Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, İsrail'in, önündeki bütün engelleri kaldırmak üzere çok sistematik bir soykırım ile göç dalgası yaşattığını belirtti.
Kılıç, parti genel merkezinde düzenlenen Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Toplantısı sonrasında basın açıklaması yaptı.
Acil çözüm gerektiren sorunların, TBMM'nin gündeminde beklediğini vurgulayan Kılıç, emeklilikte adalet arayanların mağduriyetinin yeni yasama döneminde giderilmesi gerektiğini söyledi.
Suat Kılıç, staj ve çıraklık mağdurlarının sorunlarının yanı sıra süresiz nafaka konusunun da bu yasama yılında çözüme kavuşturulmasını istedi.
İsrail'in saldırılarına da değinen Kılıç, Gazze'deki soykırımın Lübnan'a sıçradığını dile getirdi. Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu soykırım burada kalmaz, elbette ki insanlık tarihi bu acıların hedefini geçmişte Hitler ve yol arkadaşlarından sorduğu gibi Netanyahu ve soykırım kabinesinden de soracaktır. Türkiye'nin daha aksiyoner politikalar üstlenmesini, İslam İşbirliği Teşkilatı gibi uluslararası örgütlerin de elini taşın altına koymasını, sıra kendilerine gelmeden gözlerini dört açmalarını kendilerinden bekliyoruz."
- "Bunlar planlı hareketler"
Eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş cinayeti davasına ilişkin ise Kılıç, "Adaletin tecelli etmesini, hakikatin yerini bulmasını, sadece tetikçilerin değil azmettirenlerin de yargı önünde hesap vermesini bekliyoruz." dedi.
Kılıç, gazetecilerin sorularını da yanıtladı. "İsrail'in saldırılarının ardından Lübnan'dan Türkiye'ye bir göç dalgası olup olmayacağı" yönündeki soru üzerine Kılıç, "İsrail, önündeki bütün engelleri kaldırmak üzere çok sistematik bir soykırım, aynı zamanda tarihin en büyük göç dalgalarından birini yaşatıyor. Yaşananlar, ABD'de ve İngiltere'de biliniyor, bunlar planlı hareketler." değerlendirmesinde bulundu.
Gazze'den Lübnan'a geniş bir coğrafyanın tamamen boşaltıldığına dikkati çeken Kılıç, şunları kaydetti:
"Bu, İsrail'in işgal planını insansız coğrafyalarda sürdürebilmesi için yapılan bir kitlesel göçtür. Yüzyılın en büyük kitlesel insan kıyımı yaşanırken en büyük
kitlesel göçüne de imza atılmaktadır. Hem ölümler, hem kitlesel göçler, her yönüyle insanlık suçudur, savaş suçudur, insanlığa karşı suçtur ve her biri UCM'de ayrı ayrı yargılamalara konu başlığı edilecek düzeyde hadiselerdir. Türkiye sınırlarını tabii ki kapalı tutmalıdır, uluslararası toplum da bu sorunun çözümünü yerinde sağlamalıdır."