TRT'nin "Kırılma Noktasında Bir Dünya: Krizleri ve Dönüşümü Yönetmek" temasıyla İstanbul'da düzenlediği "TRT World Forum 2024" kapsamında, "Medya Taraflılığının İfşası: Kutuplaştırmanın Arkasındaki Güçleri Deşifre Etmek" başlıklı panel yapıldı.
TRT World sunucusu Maria Ramos'un moderatörlüğünü üstlendiği panele, Akdeniz Görsel İşitsel Daimi Konferansı (COPEAM) Genel Sekreteri Claudio Cappon, İsviçre Yayın Kurumu eski Genel Müdürü Gilles Marchand, Afrika Yayın Birliği Genel Müdürü Gregoire Ndjaka ve Lübnan Enformasyon Bakanı Ziad Makary konuşmacı olarak katıldı.
Bakan Makary, savaş sırasında ve savaştan önce ortaya çıkan yanlış bilgilendirmeyle uğraşmak zorunda kaldıklarını belirterek, ifade özgürlüğünü korumak ve yanlış bilgilendirmeyle mücadele etmek gibi çifte bir zorlukla karşı karşıya olduklarını söyledi.
Yanlış bilgilendirmenin hem İsraillilerden hem de Lübnanlılardan geldiğini ifade eden Makary, "Bu süre zarfında uğraşmamız gereken çok şey vardı ve bu hiç de kolay değildi. Bu yüzden elimizden geldiğince bir bilginin doğruluğunu kontrol etme kültürünü yaymaya çalıştık çünkü herkesin bildiği gibi yanlış bilgi toplumda kutuplaşma ve çok daha fazla bölünme yaratır." dedi.
Makary, yanlış bilginin toplum içinde çok fazla grup oluşturduğunu ve istenmeyen bir nefret söylemine yol açtığını dile getirdi.
Bu süreçte birçok influencerın İsrail ordusu ile etkileşime girmeye başladığını belirten Makary, "Bu da bize çözmemiz gereken daha fazla sorun yaratıyordu. Bu yüzden herkesten bu etkileşimi durdurmasını istedik, çünkü bu bize çok fazla sorun yaratıyordu." ifadesini kullandı.
- "Kutuplaşma, küresel toplum için büyük bir sıkıntı"
Afrika Yayın Birliği Genel Müdürü Gregoire Ndjaka, Afrika'da eğitim seviyesinin ve internete erişim oranının diğer ülkelere kıyasla oldukça düşük olduğunu dile getirerek, bu kıtadaki ülkelerde, insanların radyodan veya televizyondan duyduklarını doğru olarak kabul ettiklerini, kontrol etmediklerini söyledi.
Ndjaka, bu durumun toplumlarda kutuplaşmayı artırdığına işaret ederek, Ruanda soykırımını buna örnek gösterdi.
Ruanda soykırımı zamanında radyoda Tutsi'lere karşı "hamam böceği, haşere" gibi söylemlerle nefret oluşturulduğunu anlatan Ndjaka, "Bir radyonun çalışması nedeniyle 800 bin kişinin soykırıma uğramasından sonra medyanın günlük yaşamdaki etkisini daha net görebilirsiniz." dedi.
Ndjaka, bu etkinin 30 yıl geçtikten sonra bugün bile devam ettiğini, Afrika'da insanların sosyal medyadaki söylemler nedeniyle çocuklarının kısır kalacağına inanarak onları aşılatmak istemediğini ve bunun birçok çocuğun ölümüyle sonuçlandığını ifade etti.
İsviçre Yayın Kurumu eski Genel Müdürü Gilles Marchand da kutuplaşmanın büyüyen bir gerçek olduğunun altını çizerek, "Bu kutuplaşma, kritik düşünme ya da partizanlıkla alakalı değil. Farklı fikirlere sahip olabilirsiniz. Bunu tartışabilirsiniz ama güçlü bir diyaloğa sahip değilseniz bir güvensizlik ortamı varsa o zaman kutuplaşma geliyor demektir ve bence bu küresel toplum için çok büyük bir sıkıntı." diye konuştu.
Sosyal medyanın bahsedilen problemleri kat kat artırdığını belirten Marchand, bu problemlerden kaçınabilmek için toplumun farklı kesimleri arasında güçlü bir diyaloğa ve iyi bir medya kapsamına sahip olmak gerektiğini söyledi.
COPEAM Genel Sekreteri Claudio Cappon ise yanlış bilginin küresel bir fenomen olduğunu, bunun da dijital devrimle gündeme geldiğini ifade etti.
Dijital devrimle birlikte gazetecilik ve yayıncılık noktasında daha hızlı kontrolden geçmemiş bilgiler paylaşılmaya başlandığını vurgulayan Cappon, medyanın değişiminden dolayı profesyonel gazetecilikte sahte haberlerin ötesinde bir değişim olduğunu, bilginin giderek daha fazla duygusal hale gelmesinin bir tehlike oluşturduğunu kaydetti.
Cappon, insanların bilinç seviyelerini artırmaları ve duydukları her şeye inanmamaları gerektiğini söyledi.