TBMM (AA) - İSMAİL ÇİMEN - Saadet Partisi Konya Milletvekili Abdulkadir Karaduman, 1 Ekim'de başlayacak yeni yasama yılına ilişkin, "Yeni yasama döneminde Meclis kavganın meydanı değil, kamunun vicdanı olmalıdır. Kutuplaşmanın değil, kucaklaşmanın yeri olmalıdır." dedi.
Karaduman, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, TBMM'nin yasama hakkının kısıtlanmasının milletin yaşama hakkının kısıtlanması anlamına geldiğini, bu nedenle Meclisin, alınan kararların onandığı değil, bizatihi karar alma mekanizmasının zemini olması gerektiğini belirtti.
24 Haziran Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimi'nde insanların iyi niyet gözeterek sandığa gittiklerini, gelinen noktada parlamentonun bu iyi niyeti göz önünde bulundurarak iyi adımlar atmasını beklediklerini bildiren Karaduman, "İnşallah adil kararların alındığı bir sürece girmiş oluruz. Ülke olarak zorlu bir süreçten geçiyoruz ve 600 milletvekili olarak yükümüzün çok ağır olduğunun bilincindeyiz. Böyle bir ortamda Meclisin ne tatil yapmaya ne de 'yan gelip yatmaya' hakkı vardır. 80 milyonun emaneti 600 milletvekilinin omuzlarındadır. Bu itibarla yeni yasama döneminde Meclis kavganın meydanı değil, kamunun vicdanı olmalıdır. Kutuplaşmanın değil, kucaklaşmanın yeri olmalıdır." diye konuştu.
- "Eleştirmek özgürlüğü"
Abdulkadir Karaduman, yeni yasama yılında "Kim yaparsa yapsın yanlış bizdense ben bizden değilim" iradesinin ve inancının ortaya konulması gerektiğini savundu.
Demokrasinin, alkışlamak değil, eleştirmek özgürlüğü olduğuna işaret eden Karaduman, şunları söyledi:
"Yeni yasama yılında bütün kanaatlerin özgürce ifade edilmesi, hakareti dışarıda tutarak; bütün düşüncelerin özgürce ifade edilmesi gerekmektedir. Her eleştirenin hain, her eylem yapanın da anarşist olarak görülmesinden vazgeçilmelidir. Çünkü ülkelerde demokrasiler ancak muhalefetin daha iyi çalışmalar yaptığı, iktidarın muhalefeti dinleme tahammülüyle ortaya çıkmaktadır. Bizim kadim geleneklerimize göre, 'Sözün hepsini dinle ama en güzeline uy' sözü vardır. Bu itibarla yeni dönem, her sözün dinlendiği ve en güzelinin uygulandığı bir zemin olmalıdır. Ekonomiden güvenliğe, ulaşımdan sağlığa, eğitimden tarıma bütün alanlarda yaşanan problemlere çözüm aranan, milli bir çabanın zemini olmalıdır yeni dönem."
- "İyinin üzerini örtecek her çalışmanın karşısında olacağız"
Karaduman, TBMM'de gruplarının olmaması dolayısıyla kendilerini "Saadet Partisi timi" olarak nitelendirdiklerini, tim olarak ne iktidar ne de muhalefet partileriyle herhangi bir husumetlerinin bulunmadığını anlattı.
Yapacakları tüm çalışmaların ülkenin saadeti için olacağını belirten Karaduman, "Biz elimizde ve dilimizde barış ve kardeşlikten başka hiç birşeyin olmadığını yaptığımız çalışmalarla da ortaya koyacağız. Saadet timi olarak gerek iktidarın gerek muhalefet partilerinin, iyinin inşası üzerine yaptığı tüm çalışmalarda yanlarında, ortak iyinin üzerini örtecek her çalışmanın da karşısında olacağımızı ifade etmek istiyoruz." diye konuştu.
Karaduman, insanların milletvekiline aktardığı problemlerin yasama zemininde çözüme kavuşması gerektiğini ancak gelinen noktada yukarıdan alınan kararların milletvekillerince halka aktarıldığını ve böylece milletvekillerinin ikna sürecinin bir memuru olarak çalıştırıldığını öne sürdü.
Sürecin bu şekilde işlemesinin Gazi Meclisin ruhuna yapılan en büyük haksızlık olarak gördüklerini savunan Karaduman, "Meclis, ortak aklın zemini olmalı. Meclis, insanların fikirlerini rahat bir şekilde ifade edebileceği ve konuşmaların kısıtlanamayacağı bir yer olmalı. İnancımız ve geleneklerimiz de bize bunu bu şekilde ifade ediyor. Bu inançla yeni yasama döneminin ülkemize, milletimize hayırlar getirmesini temenni ediyorum." dedi.
- "Mental değişikliğine gitmemiz lazım"
Türkiye'nin ekonomik yönden bir darboğazda olduğunu, yeni yasama yılında ilk yapılması gerekenin çözüme yönelik faaliyetler olması gerektiğini vurgulayan Karaduman, şöyle devam etti:
"Cumhurbaşkanımızın 'artık bizim israf ekonomisi değil, üretim ekonomisine dönmemiz icap eder.' ifadelerine katılıyoruz. Cumhurbaşkanımız bununla beraber üretime dönük olmayan yatırımları durdurma kararı aldığını ifade etti. Biz Saadet Partisi olarak bu cümlelerin arkasındayız. Cumhurbaşkanımızın ve siyasi iktidarın ifade edilen bu cümleler doğrultusunda atacakları bütün adımların arkasında olduğumuzu beyan etmiş oluyoruz.
Ekonomik olarak yeniden düze çıkmamızı sağlayacak kanunları gündeme getirmeliyiz. Yaşanan krizin faturası 80 milyon olarak hepimize yansıyacak. Bu sebeple de tüm kesimlerin bir araya gelmesi gerekiyor. Bu krizin önlenmesi adına başta Cumhurbaşkanımız, siyasi partilerin genel başkanları bir araya gelmeli ve 'bu zorlu süreçten nasıl çıkılır'ın bir toplantısı yapılmalı. İfade edilen meseleler üzerinden bir yol belirlenmeli ve bu yol haritası da titizlikle uygulanmalıdır. Türkiye'de özellikle son süreçte hızlı karar almak doğru karar almanın önüne geçmiştir. Bizim doğru karar alabilmenin yollarını konuşabilmemiz lazım. Gerek içtüzük gerek Meclis Başkanlığı olarak gerekse ülke yönetimi olarak bir mental değişikliğine gitmemiz lazım."
(Bitti)