Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul Barosu başkanlığına seçilen İbrahim Kaboğlu'nun, Anayasanın ilk 4 maddesine ilişkin yaptığı açıklamayı talihsiz bulduğunu belirterek, "Anayasanın ilk 4 maddesi gayet olumlu bir biçimde, güçlü biçimde tariflenmiştir ve 4 maddesinin Türkiye'mizde mevzu edilecek bir pozisyonu ve durumu yoktur." dedi.
İmamoğlu, bir otelde, medya kuruluşlarının Ankara temsilcileriyle bir araya gelerek, İBB ve TBB kapsamındaki çalışmalarını anlattı, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Ekrem İmamoğlu, TBB toplantıları için her ay Ankara'ya geldiğini, TBB Encümeni toplantılarını da Türkiye'nin farklı bölgelerinde yapma kararı aldıklarını anlattı.
- "Bu toplantının Ankara'ya ısınma turu diye özel bir kapsamı yok"
Ankara'da görev yapan basın mensupları ile 6 yıla yaklaşan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı ve 6 aylık TBB Başkanlığı sürecinde kapsamlı bir toplantı yapma fırsatı bulamadıklarını dile getiren İmamoğlu, "Bu toplantının, açıkçası 'Ankara'ya ısınma turu' diye bir özel kapsamı yok. Ankara'ya 5 yaşında gelmiştim ilk kez. O günden beri Ankara'ya sıcak bir insanım. Her şeyden önce geldiğimde Anıtkabir'e uğradığımda, dua ettiğimde kendimi çok huzurlu buluyorum memleket adına. Ve Atatürk'ün emaneti bir şehir olduğunu, aynı zamanda bir medeniyet şehri olduğunu bilen birisiyim. O bakımdan özellikle 'İmamoğlu Ankara'ya açılıyor' yorumlarının gerçekten samimi cevabı az önce yukarıda verdiğim şekli." diye konuştu.
İmamoğlu, Türkiye Belediyeler Birliği eliyle yapılacak hibe, iş ve projelerin mutlaka teknik ve bilimsel zemine dayanacağını, ölçülebilir, şeffaf olacağını, ne için nereye yapıldığı konusunda net ifadelerle rapora tabi tutulup kurumsal yapının hafızasına gireceğini belirtti.
Uluslararası alanda yaşanan gelişmeleri de kaygıyla izlediklerini vurgulayan İmamoğlu, Türkiye'nin çok trajik savaşların, çatışmaların göbeğinde olduğuna dikkati çekti.
Bir yandan jeopolitik dengelerin yeniden şekillendiğini, ekonomilerin büyük sınavlar verdiğini hatırlatan İmamoğlu, bu gelişmelerin her birinin Türkiye'yi doğrudan ilgilendirdiğini ifade etti.
Uluslararası toplumun, Ukrayna'daki savaş ile Filistin topraklarının onlarca yıldır süren işgali ve Gazze'deki çatışmalara farklı tepkiler verdiğini belirten İmamoğlu, bu seçici uygulamanın, küresel kurumların meşruiyetine darbe vurduğunu söyledi.
- "Bütün dünyanın izlediği bir insanlık suçu dönemi"
İsrail ordusunun Gazze'de Hamas'a karşı yürüttüğü, kadınlar ve çocuklar başta olmak üzere on binlerce sivilin ölümü, yaralanması ve yerinden edilmesine neden olarak soykırım boyutunda bir kıyıma dönüşen saldırının, bir insanlık suçu olduğunu kaydeden İmamoğlu, şöyle devam etti:
"Ne yazık ki bütün dünyanın izlediği bir insanlık suçu dönemini bize yaşatmaktadır. Bu durumu insanlık suçu olarak görmek adalet odaklı dış politikamızın doğal sonucudur. Biz Türkiye'nin çözüm süreçleri içinde yer alması gerektiğine inanıyoruz ve yer almadığı ortamlarda gerçek ve doğru sonuçlar oluşmayacağını biliyorum.
Şu an Türkiye'nin bu süreçlerin tamamen dışında bırakılmış durumda olması da üzücüdür, kaygı vericidir. Mısır ve Katar bu süreçlerin içinde yer alırken Türkiye'nin dışlanması, Türkiye'nin buradaki hem toplumsal hem tarihi hem stratejik önemiyle asla bağdaşmamaktadır. Türkiye'nin Filistin meselesinde herhangi bir rol oynayabilmesinin ön şartı, Netanyahu hükümetinin insanlık dışı uygulamalarıyla mücadele ederken Hamas'ın da hamisi rolünden kurtulmasıdır. Netanyahu ve aşırı sağcı hükümetiyle sağlıklı bir iş kurulması mümkün değildir. Ancak şunu da bilelim, Netanyahu tek başına İsrail de değildir. Özellikle burada bir hükümet olarak ilerde de olmayacağını da bilmek lazım."
- Sorular
Konuşmasının ardından, basın mensuplarının sorularını yanıtlayan İmamoğlu, erken seçim olasılığıyla ilgili soru üzerine, şu görüşleri paylaştı:
"Tabii ki erken seçimin koşulları vesaire bekliyoruz, beklemiyoruz, bu tarafına girmek istemiyorum ama şu tarafını söylemek istiyorum. Bugün itibarıyla bu seçimi kazanacak bir iktidar önümüzde yoktur. Bu seçimi kaybederse bir tek muhalefet olarak biz kaybederiz. Kendi hatalarımızla, eksiklerimizle, uyuşmazlığımızla ya da hazırlıksız olmamızla kaybederiz. Buna fırsat vermeyecek bir muhalefet yapısını kurmak, toplumsal muhalefeti güçlü biçimde bir araya getirmek, çocuklarını, gençlerini, Türkiye'nin geleceğine nasıl hazırlayacağını net izah edecek hale getirecek bir muhalefet duruşu ve ortak aklın hakim olduğu bir ortam net olarak bize bugünden seçimi kazandırmıştır. Bana göre, bugünün iktidarı, Türkiye'nin hem ulusal hem de uluslararası alanda yarattığı yükü taşıyacak kapasiteye sahip değildir."
- "Bu açıklamayı çok talihsiz bir başlangıç açıklaması olarak görüyorum"
İstanbul Barosu başkanlığına seçilen İbrahim Kaboğlu'nun Anayasanın ilk 4 maddesine ilişkin yaptığı açıklamayı "talihsiz bir açıklama" olarak niteleyen İmamoğlu, "Anayasanın ilk 4 maddesini, olumlu anlamda tarifleyerek bir yorumda bulunmuş Sayın Kaboğlu. İlk 4 maddesi gayet olumlu bir biçimde, güçlü biçimde tariflenmiştir ve dört maddesinin Türkiye'mizde mevzu edilecek bir pozisyonu ve durumu yoktur. Bu çok net. Bu bağlamda yapılan bu açıklamayı çok talihsiz bir başlangıç açıklaması olarak görüyorum." dedi.
- "Allah'a havale ediyorum"
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in ölümüyle ilgili değerlendirmesi sorulan İmamoğlu, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin bir dönemine kara bir leke olarak işlenen bir örgütsel yapının başındaki insan, vefatından sonra Allah'a havale ediyorum. Allah bildiği gibi yapsın derim. Başka bir önemi yok benim için. Ama bu ülkeye çok büyük bir travma yaşatılmıştır. Ama şu kaygımı dile getirmek isterim. Başka örgütlerin, başka oluşumların üreme ve türeme kapasitesi vardır bu ülkede. Bu hala devam etmekte. Hala ülkenin kurumlarına sızan, güzel dinimizi ve inancımızı alet ederek mekanizmalar oluşturan yapılar vardır. Bunların karşısında halen susanlar vardır. Yeni tehditleri konuşmayı daha çok önemserim."
- "Ben öyle fırsatçı bir insan değilim"
İmamoğlu, hakkındaki istinaf süreci devam eden davayla ilgili soru üzerine, bu davanın ülke gündeminde olmasından dolayı üzüldüğünü belirterek, "Ben yargıçlara güvenmek istiyorum. Ve İstinafta bu işlerin sonlanarak gündemden çıkmasını istiyorum." ifadesini kullandı.
Ekrem İmamoğlu, İstinaf Mahkemesindeki davadan ceza almamak için CHP Genel Başkanlığına aday olabileceğine dair iddialara ilişkin soruya, "Ben öyle bir fırsatçı insan değilim. Böyle bir gündemin bir parçası olmam. Partimin Genel Başkanı var. Ben görevimin başındayım, İstanbul'a hizmet ediyorum. Böyle bir gündemim yok. Bir ülkede yargının işlemesi için böyle bir bahanenin konuşulmasını bile çok garipsiyorum açıkçası." yanıtını verdi.
- "Bu işin sağ açığı, sol açığı olmaz"
Bir gazetecinin, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in, Cumhurbaşkanı adaylığıyla ilgili "Sol açıkta Ekrem İmamoğlu, sağ açıkta Mansur Yavaş var" açıklamasını hatırlatması üzerine İmamoğlu, şöyle konuştu:
"Ben, Mansur Bey'in başarısıyla gurur duyarım. Onun beğenilmesiyle onur duyarım. Bizim belediye başkanlarımızla olan diyaloğumuz, irtibatımız, dayanışmamız 2019'un ilk aylarından itibaren başlamıştır. İlk toplantıda İstanbul'a davet ederek koordinasyonunu yaptım ve ondan sonraki bütün buluşmaları koordine ederek 5 yıl boyunca 11 Büyükşehir Belediye Başkanı muazzam bir dayanışma ağı oluştu. Bu alanda sanki bir yarışmış gibi algılanmasına çok üzülüyorum. Böyle bir durumumuz yok. Biz takım arkadaşıyız, yol arkadaşıyız. Bu işin sağ açığı, sol açığı olmaz. Yol arkadaşlığı müessesesi benim için önemlidir. Bunu ben Genel Başkanımla da paylaştım bu arada. Yol arkadaşlığı, takım arkadaşlığı meselesinin hedefi tektir. Ve biz o hedefe koşan insanlarız. O takımın içindeki insanlarız. Günü geldiğinde dediğim gibi hem partimizin kurulları hem milletimiz en doğru kararı verecektir."