Avusturya'da İsrail'in Refah'a yönelik saldırıları protesto edildi

Avusturya'nın başkenti Viyana'da İsrail'in 1,5 milyonun üzerinde Filistinlinin bulunduğu Refah kentine yönelik saldırıları, "Refah'tan elini çek" sloganlarıyla protesto edildi.

Başkentin önemli noktalarından Kahramanlar Meydanı'nda toplanan göstericiler, "Refah'tan elini çek", "Katil Netanyahu", "Gazze’ye özgürlük" yazılı pankartlar taşıdı.

Yürüyüş öncesi konuşan Musevi asıllı aktivist Ernst Wolrab, geçen hafta Filistin destekçisi iki barışçıl gösterinin polis müdahalesiyle sonlandırıldığını hatırlatarak, İçişleri Bakanlığının demokrasi ve barıştan yana bir tutum sergilemediğini söyledi.

Wolrab, bu baskıların kendilerini yıldıramayacağını belirterek, "Kalıcı ateşkes sağlanması için sokaklara çıkmaya devam edeceğiz. İçişleri Bakanlığının tutumu doğrudan düşünce özgürlüğü ve demokrasiye yönelik saldırıdır." diye konuştu.

Avusturya'dan İsrail'e yönelik askeri mühimmat sevkiyatının sonlandırılması talebinde bulunan Wolrab, koşulsuz ve kalıcı bir ateşkes için başta Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa Birliği (AB) olmak üzere uluslararası kamuoyunun harekete geçmesi gerektiğini vurguladı.

Wolrab, "İsrail hükümeti, (İsrail Başbakanı) Binyamin Netanyahu, dünyadaki barış çağrılarına, Uluslararası Adalet Divanının kararlarına, Netanyahu'ya yönelik yakalama kararı başvurusuna rağmen, İsrail'de binlerce insanın barış için gösteri düzenlemesine rağmen, gerginliği tırmandırmaya, Refah, Gazze Şeridi'nin tamamı ve Batı Şeria'da saldırılarını sürdürüyor." dedi.

Sosyolog İrina Vana da Filistin'de yaşananları yüksek sesle dillendiren kişilerin antisemitist olmakla suçlandığını, iktidar ve Avusturya basınının Filistin destekçilerinin seslerinin duyulmasına engel olmaya çalıştığını ifade etti.

Vana, "Bizler küresel savaş karşıtı hareketin bir parçasıyız ve bizleri susturamayacaklar. Gösterilerimizde, Filistin'de adil bir barışın sağlanması, apartheid ve işgale karşı, İsrail'in savaş suçuna karşı sesimizi yükseltiyoruz." şeklinde konuştu.

Filistin destekçileri, konuşmaların ardından başkentin tarihi birinci bölgesinden geçerek Avrupa Birliği Evi'ne kadar yürüdü.