İSTANBUL (AA) - Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD) Başkanı Prof. Dr. Arzu Mirici, tedavi edilebilir bir hastalık olan tüberkülozla mücadelenin en etkili yolunun tedaviyi tamamlamak olduğunu belirtti.
Mirici, 24 Mart Dünya Tüberküloz Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, günümüzde tedavi edilebilir olmasına karşın tüberküloz (verem) hastalığının halen dünya genelinde önemli bir sağlık problemi olduğuna işaret ederek, veremin, tanı ve tedavideki tüm gelişmelere rağmen dünyadaki ilk 10 öldürücü hastalıktan biri olduğunu hatırlattı.
Veremin kalıtsal değil, tedavi edilmezse bulaşıcı bir hastalık olduğunu aktaran Arzu Mirici, şu uyarılarda bulundu:
"Tüberküloz tedavi edilebilir bir hastalık. Yeter ki zamanında tespit edilsin ve tedavi yarım bırakılmasın. Ülkemizde tüberküloz hastalığının teşhis ve tedavisi ücretsiz olarak yapılıyor. Tedavisi en az 6 ay süren bu hastalıkta düzenli ve eksiksiz ilaç kullanımı büyük önem taşıyor. İlaç tedavisine başladıktan 15-20 gün sonra bulaştırıcılık büyük oranda azalıyor. Bireylerin ve dolayısıyla toplumun bu hastalıktan korunmasında en önemli konu tüberküloz hastalarına erken tanı konması ve en kısa sürede tedaviye başlanmasıdır. Bu nedenle 2-3 haftadan uzun süren öksürük, balgam, nefes darlığı, halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, ateş, gece terlemesi şikayetleri olan vatandaşlarımızın aile hekimine ya da en yakın sağlık kuruluşuna beklemeden müracaat etmesi gerekiyor. Tedavi süresinde ise takiplerin düzenli olarak yapılması, ilaçların önerilen süre içinde aksatılmadan kullanılması gerekiyor. Tüberkülozda tedavi kesinlikle yarım bırakılmamalı, bilinmeli ki bu hastalık ile mücadelenin en etkili yolu tedaviyi tamamlamak."
- "Türkiye tüberkülozla mücadelede en başarılı ülkelerden biri"
TÜSAD Tüberküloz Çalışma Grubu'ndan Doç. Dr. Gönenç Ortaköylü de dünya nüfusunun yaklaşık dörtte birinin verem mikrobu ile enfekte olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Dünya Sağlık Örgütünün (WHO) Küresel Tüberküloz 2017 Raporu'na göre, görülme sıklığı ve ölüm oranları düşmesine karşın 2016'da dünya genelinde 10,4 milyon yeni tüberküloz hastası ortaya çıktı. Bunların yüzde 90'ı erişkinlerden, yüzde 10'u çocuklardan oluşuyor. Yeni tüberküloz olgularının yüzde 64'ü 7 ülkede bulunuyor. Bu ülkeler Hindistan, Endonezya, Çin, Filipinler, Pakistan, Nijerya ve Güney Afrika. Tüberküloz, halen dünya genelinde en çok ölüme yol açan 10 nedenden biri olarak kabul ediliyor. Aynı zamanda, tek bir bulaşıcı ajandan ölümlerde en üst sırada yer alıyor. Rapora göre 2016'da 1,7 milyon insan tüberkülozdan hayatını kaybetmiş durumda. Maalesef tedavi edilmezse tüberküloz hastalarında ölüm oranı oldukça yüksek. Yapılan çalışmalarda tedavi edilmeyen tüberküloz olgularının yüzde 70'inin 10 yıl içinde hayatını kaybettiği saptanmış durumda. Bunun nedeni ise hastalığın zamanında tespit edilememesi ve tam tedavinin uygulanmaması."
Başarılı tanı ve tedavi programlarının sonucunda hastalığın görülme sıklığı ve ölüm oranlarının azaldığına değinen Ortaköylü, verilerin 2010-2016 arasında tüberküloz tedavisiyle 53 milyon hayatın kurtarıldığını gösterdiğini, WHO'nun 2017 verilerine göre dünya genelinde tüberküloz hastalığının görülme oranının yüz binde 140'a, ölüm oranının da yüz binde 22'ye gerilediğini aktardı.
Ortaköylü, Türkiye'nin tüberkülozla mücadelede en başarılı ülkelerden biri olduğunun altını çizerek, şu bilgileri verdi:
"Ülkemizde uygulanan başarılı tedavi programı ile yeni tüberküloz hasta sayısı her yıl yaklaşık yüzde 6-7 oranında azalıyor. WHO verileri de bu sonucu destekliyor. 2017 raporuna göre ülkemizde tüberkülozun görülme sıklığı yüz binde 18'e gerilerken, bu hastalığın neden olduğu ölümlerin oranı yüz binde 0,62. Yeni ve nükseden vaka sayısı 2005'te 20 bin 262 iken, nüfustaki artışa karşın 2016'da 12 bin 186'ya geriledi. Tedavi başarı oranlarımız ise bölgeden bölgeye değişmekle birlikte yüzde 100'e varıyor. Erken tanı, hasta tespitindeki artış oranları, düzenli-doğrudan gözetimli tedavi yöntemleriyle tüberkülozun yıllar içerisinde çok daha fazla oranlarda azalacağını öngörüyoruz."