TBMM (AA) - Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye'nin uzun, meşakkatli, zaman zaman kesintili de olsa demokraside bugün geldiği yer, hepimizin ortak zaferidir." dedi.
Erdoğan, 27. Dönem Üçüncü Yasama Yılı'nın açılışı dolayısıyla TBMM Genel Kurulunda milletvekillerine hitap etti.
Türkiye'nin, Cumhuriyet döneminde yeniden ayağa kalkma mücadelesi verirken aynı zamanda darbeler, vesayet, geri kalmışlık, iş bilmezlik gibi nice sıkıntılarla da boğuşmak zorunda kaldığını belirten Erdoğan, "Şöyle geriye dönüp baktığımızda, demokraside, ekonomide, altyapıda, sanayide, ticarette, eğitimde, sağlıkta velhasıl her alanda uzunca bir süre milletimizin oldukça düşük hizmet standartlarına mahkum edildiğini görüyoruz." diye konuştu.
Bu durumun en önemli nedenlerinden birinin, siyaset kurumunun kendi içindeki rekabeti ülkeye hizmetin üzerinde tutması olduğunu dile getiren Erdoğan, "Bunu gördüğümüz için yaklaşık 18 yıl önce, Türkiye'nin yönetimine talip olarak milletimizin huzuruna çıktığımızda, ilk önce siyasetin üslubunu ve tarzını değiştirmekle işe başladık. Daha da önemlisi yalnızca karşımızdaki devasa sorunları görmekle kalmayıp, asıl onun gerisindeki büyük potansiyele odaklandık." ifadelerini kullandı.
"Biz ülkemize, milletimize, kendimize ve politikalarımıza inandık." diyen Erdoğan, her şeyden önce TBMM'nin sorunları çözme ve Türkiye'nin önünü açma iradesinin büyüklüğüne de inandıklarını vurguladı.
Demokrasiyi, hak ve hürriyetleri tüm kesimler için genişleterek, inanç ve ifade özgürlüğünü gerçek anlamda tesis ederek güçlendirebileceklerine inandıklarını da söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Eğitim öğretimde çocuklarımızı 70-80 kişilik sınıflardan 20-30 kişilik sınıflara indirmek suretiyle onları oralardan kurtarabileceğimize, üniversiteye girmek için yaşanan yığılmayı önleyebileceğimize inandık. Sağlıkta vatandaşlarımızı hastane kapılarında eziyet çekmekten kurtarabileceğimize, herkese insanca hizmet sağlayabileceğimize inandık. Sosyal güvenlikte ülkemizde yaşayan istisnasız herkesi kucaklayabilecek sürdürülebilir bir sistemi kurabileceğimize inandık. Kadınlardan gençlere, engellilerden yaşlılara, kimsesizlerden bakıma muhtaçlara kadar herkesin yanında olabileceğimize inandık. Ulaşımda ülkemizin her yerine kara yoluyla, hava yoluyla, demir yoluyla hızlı, konforlu ve güvenli şekilde erişilebilmesini sağlayabileceğimize inandık.
Enerjide kendi su, güneş, rüzgar, termal ve kömür kaynaklarımızı en etkin şekilde değerlendirebileceğimize inandık. Bayındırlıkta yerleşim yerlerimizin tamamını, insanlarımızın ihtiyaçlarına uygun ve modern bir şehirleşme anlayışıyla dönüştürebileceğimize inandık. Sanayimizi dünyayla rekabet edebilecek düzeye çıkartabileceğimize inandık. Savunma sanayinde ülkemizi dışa bağımlılıktan kurtarabileceğimize inandık. İhracatımızı hem çeşit hem pazar hem de rakam itibarıyla katbekat artırabileceğimize inandık. Büyümemizi, ülkemizin potansiyeline ve hedeflerine uygun seviyelere yükseltebileceğimize inandık."
- "Neyi başardıysak yüce Meclisle gerçekleştirdik"
İstihdamı, herkesin kendisini ve ailesini geçindirebileceği bir iş bulabileceği seviyeye getirebileceklerine de inandıklarını ifade eden Erdoğan, "Adaletten güvenliğe her alanda, milletimizi özlemle beklediği hizmetlere kavuşturabileceğimize inandık. Dış politikada, bayrağımızın onurunu, pasaportumuzun ve paramızın değerini, ülkemizin itibarını hak ettiği yere çıkarabileceğimize inandık. İşte bu inançla yürüttüğümüz Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı görevlerimiz döneminde ne yaptıysak, neyi başardıysak, hepsini de yüce Meclisle birlikte, sizlerle birlikte gerçekleştirdik." diye konuştu.
Demokrasilerde iktidar kadar muhalefetin de önemli olduğuna inandıkları için bu başarıyı, hiçbir ayrım yapmadan yüce Meclisin tüm milletvekillerine ait gördüklerini belirten Erdoğan, "Demokraside, ekonomide, altyapıda Cumhuriyet tarihinin en büyük atılım hamlesinin gerçekleşmesinde, icraatıyla, teklifiyle, tenkidiyle emeği olan herkese şükranlarımı sunuyorum. Türkiye'nin uzun, meşakkatli, zaman zaman kesintili de olsa demokraside bugün geldiği yer, hepimizin ortak zaferidir." dedi.
Erdoğan, özellikle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin hayata geçilmesiyle herkesi çok daha aydınlık bir geleceğin beklediğini vurgulayarak, "Meclisimizin gayreti, milletimizin takdiriyle hayata geçen yeni yönetim sistemimiz, artık sorunlarımızı herhangi bir müdahaleye meydan vermeden, demokrasinin imkanlarıyla çözebileceğimizin en büyük ispatıdır. Bir yılını geride bıraktığımız Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni, sürekli güncelleyerek, sürekli geliştirerek bizden sonraki nesillere en büyük mirasımız olarak bırakacağımıza inanıyorum." ifadelerini kullandı.
- Tarih ve medeniyet birikiminin yüklediği sorumluluk...
Kadim bir medeniyet ve tarih birikiminin varisi olmanın, Türkiye'ye büyük itibar kazandırma yanında, ağır sorumluluklar da yüklediğine dikkati çeken Erdoğan, şunları söyledi:
"Bugün bölgemizde ve dünyada, kalbiyle ve gözüyle bizi takip eden yüz milyonlarca insan bulunuyor. Türkiye, yalnızca komşularının değil, onlarla birlikte bugün bize uzak gibi gözükse de aslında aynı tarih ve medeniyet dairesinde birlikte olduğumuz tüm kardeşlerinin ve dostlarının meseleleriyle ilgilenmek zorundadır. Suriye'ye sırtımızı dönemeyeceğimiz gibi Filistin'e, Libya'ya, Pakistan'a, Afganistan'a, Arakan'a, Türkistan'a da sırtımızı dönemeyiz. Irak'ı, İran'ı görmezden gelemeyeceğimiz gibi, Azerbaycan'dan Kazakistan'a, Özbekistan'dan Türkmenistan'a, Kırgızistan'dan Kırım'a kadar Asya coğrafyasının hiçbir köşesine bigane kalamayız.
Kıbrıs'taki, Yunanistan'daki, Bulgaristan'daki soydaşlarımızın haklarını korumak nasıl vazifemiz ise tüm Balkan ve Avrupa coğrafyasına da aynı gözle bakmakla mükellefiz. Akdeniz'in, Ege'nin, Karadeniz'in her karışındaki gelişme bizi doğrudan ilgilendirir. Avrupa'dan Kafkaslara, Orta Asya'dan Güney Asya'ya kadar her yerde bu anlayışla varlık gösteriyoruz. Türkiye olarak bu geniş coğrafyada, sadece yaşatmak, yardımcı olmak ve imkan varsa birlikte kazanmak için çalışırız, mücadele ederiz."
- "İnsani duruşumuzdan asla vazgeçmedik"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin sınırları dışındaki hiçbir faaliyetinin işgal, ilhak, istismar amaçlı olmadığının altını çizerek, şunları kaydetti:
"Kendi güvenliğimiz, huzurumuz ve refahımız adına neyin peşindeysek, yakındaki ve uzaktaki tüm dostlarımız için de aynı mücadeleyi veriyoruz. Birileri sınırlarından binlerce kilometre öteye kaynakları sömürmek, bu uğurda gerekirse terör örgütlerini, canileri, diktatörleri desteklemek için gidiyor olabilir. Biz ise çevremize sadece yaşatmak, yardım etmek ve imkan varsa birlikte kazanmak anlayışıyla bakıyoruz. İnsan merkezli bu anlayışın elbette bir bedeli var. Ne bedel ödersek ödeyelim, Türk milletini diğerlerinden ayıran bu insani duruşumuzdan hiçbir zaman vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz."
(Sürecek)