ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "Kürtler de dahil olmak üzere Suriye'de hiçbir sivilin canı ve malının zarar görmemesi için Türkiye, üzerine düşeni yerine getiriyor, getirecek." dedi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın başkanlığındaki Türkiye heyeti ile Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton başkanlığındaki ABD heyeti bir araya geldi.
Görüşmenin ardından Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlediği basın toplantısında soruları yanıtladı, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
ABD Başkanı Donald Trump'ın Suriye'den çekilme kararının ardından bir koordinasyon toplantısı gerçekleştirdiklerini belirten Kalın, Bolton'un başkanlığındaki heyet ile kapsamlı bir görüşme olduğunu anlattı.
Çekilme sürecinin nasıl ele alınacağını ve nasıl ilerleyeceğini detaylı bir şekilde konuştuklarını aktaran Kalın, "Sayın Trump'ın çekilme kararından memnuniyet duyuyoruz fakat bunun nasıl olacağı, geriye nasıl bir yapının bırakılacağı, özellikle dağıtılan ağır silahların ne olacağı, oradaki Amerikan askeri üslerinin ve lojistik merkezlerinin akıbeti gibi konuların da açıklığa kavuşturulması gerekiyor. Bu toplantıda, bu bahisleri etraflı bir şekilde ele aldık." dedi.
Gelecek günlerde de askeri makamlar ve istihbarat birimlerinin bu konuyu etraflı bir şekilde görüşmeye devam edeceklerinin altını çizen Kalın, "Biz, ABD ile müttefiklik ilişkisi çerçevesinde bu sürecin en sağlıklı bir şekilde yürütülmesi için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
- "Zafiyet, duraklama söz konusu değil"
Suriye'nin toprak bütünlüğü konusunda Türkiye'nin tutumunun net olduğunu aktaran Kalın, Suriye'nin siyasi birliğinin güvence altına alınmasının da aynı şekilde önemli olduğunu vurguladı.
Suriye topraklarının, Türkiye sınırı da dahil olmak üzere bütün terör örgütlerinden tamamen temizlenmesi gerektiğini dile getiren Kalın, şöyle devam etti:
"Böylece sadece bizim sınır güvenliğimiz sağlanmakla kalmayacak, aynı zamanda Suriyeli siviller, Kürt, Arap, Müslüman, Hristiyan, Yezidi fark etmez, maruz kaldıkları terör saldırıları ve baskılardan tamamen kurtarılmaları sağlanmış olacaktır. Burada Sayın Cumhurbaşkanımızın Sayın Trump'a ifade ettiği gibi DEAŞ ile mücadele noktasında herhangi bir geri adım, zafiyet, duraklama söz konusu değildir. Türkiye, DEAŞ ile daha önce de etkin mücadele etmiş en önde gelen ülkedir. Fırat Kalkanı Harekatı ile Cerablus, El Bab hattını DEAŞ'lı terör örgütü mensuplarından temizlemek suretiyle uluslararası DEAŞ'a karşı koalisyonun önemli bir üyesi olarak Türkiye üzerine düşeni yapmıştır."
- "Güvenlik sağlandığı müddetçe geri dönüşler devam edecek"
Haritaya bakıldığında bugün İdlib'den Afrin'e, Afrin'den El Bab ve Cerablus'a kadar bu bölgede ne DEAŞ ne de PKK ve PYD/YPG terör örgütü ne de rejim unsurlarının bulunduğuna dikkati çeken Kalın, bu bölgede Türkiye'nin geliştirdiği model çerçevesinde hem muhaliflerin hem de yerel unsurlarının oluşturduğu yönetim yapılarının günlük hayatın akışını temin ettiğini, güvenliğini sağladığını bildirdi. Bunun neticesinde Türkiye'de bulunan 200 bin Suriyeli mültecinin geçen sene dönüş yaptığını hatırlatan Kalın, Afrin'e de bir o kadar insanın geri döndüğünü söyledi. Kalın, güvenlik sağlandığı müddetçe de bu dönüşlerin devam edeceğini dile getirdi.
- "YPG ve PYD konusunda bizim tavrımız net"
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın şöyle devam etti:
"DEAŞ ile mücadele ederken, Kürtler de dahil olmak üzere Suriye'de hiçbir sivilin canının ve malının zarar görmemesi için Türkiye üzerine düşen görevleri bugüne kadar yerine getirdiği gibi bundan sonra da getirmeye devam edecektir. Bu noktada Suriye Kürtleriyle PKK terör örgütü ve onun Suriye kolu olan PYD/YPG'nin birbirine karıştırılması, adeta bunların aynı şeymiş gibi bir cümle içerisinde kullanılmasına Sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere hepimiz tepkimizi verdik. Bugün sabahki görüşmede de bunların birbirinden net bir şekilde ayrılması gerektiğini ifade ettik."
PKK, PYD/YPG ve benzeri terör örgütlerinin, Kürtlerin temsilcisi olamayacağına işaret eden Kalın, bugüne kadar Türkiye'nin sivillerin can ve mal kayıplarının olmaması için azami gayret gösterdiğini, son derece başarılı bir performans ortaya koyduğunu söyledi.
Suriye sahasındaki terör örgütlerine karşı kararlı mücadelenin bundan sonra da devam edeceğine dikkati çeken Kalın, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Çekilme sürecinin, PYD/YPG dahil olmak üzere terör örgütlerine yahut başka unsurlara yeni fırsat alanları yaratmasına izin vermemeliyiz. Bu konuda elbette Amerikalı müttefiklerimizle koordinasyon içerisinde olacağız. Ama görünen o ki Trump yönetiminin, Obama yönetiminden devraldığı bir mesele olan bu YPG ve PYD'ye destek konusu, Trump yönetimi için de bir sorun olmaya devam ediyor. Çekilme süreci, Suriye'nin toprak bütünlüğü ve terörden arındırılması noktasında önemli bir adım olmakla beraber, YPG ve PYD konusunda bizim tavrımızın net olduğunu da ifade etmek istiyorum."
Türkiye'nin bugüne kadarki bütün harekat, politika ve operasyonlarının amacının, Kürt halkına da baskı ve zulüm uygulayan terör örgütlerinin istibdat ve zulüm politikalarına son vermek olduğunu vurgulayan Kalın, "Bizim oradaki varlığımız, operasyonlarımız, izlediğimiz politikalar, Kürt kardeşlerimizin de can ve mal güvenliğini garanti altına almayı hedeflemektedir." dedi.
Çekilme süreciyle ilgili Fırat'ın doğusuna yoğunlaşılırken, aynı zamanda Münbiç yol haritasının ivedilikle ve mutabık kalındığı şekliyle uygulanması gerektiği konusunu da ele aldıklarını bildiren Kalın, "Bu konuda, Amerikalı mevkidaşlarımıza artık bu sürecin daha fazla uzatılmaması gerektiğini ifade ettik. Kendileri de buna olumlu yaklaştıklarını söylediler. Ama sahada bunun operasyonel olarak nasıl yansıyacağını önümüzdeki günlerde göreceğiz." diye konuştu.
Kalın, İdlib'deki ateşkesin sürekli kılınması ve mevcut statükonun korunması meselesini de ele aldıklarını belirterek Türkiye'nin girişimleriyle İdlib'de insani bir felaketin önlendiğini, görece güven ve istikrar ortamının sağlandığını hatırlattı. Bunun devamı konusunda da Amerikalı mevkidaşlarıyla mutabık kaldıklarını dile getiren Kalın, anayasa komisyonun oluşturulması noktasında çabaların devam edeceğini ifade etti.
Gerek Astana gerekse Cenevre süreçlerinde mevkidaşlarıyla ve diğer müttefiklerle yakın ilişki içerisinde ve temas halinde olmaya devam edeceklerini kaydeden Kalın, "Bu görüşme, bundan sonra yapacağımız bir dizi görüşmenin ilk görüşmesiydi. İlgili birimlerimiz, konuyu, sahadaki çekilme sürecini, süresini, mahiyetini, geride bırakılacak olan tabloyu detaylı bir şekilde ele almaya devam edecekler. Biz de mevkidaşlarımızla bu konuyu konuşmaya devam edeceğiz." şeklinde konuştu.
(Sürecek)