ANKARA (AA) - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, MHP tabanının, 24 Haziran'daki Cumhurbaşkanı Seçimi'nde Muharrem İnce ya da Meral Akşener'e oy vereceği iddialarına ilişkin, "Şimdi kalkıp Erdoğan ile diğerlerini mukayese ettiği zaman, Türkiye'de hele hele terörle mücadeledeki sağlanmış olan üstün başarıyı gölgeleyebilecek bir hataya bir ülkücü nasıl düşebilir." dedi.
Bahçeli, katıldığı NTV ve Star TV ortak yayınında açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.
"24 Haziran'da nasıl bir Meclis aritmetiği olacak?" sorusu üzerine Bahçeli, öncelikle Cumhurbaşkanı Seçimi'nin kesin olarak tamamlanması, sonuca bağlanması, ikinci tura sarkıtılıp ülkede yeni tartışma ve kutuplaşmalara fırsat verdirilmemesi gerektiğini vurguladı.
Yeni bir sistemin kurulduğunu hatırlatan Bahçeli, bu sistemin sağlıklı olması için Cumhurbaşkanı Seçimi'nin birinci turda neticelenmesi gerektiğine dikkati çekti.
Bahçeli, "Yasamanın yeni anayasa değişikliğine göre üstlendiği denetim ve denge sorumluluğu içerisinde faaliyetlerini daha verimli yapabilmek ve parlamentoyu tartışılır bir konumdan uzak tutabilmek için 301'in üzerinde bir rakamla Meclis'te Cumhur İttifakı'nın devam etmesi lazımdır. Bulması gerekiyor ve bulacaktır, o inançtayım." diye konuştu.
"Parlamentoda yeterli çoğunluk sağlanamazsa B veya C seçenekleri gündeme gelir mi?" sorusuna Bahçeli, "Cumhurbaşkanlığı ile Meclis uyumlu çalışamayacak bir konuma geldiği vakit o anayasa değişikliği içerisinde bunların da çıkış yolları vardır, onlar hayata geçer." yanıtını verdi.
Bahçeli, "bu çıkış yollarının ne olduğu" yönündeki soruyu da "Mesela bir taraflı erken seçim düşünülebilir. Öbürü uyumlu çalışamadığı iddiasıyla başka türlü davranışlar içerisine girer. Ama bütün bunları aşmak lazım. Çünkü Türkiye yeni bir sisteme geçiyor." ifadeleriyle yanıtladı.
"TBMM'de temsil edilirsek geriye döneriz, parlamenter sistemi tekrar hayata geçiririz." sözlerini de eleştiren Bahçeli, "Türkiye'yi, Adana tabiriyle, anaryaya takıp geriye götürmenin de bir manası yok." değerlendirmesini yaptı.
Bazı konularda partiler üstü, millet ve devletin varlığı ile kardeşçe yaşayabilecek bir ortamı düşünmek gerektiğini ifade eden Bahçeli, "Yoksa kuru bir inatla dünyanın vaatlerinde bulunuyorlar. Nasıl gerçekleştireceksiniz? Bu devlet tecrübesi var mıdır? Muhalefet partisi elemanı, milletvekili olabilirsiniz ama Türkiye yeni bir sisteme geçiyorsa 16 yıllık birikimi ve tecrübeyi hayata geçirebilecek bir cumhurbaşkanı olursa ve TBMM bu dengede bir yasamaya sahip olursa Türkiye istikrarlı bir geçiş sağlar, normalleşme hızlanır, demokratikleşme süreci hayata geçer." değerlendirmesinde bulundu.
- "Bunlar yasaların tanzimidir"
MHP'ye "Geçmişte böyle düşünmüyordunuz." suçlamalarının geldiğinin belirtilmesi üzerine Bahçeli, partisinin 1973'teki kongrede kabul edilen programında yer alan "Tek başkan tek meclis" ifadesini anımsattı.
"(Parlamentoda yeterli çoğunluk sağlanamazsa belki erken seçim gündeme gelebilir) dediniz. Cumhurbaşkanı ile bu konuyu daha önce konuştunuz mu?" sorusuna ise Bahçeli, "Hayır efendim bunlar yasaların tanzimidir. Cumhurbaşkanı'na da Meclis'e de bu manada yetki veriyor." ifadelerini kullandı.
- "Söylersek fitneye biz katılırız"
"Kayseri'de bir toplantıda AK Parti'li vekillere 'Fitneye düşmeyin' dediniz. Neyi kastettiniz?" sorusu üzerine Bahçeli, şunları söyledi:
"AK Parti'de geçmişte milletvekili olan ve adaylıkları devam eden, yeni aday olan ve adaylık vasfını kaybetmiş bazı insanlar halkla münasebetleri sırasında ne Cumhurbaşkanı'nı ne de Cumhur İttifakı'nı ağızlarına alıyorlar. Sadece AK Parti'nin Meclis'te güçlü olmasını telkin ediyorlar. Bunu yaparken 'MHP'ye oy vermenin bir manası yok. Zaten yüzde 2, yüzde 3'lüktür ama güçlü bir AKP olması lazımdır' diye bir propaganda başlatıyorlar. Bunun arkasını, önünü düşündüğünüz vakit çok farkında olmadığınız sonuçlara doğru Türkiye'yi götürür. Özellikle de AKP'yi götürür. Buraya dikkat etmek lazım."
AK Parti ve MHP'nin seçim reklamlarını anımsatan Bahçeli, "Cumhurbaşkanımız kendi resminin altına mührünü vuruyor, Cumhur İttifakı'nda da AKP'ye vuruyor. Bu en doğrusudur. MHP, Cumhurbaşkanlığında Erdoğan'ın altına mührünü vuruyor, ondan sonra da MHP'ye. İttifakın ruhu, anlamı bu. 'Yenikapı ruhu' dediğimiz bu. İçlerinden bir tanesi 'Yüzde 2,5 payları var, bunları ne taşıyacağız biz' diyor." değerlendirmesinde bulundu.
Bahçeli, "Kulağınıza geldi mi?" sorusunu, "Gelmez olur mu. Biz Türkiye'de teşkilatız.", "Belli isimler var mı? Kim var?" sorusunu da "Olmaz olur mu, söyleyemeyiz. Söylersek fitneye biz katılırız ama biz biliyoruz kimin kim olduğunu." ifadeleriyle yanıtladı.
Tuğrul Türkeş'in "Cumhur İttifakı'nın seçim sonrası devam etmeyeceği" yönündeki açıklamasının hatırlatılması üzerine Bahçeli, şunları kaydetti:
"Tuğrul Türkeş'e cevap verme ihtiyacı hissetmiyorum. O, merhum Başbağumuzun bize teberiğidir, her türlü konuşmayı yapmakta serbesttir. Nerede bulunmasını arzuluyorsa orada bulunsun. Bizimle bir ilişkisi kalmamıştır. Onun için, onun sözünü hele hele 'Biz de bunu şöyle diyoruz' gibi atıf yaparak, bizi de işin içerisine dahil etmesini yakışık bulmam. Cevap vermek istemiyorum."
- "Talimatım var"
"İstanbul milletvekiliniz 'İkinci tura kalırsa, MHP tabanı İnce ve Akşener'e destek verir.' Bu noktada MHP tabanında bir rahatsızlık olduğunu düşünüyor musunuz?" sorusu üzerine Bahçeli, şu açıklamaları yaptı:
"Zannetmiyorum. 3-5 kişinin dışında böyle tartışmaya giren de yoktur. 7 aydan beri MHP ile alakası kalmamış ama davanın içerisinde hizmetleriyle takdir toplamış bir kardeşimiz. Bir televizyonda ki o televizyon bugüne kadar bir tane MHP'liyi çıkarmamıştır. Davet etse dahi talimatım vardır; İsmail Küçükkaya'nın programına çıkmayacaksınız. Şimdi bu MHP kimliğiyle olmuş olsa orada ne işi var? O bakımdan bu karıştırıcı, bu Fox TV'yi de gözden geçirmek lazım bizim açımızdan."
Bahçeli, "Tabanda bir rahatsızlık var mı?" sorusunun tekrar edilmesi üzerine, bunu zannetmediğini yineleyerek, "Şimdi kalkıp Erdoğan ile diğerlerini mukayese ettiği zaman, Türkiye'de hele hele terörle mücadeledeki sağlanmış olan üstün başarıyı gölgeleyebilecek bir hataya bir ülkücü nasıl düşebilir." diye konuştu.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, "(Düşmeyecektir bu noktada güvenim tamdır mı?) diyorsunuz?" ifadesine de "Evet" karşılığını verdi.
- "Aynı noktadayım"
Bahçeli, "Başkan Yardımcısı olmayacağı ve herhangi bir pazarlığın bulunmadığı" şeklindeki açıklamaları anımsatılarak, "Hala aynı noktada mısınız?" sorusunun yöneltilmesinin ardından şöyle devam etti:
"Aynı noktadayım. Cumhur İttifakı oluşturulurken herhangi bir şekilde bir beklenti ve talep içerisinde olarak, bunu gerçekleştirmedik. Cumhur İttifakı, Türkiye'nin zaruri ihtiyacıdır, bunun hayata geçirilmesi için herhangi bir talebe gerek yoktur. İnandığınız şekilde hareket edersiniz. Ama Cumhur İttifakı sonuç aldıktan sonra Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin verimli ve etkin konuma gelebilmesi, programın tam uygulanabilmesi açısından Meclis'te eğer güçlü bir yapıyla bulunursa, üzerimize düşeni de yaparız."
"MHP'li bakan da mı olmayacak?" sorusuna Bahçeli, şu yanıtı verdi:
"Bunu bugün söylemenin... Bu pazarlık gibi, rüşvet alma gibi bir haldir. Kurulacak olan şeyde iki tane arkadaşımızın bakan olarak bulunması demek MHP'yi rencide eder, dikkat etmek lazım. Çünkü Ahmet Davutoğlu Bey böyle bir hataya düşmüştür. Üç tane arkadaşımıza kuracağı hükümette bakanlık önerisinde bulunmuştur. Tuğrul Türkeş Bey'in gidişi oraya dayalıdır. O da kendine göre bir gerekçe bulmuştur ve 'Ben MHP'yi iktidara taşıdım' demiştir."
Bu noktada "MHP tabanı Cumhur İttifakı'na neden oy versin?" algısının gündeme getirildiğinin belirtilmesi üzerine Bahçeli, "Peki kime verecek? İnce'ye mi verecek? Partiyi bölüp dağıtmak için her türlü entrikaya girmiş olanlara mı verecek? Doğu Perinçek'e mi verecek? Ülkücülüğün de bir hassasiyeti vardır, haysiyeti vardır, kararlılığı vardır. Ülkücüyü böyle herkes pazarda alıp satamaz, öyle bir noktaya getiremez. Ama memlekete hizmet gerekiyorsa üzerine ne düşüyor, bu fedakarlığı yapabilir." ifadelerini kullandı.
- "Böyle bir nefsi ben taşımıyorum"
Bahçeli, "Neden Cumhurbaşkanı adayı olmadınız?" sorusu üzerine, gerçekçi olmak gerektiğini vurgulayarak, "30-40 milletvekiliyle geldik. 5 tanesi gitti. Böyle bir durum karşısında nefsini öne çıkaran bir davranışla 'Ben cumhurbaşkanı olacağım' demenin bir manası var mı? Böyle bir nefsi ben taşımıyorum. Böyle bir şeye de ihtiyaç hissetmiyorum. Hem 'Grup kuramayacaksın' hem 'Barajı aşamazsın' diyorlar. Biz bunları duya duya şimdi de kalkacağız Cumhurbaşkanı adayı olacağız. Böyle şey olur mu?"
Devlet Bahçeli, siyasete ahlakı, dürüstlüğü, gerçekçiliği getirmek gerektiğini, yalanla siyaset olmadığını söyledi.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) siyasi ayağıyla mücadeleye ilişkin bir soru üzerine Bahçeli, mücadelede henüz siyasi ayak üzerinde durulmadığı belirterek, bu terör örgütünün her alanda varlığını sürdürmüş, Türkiye'nin en kılcal damarlarına kadar nüfuz etmiş ve güç toplamış bir yapı olduğunu dile getirdi.
Bahçeli, kendi partilerine de birtakım teşebbüsler olduğunu, bunları bildiklerini vurguladı.
"Mevcut siyasette FETÖ etkisi veya FETÖ'ye yakın isimler olduğunu düşünüyor musunuz?" sorusuna Bahçeli, şu karşılığı verdi:
"Olması lazım. Her alanda güçlü olup siyasette serçe parmak gibi olacaklarına ihtimal vermiyorum. Siyasette güçlü olmasalar diğer alanlarda güçlü olamazlar. Zamanlamasını herhalde Türkiye Cumhuriyeti Devleti önemli bir dönemde, önemli bir günde gerçekleştirir ama siyasi alan üzerinde mutlaka FETÖ'nün tesirlerinin silinmesi lazım."
"Millet İttifakı 'OHAL'i kaldıracağız' diyor. Cumhurbaşkanı da tarih vererek kaldırılacağını söyledi. Sizce de kalkmalı mı?" sorusu üzerine Bahçeli, şöyle dedi:
"Cumhurbaşkanı böyle bir görüş ortaya koydu. Ben şahsi kanaatimi söylüyorum: FETÖ ve PKK terörünün kökü kazınmadan OHAL'in kaldırılmasını doğru bulmam. Ama OHAL'in uygulamalarında önemli yanlışlıklar varsa, onları da giderebilecek tedbirleri almak gerekir. Herkesi mağdur bırakmanın da bir anlamı yoktur. Ama halihazırda FETÖ ve PKK bütün unsurlarıyla silinmeden OHAL'in kaldırılması talebi zaten HDP'den tutun bütün muhalefet partilerinin birinci temel amacı oldu.
Bir TÜSİAD Başkanı var. Değerli bir şahıs, iş adamı. Her konuşmasının başında 'OHAL kalksın' diyor. OHAL'in ekonomik açıdan kendilerine verdiği zararı gelip yetkililere anlatsınlar. Ama niye OHAL kalksın. Mücadele yaparken yargı, emniyet, silahlı kuvvetler üzerinde ne gibi çalışmalar yapıldığı tamamlanmadan OHAL'i kaldırmak kanaatimce doğru değil. Ama devleti yöneten kişi olarak Cumhurbaşkanı mücadelede belli bir aşamaya gelmiştir, 'Bundan sonra kalkması lazımdır' diye bir eğilim içerisine girmişse iktidar kendileridir, zaten yapabilirler."
"Bir tehlike hala devam ediyor mu?" sorusu üzerine de Bahçeli, "Olmaz olur mu. Hala var." dedi.
(Sürecek)