İSTANBUL (AA) - TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Ekonomi ve Finans Yuvarlak Masası Başkanı Barış Oran, "Bazı kırılganlıklar devam etmekle beraber, ekonomi belli bir dengeye oturdu. 2019’un ikinci yarısından başlayarak ekonomimiz, öncelikle tüketici güvenindeki toparlanmaya istinaden hareketlendi." dedi.
Koç Üniversitesi ve TÜSİAD ortaklığı ile oluşturulan Ekonomik Araştırma Forumu (EAF) tarafından "2020 Yılında Türkiye Ekonomisi" başlıklı bir konferans düzenlendi.
Etkinliğin açılışında konuşan TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Ekonomi ve Finans Yuvarlak Masası Başkanı Barış Oran, zorlu geçen 2018 yılının etkilerinin 2019'un ilk yarısında da kendisini hissettirdiğini söyledi.
Yılların getirdiği kırılganlıkların 2018'de dış bir şokla tetiklendiğini ve ekonominin zor bir dönemden geçtiğini belirten Oran, bu dönemde ekonomide yaşanan daralmaya değildi.
Kurda meydana gelen oynaklığın yüksek döviz borcu bulunan reel kesim şirketlerinin finansman maliyetlerini beklenmedik bir biçimde artırdığını dile getiren Oran, bunun sonucunda, reel sektör ve bankacılık sektörünün yatırım finansman ihtiyaçlarını kısmak zorunda kaldığını hatırlattı.
Oran, şunları kaydetti:
"Ülke olarak, yılların biriktirdiği dış borcun bir bölümünü ödediğimiz ve azalttığımız bir dönem geçirdik. Bütün bu dönemin sonunda, bazı kırılganlıklar devam etmekle beraber, ekonomi belli bir dengeye oturdu. 2019’un ikinci yarısından başlayarak ekonomimiz, öncelikle tüketici güvenindeki toparlanmaya istinaden hareketlendi. Enflasyonun ve faizlerin düşmesi ve kredi büyümesinin başlamasıyla Türkiye yeniden iç talebin öncülük ettiği bir büyümeye geçiş yaptı. Bugün talepte canlanmanın işaretlerini açıkça hissediyoruz. Ekonomik açıdan 2020 yılının 2019'dan daha olumlu bir seyir izleyeceğine inanıyoruz. Bu canlanmanın iş dünyasının diğer kesimlerine de yansıyıp, daha kalıcı ve sürdürülebilir olmasını umut ediyoruz."
- "Türkiye’nin önünde önemli fırsatlar var"
Barış Oran, global likidite bolluğu ve Türkiye’nin potansiyel büyümesinin yüksek olmasının önemli fırsatlar getirdiğini söyledi.
Türkiye'nin uzun zamandır tasarladığı reformları hayata geçirmesi durumunda, büyümeyi sürdürülebilir kılma şansına sahip olduğunu belirten Oran, "Küresel ekonomide oluşan ılımlı havayı da doğru kullanarak sağlıklı büyümenin gerektirdiği reçeteyi hep beraber oluşturmalı ve uygulamalıyız. Bu reçete bizce özetle 3 ayaktan oluşuyor: Finansal istikrar için güçlü kurumlar, sağlıklı büyüme için verimlilik artırıcı reformlar ve dış pazarlarımızla sağlıklı ilişkiler. Her üç alanda da Türkiye’nin önünde önemli fırsatlar olduğuna inanıyoruz." ifadelerini kullandı.
Oran, bilginin ve teknolojinin baş döndürücü hızda değiştiği bu çağda "Nasıl yapılır?" sorusuna yanıt aramaktan öte, "nasıl daha verimli yapılır?" sorusuna odaklanılması gerektiğine dikkati çekti.
Oran, "Dünya Bankası'nın 2019 araştırma sonuçları verimliliğin otomotiv, tekstil ve ana metal sanayisi dışındaki sanayi kollarında yeteri kadar artmadığını gösteriyor. Son dönemde ekonomik büyümenin daha az verimli olan inşaat ve hizmet sektörlerini temel aldığını göz önünde bulundurduğumuzda, genel ekonomik verimliliğin yeterince artmadığını gözlemliyoruz. Kısıtlı kaynaklarımızı çok daha verimli kullanmalıyız." diye konuştu.
Kamunun ağırlığı ve düzenleme yetkilerinin geniş olduğu alanlarda, politikaların uzun vadeli belirlenmesi gerektiğine belirten Oran, kamunun özel sektörle koordinasyon içinde hareket etmesinin önemine değindi.
Oran, herkesin aynı gemide ve ortak bir geleceğe sahip olduğuna dikkati çekerek, şöyle konuştu:
"Ülkemizin büyümesi, güçlü piyasa ekonomisi içinde, kaynakları daha verimli kullanan ve artan özel sektör yatırımlarıyla olacaktır. Yeni teknoloji yatırımlarının artırılması ve teşvik edilmesi gerekmektedir. Teknolojik atılım, verimliliği artırmanın en sağlıklı yoludur. Özel sektörün finansmanı ve insan sermayesini teknolojik yatırımlara yönlendirebilmesi, uzun vadeli planlamayla mümkün olacaktır. Verimliliğimizi, teknolojiye daha fazla yatırım yapmadan artırmamız mümkün değildir."
TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Oran, küresel ekonomi açısından olumlu bir dönemin varlığına işaret ederek, "Bunu, Türkiye’nin uzun vadeli büyümesine temel oluşturacak bir stratejiyi uygulamaya başlamak için kullanma fırsatına sahip olduğumuza inanıyoruz. Kısa vadede yaşadığımız sorunlar ne olursa olsun geçmişte pek çok krizi, pek çok zorlu dönemi geride bırakıp yolumuza daha güçlü bir ekonomi, daha güçlü bir demokrasi ve daha müreffeh bir toplum olarak devam etmeyi başardık. Şimdi de aynı potansiyelimizin olduğuna inanıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Oran'ın konuşmasının ardından gerçekleştirilen "2020 Yılında Türkiye Ekonomisi" panelinde güncel ekonomik gelişmeler çerçevesinde, Türkiye ekonomisinin önündeki riskler, fırsatlar ve sürdürebilir ekonomi için gereken politikalar ele alındı.