlarda kararname düzenlemeleri doğru ve yerindedir. Amaç, bu iki alan arasındaki sınırı Anayasa ve yasalar esas alınarak akılcı bir şekilde çizmektir. Hukuki teorik çerçeve bize sağlam bir zemin sunuyor, işin Meclise düşen yanı itibarıyla siyasal pratik ise eminim muhalefetin de kabul ve rızasıyla uyumlu şekilde gerçekleştirilecektir. Kanunların hangi konularda yapılacağı, cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin alanı açık. Yeni sistemin amacı hem yasama hem yürütme için verimliliği artırmak, icraya hız kazandırırken yasamanın da kanunlara yoğunlaşmasına imkan hazırlamak, yönetmelik tarzındaki düzenlemelerle vaktini ve mesaisini harcamasına mani olmaktır. Amaç belli, kanunlar tam da kanun olma vasfına uygun şekilde yapılsın, Meclis kanun çıkartma fabrikası olmasın, aynı yasal mevzuat için lüzumsuz ayrıntılar dolayısıyla Meclisin kapısı tekrar tekrar çalınmasın, icra, kendi sorumluluk alanlarına ilişkin programlarını uygulamada yasal mevzuatın elverdiği alanlarda kararnamelerle hızlı ve verimli şekilde hareket edebilirsin."

Kaynak:Haber Kaynağı

Bu haber toplam 146 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler