ABD'nin İstanbul Başkonsolos Yardımcısı Fleur Cowan, fikri mülkiyetin korunmasının önemine işaret ederek, "Fikri mülkiyet yenilikçiliği, yaratıcılığı ve girişimciliği teşvik eder. Bu da hem ABD hem de Türkiye için ekonomik büyümenin mutlak temel itici gücüdür. Sahtecilik ve korsanlığın gelişmesine izin verildiğinde, meşru işletmeler zarar görür, ekonomik büyüme yavaşlar." dedi.
Ticaret Bakanlığı, ABD İç Güvenlik Soruşturmaları (HSI) ve ABD Patent ve Ticari Marka Ofisi (USPTO) işbirliğinde İstanbul'da "Fikri Mülkiyet Haklarının Gümrüklerde Korunması Çalıştayı" düzenlendi.
ABD Patent ve Ticaret Ofisi ile Türk gümrük yetkilileri arasında bilgi paylaşımı, işbirliği ve soruşturma çabalarını teşvik etmek amacıyla düzenlenen etkinlikte konuşan ABD'nin İstanbul Başkonsolos Yardımcısı Cowan, İstanbul'un yasa dışı ürün akışını durdurmak için önemli ve kilit bir şehir olduğunu bildirdi.
İki ülke arasındaki işbirliğinin önemine dikkati çeken Cowan, "Bölgesel güvenlik ve küresel ticareti güçlendirmek ABD ve Türkiye arasındaki ikili ilişkilerin iki temel direğidir." diye konuştu.
Cowan, çalıştay boyunca uzmanların rehberliğinde en iyi uygulamaların paylaşılacağını ve fikri mülkiyet hakları soruşturmalarında anlaşmazlıkları azaltmanın yollarının ele alınacağını belirterek, sahte ürünlerin ve malların küresel ekonomiye etkisinin konuşulacağını söyledi.
Fikri mülkiyetin korunmasının önemine işaret eden Cowan, "Fikri mülkiyet yenilikçiliği, yaratıcılığı ve girişimciliği teşvik eder. Bu da hem ABD hem de Türkiye için ekonomik büyümenin mutlak temel itici güçleridir. Sahtecilik ve korsanlığın gelişmesine izin verildiğinde, meşru işletmeler zarar görür, ekonomik büyüme yavaşlar." ifadelerini kullandı.
- "Türkiye ile işbirliği yapmaya kararlıyız"
Fleur Cowan, sahte alkol ve ilaçların küresel sağlık için ciddi bir tehdit oluşturduğuna değinerek, ABD hükümetinin sahteciliğe ve sahte ürünlere karşı stratejiler geliştirmek üzere Türkiye gibi ülkelerle ve özel sektörle işbirliği yapmaya kararlı olduğunu vurguladı.
Türkiye ve İstanbul'un uluslararası nakliye rotaları için bir merkez konumda olduğunu dile getiren Cowan, "Sahte mallar sadece sahte ilaçları değil gıda, elektrik parçaları ve diğer günlük ürünleri de içermektedir. Sahte malların satışı önemli bir ekonomik etkiye sahiptir ve hem işletmelerimizi hem de tüketicilerimizi olumsuz etkilemektedir. Ekonomi üzerinde çok geniş kapsamlı etkileri var. İstihdamı, güveni ve marka bilinirliğini etkiliyor ve elbette hepimizin bildiği gibi suç örgütlerini güçlendiriyor." değerlendirmesinde bulundu.
- "Fikri mülkiyet hakları, patentler, ticari markalar, telif hakları gibi konular çok daha değerli hale geldi"
Ticaret Bakanlığı Gümrükler Genel Müdürlüğü İthalat ve Menşe Dairesi Başkanı Cenk Burak Altay da bu etkinliğin fikri mülkiyet haklarının korunması konusunda tüm paydaşlar arasındaki işbirliği ve iletişimin geliştirilmesi için iyi bir fırsat sağlayacağını söyledi.
Bugünün dünyasında fikri mülkiyet hakları, patentler, ticari markalar ve telif hakları gibi konuların her zamankinden çok daha değerli hale geldiğini dile getiren Altay, artan ticaret hacmi ve küresel ticarete konu olan ürün çeşitliliğiyle hem şirketlerin hem de hükümetlerin fikri mülkiyet haklarına özel önem verdiğini anlattı.
Altay, ulusal ve uluslararası kuruluşların fikri mülkiyet haklarının korunması konusunda çalışmalar yaptığını kaydederek, "Bu hakların korunması sadece ekonomik açıdan değil, halk sağlığı ve güvenliği gibi hayati ve öncelikli öneme sahip diğer alanlarda da önemli bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır." diye konuştu.
Ticaret Bakanlığı ve Gümrükler Genel Müdürlüğü olarak gümrüklerde sahteciliğe karşı önemli bir mücadele yürüttüklerini ifade eden Altay, sözlerini şöyle tamamladı:
"Hak sahipleri tarafından fikri mülkiyet haklarının gümrüklerde korumasına yönelik başvurulara baktığımızda sürekli bir artış olduğunu görmekteyiz. Bu artışta, Türk gümrükleri ile hak sahipleri arasındaki yakın işbirliğinin ve güçlü iletişiminin büyük etkisi bulunmaktadır. Ayrıca gümrük idarelerimizde yapılan durdurma rakamlarına bakıldığında; her yıl bir önceki yıla göre durdurma sayılarında da artış yaşandığını söyleyebilirim."