AYBİR Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı İstanbul'da yapıldı
Başkanlığı Prof. Dr. Fatih Savaşan'dan devralan Doç. Dr. Ebubekir Ceylan: - "Her ne kadar isminde İslam Ülkeleri Akademisyen ve Yazarlar Birliği olsa da Batı dünyasındaki Müslüman akademisyenlerin de çok nitelikli bilgiler ürettiğini, eserler ortaya çıkardığını biliyoruz. Dolayısıyla onların birikimlerinden de istifade etmek hedefimiz"
İslam Ülkeleri Akademisyen ve Yazarlar Birliği (AYBİR), Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı'nda önceki dönem faaliyetlerini değerlendirip, yeni döneme ilişkin kararlar alarak yol haritasını duyurdu.
Toplantıda yapılan seçim sonucunda Doç. Dr. Ebubekir Ceylan, başkanlığı Prof. Dr. Fatih Savaşan'dan devraldı.
Görevi devreden Prof. Dr. Savaşan, Birlik olarak bir boşluğu doldurmak üzere hareket ettiklerini belirterek, "Çok sayıda sivil toplum kuruluşumuz var, her biri aslında belli bazı hedefleri yerine getirmek için kuruluyor. AYBİR de uluslararası statüde olmanın gereği olarak özellikle İslam dünyasının, Müslüman toplumların ve bu topluluklarla ilgilenen tüm akademisyen ve yazarların birikimini bir araya getirmeyi belki de en önemli misyonu olarak belirledi." dedi.
Modern dünyada belli bir birikimi temsil eden kuruluşların ses vermesinin, o kuruluşa üye olan insanların birer birer ses vermesinden daha kıymetli olduğunu vurgulayan Savaşan, "Türkiye'de ilk defa ve dünyada da ilklerden oldu, özellikle Gazze olayları başladıktan sonra 3 bin 500'den fazla yerli-yabancı akademisyenin destek verdiği bir imza kampanyasıyla bu faaliyetlerimizi daha da ileriye taşımaya çalıştık." diye konuştu.
Savaşan, ilgi alanlarının akademisyenler ve yazarlar olduğuna ve özellikle siyonizm baskısı altındaki Batı üniversitelerindeki gidişatı tespit etmek ve ilgili kamuoyuyla paylaşmayı önemsediklerine vurgu yaparak, ilk raporlarını antisemitizm suçlamasının araçsallığı ve Batı üniversitelerindeki akademik özgürlüğe etkisi üzerine yayınladıklarını anımsattı.
Türkiye'nin iddiası yükselen bir ülke olduğunu ve dünyaya sunabileceği çok sayıda modeli bulunduğunu aktaran Savaşan, şöyle devam etti:
"Bir taraftan tarihten aldığımız destek var, yüzlerce yıl üç kıtaya hakim olmuş bir ülkenin varisleriyiz. Çok ciddi bir birikimimiz var. Ama onun da ötesinde bu birikimi ileriye taşıyabilme becerisini de en azından göreceli olarak göstermiş bir ülkeyiz. İslam dünyası içinde sadece sivil toplum kuruluşlarının varlığı ve diriliğiyle değil aynı zamanda kurum ve kuruluşlarımızın olması gereken yere daha yakın olmasıyla da Türkiye önemli bir noktada bulunuyor."
- "Bayrağı yükseklere çıkarmak için elimizden geleni yapmaya çalışacağız"
Başkan Doç. Dr. Ebubekir Ceylan da eski yönetimde başkan yardımcısı olarak görev aldığını anımsattı.
Birliğin 14. yılına dikkati çeken Ceylan, "Belki 14 yıl uzun bir süreç ama Türkiye'nin içinden geçtiği inişli-çıkışlı yılları da hesaba katarsak, AYBİR belki son zamanlarda biraz daha tanınır hale geldi. Fatih hocama teşekkür etmek istiyorum. Onun öncülüğünde, bizler de onlara destek olarak AYBİR'in Türkiye'de tanınırlığında ciddi bir mesafe katedildiğini düşünüyorum. İnşallah önümüzdeki süreçte bayrağı daha da yükseklere çıkarmak için elimizden geleni yapmaya çalışacağız." dedi.
Ceylan, kurumun uluslararası akademik işbirliklerini artırmak amacıyla başlatılan AYBİR Global Network (AYBİRGN) girişimi gibi çeşitli hedeflerine dikkati çekti.
Gelecek dönem çalışmalarına vurgu yapan Ceylan, "Bu uluslararasılaşma sürecinde hedef kitlemiz sadece İslam ülkeleri olmamalı. Her ne kadar isminde İslam Ülkeleri Akademisyen ve Yazarlar Birliği olsa da Batı dünyasındaki Müslüman akademisyenlerin de çok nitelikli bilgiler ürettiğini, eserler ortaya çıkardığını biliyoruz. Dolayısıyla onların birikimlerinden de istifade etmek hedefimiz." diye konuştu.
Ceylan, Birlikteki kadın üye oranına ilişkin de "AYBİR üyelerimizde yoğun bir erkek oranı var. Yazarlar, akademisyenler arasında kadın üyelerimizi de Birliğimize dahil etmek suretiyle bu noktada eksiklerimizi ikmal etmeye çalışacağız." dedi.
Öte yandan, AYBİR Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı'nda yeni dönem için Divan, Yönetim ve Denetleme kurullarının üyeleri de belirlendi.
Toplantı, aile fotoğrafı çektirilmesinin ardından sona erdi.
- "Elimizden geleni yapmaya hazırız"
Doç. Dr. Ceylan, toplantı sonrası AA muhabirine, yaşanılan bayrak değişimiyle yeni bir döneme girdiklerini söyledi.
AYBİR'in Türkiye'deki tanınırlığını artırdığını yineleyen Ceylan, "Bakanlar Kurulu kararıyla kurulmuş, uluslararası nitelikte ve statüde bir birlik, dernek ama Türkiye'de yakın zamana kadar çok bilinmiyordu. Son iki senede yaptığımız çalıştay ve faaliyetlerle bunu sağladığımızı düşünüyoruz." dedi.
Doç. Dr. Ceylan, ilerideki hedeflerine ilişkin, "İslam dünyası çok farklı meydan okumalarla karşı karşıya kalıyor. İslam dünyasındaki akademisyen, entelektüel ve yazarların karşılaştığımız meydan okumalara karşı ortak bir ses vermesi, böyle bir işbirliği ve dayanışmanın olması gerekliliğine inanıyoruz." ifadelerini kullandı.
Farklı ülkelerden akademisyenler ve sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliklerini artıracaklarına vurgu yapan Ceylan, bölgede önemli bir aktör olan Türkiye'nin dünyada da kurucu rol oynayabilecek ülkelerden biri olduğunu söyledi.
Türkiye'nin akademide güçlü bir insan kaynağı olduğunu belirten Ceylan, "Türkiye'nin bu tecrübesini işte bugün Gazze'de, Suriye'de, kendi yakın coğrafyasından başlayarak aslında artık bir düzen kurmaya doğru bir süreci başlatması gerektiğine inanıyoruz. Biz bu entelektüel birikimi bir araya getirerek buna hizmet edebilirsek görevimizi yapmış olacağımıza inanıyorum." dedi.
Ceylan, AYBİR'in geçmiş dönemdeki çalışmalarını anımsatarak, sözlerini şöyle tamamladı:
"Özellikle İslam dünyasında kriz yaşanan bölgelerdeki akademisyenlerin Türkiye'ye gelmesi ve karşılıklı işbirliklerinin artırılması, çeşitli proje çağrılarının ve fonların oluşturulması noktasında görüşmeler yaptık, çağrılarda bulunduk. Bunları devam ettireceğiz. Şimdi hem Gazze'de hem Suriye'de yeniden inşa süreci var. Türkiye'nin özellikle belki ilk etapta çevrim içi destekleriyle oradaki yükseköğretime destek verebileceğini düşünüyoruz. Genel anlamda da Türkiye'deki bu 'know how' dediğimiz o yükseköğretimdeki tecrübeyi bu ülkelerde kurmada elimizden geleni yapmaya hazırız."
Kaynak:
Bu haber toplam 77 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.