ANKARA (AA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, Türkiye'nin S-400 savunma sistemini almasına ilişkin, "Türkiye'nin kendi savunması için gerekli adımları atma hakkı vardır. Bu konuda uygulanacak ambargoları, F-35'lerin verilmemesini, yaptırım uygulanmasını CHP olarak tasvip etmemiz mümkün değil." dedi.
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında parti genel merkezinde toplandı.
Toplantı sürerken açıklamada bulunan Öztrak, kurulun gündeminde "ekonomideki gelişmelerin, Düzce'deki sel felaketinin ve Suriyeli göçmenlerin sorunlarıyla ilgili düzenleyecekleri konferansın" olduğunu söyledi.
Düzce'nin Akçakoca ilçesi ve bağlı köylerinde meydana gelen sel felaketinde hayatını kaybeden vatandaşlara Allah'tan rahmet, yaralılara ve mal kaybı olanlara "geçmiş olsun" dileklerini ileten Öztrak, felaketten hemen sonra Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun Düzce Valisi'ni arayarak felaketin boyutu ve alınan önlemler konusunda bilgi aldığını, CHP ekiplerinin bölgeye gittiğini kaydetti.
Yaşanan afette temel belirleyici unsurun, bölge düzeyinde planlama eksikliği olduğunu ifade eden Öztrak, şöyle konuştu:
"Sel felaketinin yaşandığı Akçakoca ilçesi ve köylerinin acil talepleri var. Birincisi, derhal bölgenin 'afet bölgesi' olarak ilan edilmesi gerekiyor. Yine sel felaketini yaşayan vatandaşlara psikolojik destek için acil tedbirler alınması gerekiyor. Evleri ve iş yerleri zarar gören vatandaşların vergi, kredi ve benzeri borçlarının ertelenmesi lazım. Hasar tespit çalışmaları hızla yapılmalı, vatandaşların kayıplarının telafisi, enkazın kaldırılması, sel sonucu oluşan çamur yığınlarının hızla temizlenmesi gerekiyor. CHP'li Ankara, İstanbul, Bolu ve İzmit Belediyeleri bölgede iş makinalarıyla bu faaliyetlere yoğun destek veriyorlar. Selden zarar gören vatandaşlarımıza geçici barınma alanları oluşturulmalıdır. Acil ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla devlet tarafından maddi destek vatandaşlara mutlaka sağlanmalıdır. Vatandaşların su ve elektrik sorunları acilen çözülmelidir."
Öztrak, hafta sonu, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı'nın 45'inci yıl dönümü kapsamında Barış ve Özgürlük Bayramı'nın kutlandığını hatırlatarak, Kıbrıs Barış Harekatı'nın, Türkiye Cumhuriyeti'nin dış politikada milletin hak ve hukukunu korumak için attığı en önemli adımlardan biri olduğunu vurguladı.
Harekattan bugüne adada barışın hakim olduğunu belirten Öztrak, bugün Kıbrıs sorununun yeni bir yaklaşımla, KKTC'nin tanınmasını öngören bir bağlamda çözülmesi gerektiğine işaret etti.
Öztrak, milliyetçiliği Beşparmak Dağları'na yazan, dönemin Başbakanı Bülent Ecevit, Başbakan Yardımcılarından Necmettin Erbakan ve tüm şehitleri rahmetle andı.
- "Meclisin yetkileri kısılandı"
TBMM'nin iktidar partisi ve ortağının oylarıyla 27'nci dönem 2'nci yasama yılı çalışmalarını tamamlayarak 1 Ekim'e kadar tatile girdiğini anımsatan Öztrak, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni eleştirdi.
Bu sistemle, Meclisin yetkilerinin kısıtlandığını, etkisizleştirildiğini, kuvvetler ayrılığı ilkesinin fiilen ortadan kaldırıldığını, hukuk devletinden uzaklaşıldığını savunan Öztrak, saray yönetiminin, milletvekillerinin araştırma önergesi verme ve yazılı soru sorma hakkına gereken saygıyı göstermediğini öne sürdü.
Öztrak, TBMM'nin 21'inci döneminde milletvekillerinin iktidara sorduğu her 100 yazılı sorudan 87'si zamanında cevaplanırken AK Parti iktidarı ile bu oranın düştüğünü, bugün sadece 100 sorudan 6'sının zamanında yanıtlandığını söyledi.
"(Hızlı karar alacak) diyerek kurulan bu ucube sistemin, iki konuda hızlı olduğu anlaşıldı. Birincisi, milletin aşını, işini eritme konusunda, ikincisi de milleti haraca bağlama konusunda." diyen Öztrak, son bir haftada yurt dışına çıkış harcının 15 liradan 50 liraya, yurt dışından kişisel kullanım için getirilen cep telefonlarının kaydından alınan harç tutarının ise 500 liradan bin 500 liraya çıkarıldığını hatırlattı.
- "Bir türlü normalleşemiyor"
Türkiye'nin tarihindeki en sıkıntılı ekonomik krizlerinden birini yaşadığını, bu krizin yükünün tamamen vatandaşın sırtına yüklendiğini kaydeden Öztrak, "Saray sosyetesinin şapkasını önüne koyarak bugüne kadar yaptığı hataları değerlendirmesi ve çözüm için samimiyetle çalışması gerekiyor ama bu ucube sistem eleştiriyi, kamuoyu tarafından denetlenmeyi, siyasi rekabeti sevmiyor. Bir türlü normalleşemiyor. Yerel yönetim seçimlerinde aldığı sonuçlardan gerekli dersleri çıkaramıyor. Fırsat buldukça kendisini eleştirenleri başta basın olmak üzere susturmaya çalışıyor." ifadesini kullandı.
Öztrak, iktidar partisinin eski Genel Başkanı, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun katıldığı radyo programının jet hızıyla yayından kaldırıldığını, gazetecilerin işinden olduğunu, radyoda taş üstünde taşın, gövde üstünde başın kalmadığını savundu.
Saray iktidarının, AK Parti'nin eski Genel Başkanının eleştirilerine dahi tahammülünün olmadığını ileri süren Öztrak, "İktidar kendi içindeki çatlamanın hızlanmasından korkuyor, çekiniyor. Korku arttıkça da gazeteciler üzerindeki, kendisine muhalefet edenler üzerindeki baskısını artırıyor. Artık ülkeyi yönetemiyorlar." diye konuştu.
Faik Öztrak, iktidarın, tek adam parti devletini rejimini kurmak için ilk adımları attığı 2014'ten bu yana Türkiye'de her şeyin, her geçen gün daha da kötüye gittiğini ileri sürdü.
Ülkede artan hukuksuzluk, keyfilik nedeniyle milli gelirin 166 milyar dolar azaldığını öne süren Öztrak, "2013'te 12 bin 480 dolar olan kişi başına gelirimiz 2018'de 9 bin 632 dolara düşmüş. Yani bu rejim, her bir vatandaşımızın cebinden 2 bin 849 doları almış. Dahası sarayın önümüzdeki 5 yıl için ülkemize ve vatandaşlarımıza vadettiklerine baktığımızda ekonominin iflas ettiğini söyleyebiliriz." diye konuştu.
- "Küçük ortağın ne yorum yapacağını bekliyoruz"
Öztark, 11. Kalkınma Planı'nda 2023'te milletin geliri ve sofrasındaki aş için verilen vaatlerde yüzde 50 iskonto yapıldığını, ihracat hedefinin 500 milyar dolardan 227 milyar dolara düştüğüne değindi.
Hukuk devleti ve demokrasinin, sofradaki ekmekle, vatandaşın cebindeki parayla, mutfaktaki boş tencereyle yakından ilgili olduğunun altını çizen Öztrak, "Hukukun olmadığı yerde güven olmaz. Güven olmayınca da yatırım olmaz, yatırım olmayınca iş olmaz, iş olmayınca da aş olmaz." dedi.
AK Partili Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş'ın belediye meclisinde, "30 Ağustos halkın genelini ilgilendiren bir bayram değil" dediğini aktararak, şöyle devam etti:
"30 Ağustos ulusumuzun Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde emperyalizme karşı verdiği mücadeleyi bundan 97 yıl önce Başkomutanlık Meydan Muharebesiyle zaferle taçlandırdığı bir tarihtir. 30 Ağustos vatanı için canını ortaya koyan milletimizin tüm dünyaya Anadolu'nun ve Trakya'nın bizim olduğunu ilan ettiği tarihtir. 30 Ağustos dünyanın tüm mazlum uluslarına yol gösteren, özgürlüğün ve bağımsızlığın yol haritasını ortaya koyan Kurtuluş Savaşımızın büyük zaferinin yıl dönümüdür. 30 Ağustos, din, dil, ırk, mezhep ayrımı yapmaksızın bu ülkeyi seven, bu ülkeyi canı ve kanı pahasına kuran milletimizin zafer günüdür. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin nasıl ve canlar pahasına kurulduğundan habersiz olanların bunu anlamasını beklemiyoruz. Vatanı için tüm dünyaya meydan okuyan milletimizin ve bağrından çıkan Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının savaş meydanlarında kurduğu CHP olarak bizim bu rezilliğe, pespayeliğe sessiz kalmamızı kimse beklemesin. Bu kişi hakkında partisi tarafından ne gibi işlemlerin yapıldığını takip ediyoruz. Ayrıca iktidarın küçük ortağının bu sözler hakkında ne yorum yapacağını büyük bir merakla bekliyoruz."
- "Ekonomide ciddi bir değişikliğe ihtiyaç var"
Faik Öztrak, açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. "ABD ile S-400 alımı sonrası yaşanan sorunların" sorulduğu Öztrak, şunları ifade etti:
"ABD'den yaptırım uygulamasıyla ilgili son derece farklı görüşler geliyor. Başkan 'Türkiye daha önce ABD'den Patriot almak istedi, biz vermedik. Türkiye haklıdır S-400'leri almakta' derken buna karşılık Amerikan Senatosu, Temsilciler Meclisinden, Dışişleri ve Savunma Bakanlığından farklı sesler gelebiliyor. Dolayısıyla bu süreci dikkatle izlemek gerekiyor. Başkan Trump birçok şey söylüyor ama sonuçta farklı bir noktaya da gidilebiliyor. Türkiye'nin kendi savunması için gerekli adımları atma hakkı vardır. Bu konuda uygulanacak ambargoları, F-35'lerin verilmemesini, yaptırım uygulanmasını CHP olarak tasvip etmemiz mümkün değil. Son zamanlarda Türkiye'ye ikide bir de o yaptırım uyguluyor, bu yaptırım uyguluyor, şamar oğlanına döndürülmek isteniyor. Bunu da hiçbir şekilde tasvip etmediğimizi açık açık buradan ifade etmek istiyorum. Kimsenin Türkiye'ye bunu yapma hakkı yoktur. Dolayısıyla iktidarların da bunu önleme vazifesi vardır."
"Kabinede bir değişikliğe gerek var mı?" sorusu üzerine Öztrak, "Türkiye'nin en sıkıntılı olduğu nokta ekonomidir. Ekonominin başına damadınızı getirdiğiniz andan itibaren daha işin başında çok büyük bir güven kaybına uğrarsınız. Bu işi liyakat nedeniyle yapmış olduğunuzu gösterebilmek için damadınızın Nobel ekonomi ödülünü almış olması lazımdır." dedi. Öztrak, kabinenin özellikle ekonomi tarafında ciddi bir değişikliğe ihtiyacının olduğunu dile getirdi.
- "Bu kanun değişti mi"
"Suriye'de oluşturulmak istenen güveli bölgeyle ilgili CHP'nin yaklaşımının" sorulduğu Öztrak, göç meselesinin Türkiye için önemli olduğunu, bu noktada iktidarın atacağı adımları dikkatle izlediklerini aktardı.
Öztrak, "Atatürk'ün mirasçısı Tacinur Demir, CHP'nin, Atatürk'ün 6 maddelik vasiyetindeki şartları yerine getirmediği gerekçesiyle 'vasiyetin iptali' için dava açtı. Demir, Atatürk'ten kalan mal varlığının kendisine verilmesini istedi. Bu konudaki değerlendirmeniz nedir?" sorusu üzerine, bu işin ciddiye alınır yanının olmadığını anlattı.
Mustafa Kemal Atatürk'ün, 1933 yılında 2307 sayılı kanunla kendisiyle ilgili bir düzenleme yapıp mal varlığını Türk devriminin desteklenmesi için CHP'nin kontrolüne bıraktığını hatırlatan Öztrak, "Bu kanun değişti mi? Değişmedi. Bu tartışmaların gösterdiği bir tek şey var, o da Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Kurucusu olan Mustafa Kemal Atatürk'ün ne kadar uzak görüşlü bir insan olduğunu, ne kadar ülkesini seven bir insan olduğunu, o makamda otururken elindeki tüm mal varlığını yine milletine adadığını ortaya koyuyor." değerlendirmesini yaptı.
"CHP'li Karaburun Belediye Başkanı İlkay Girgin Erdoğan'ın, kendisini belediyenin şirketine müdür atamasının" sorulduğu Öztrak, "Karaburun Belediye Başkanımız, 'söz konusu şirketi daha iyi kontrol edebilmek amacıyla bu işin başına geçtiğini, buradan huzur hakkı almayacağını' açıkça ifade etmiştir." yanıtını verdi.