Trabzon'da, "Doğu Karadeniz Havzası Havza Su Kurulu Toplantısı" gerçekleştirildi.
İl Tarım ve Orman Müdürlüğü koordinasyonunda Valilik Salonu'nda yapılan toplantıda, nehir havza ve taşkın yönetimi planları ile sektörel su tahsis planı, içme ve kullanma suyu havzası koruma planı konuları ele alındı.
Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, buradaki konuşmasında, Türkiye'nin su zengini bir ülke olmadığını söyledi.
Karadeniz Bölgesi'nde nispi olarak suyun çok göründüğünü fakat depolanamadığını belirten Yıldırım, "Rize'de, Trabzon'da suyu depolayamıyoruz. Giresun'da nispeten, Artvin'de var, Ordu'da da olabildiğimiz durumlar söz konusu ama buralarda biz suyu depolayamıyoruz. Depolayamıyorsak su kaynaklarımızın ve derelerimizin devamlı akmasını beklemek durumundayız. Bunları bizim iyi yönetmemiz lazım. Gerçekten lazım olduğu dönemde suya erişebilir olmamız lazım. Sorumlu kurum ve kuruluşlar olarak hepimiz buradayız." dedi.
Yıldırım, su yönetiminin önemini vurgulayarak şu değerlendirmede bulundu:
"Yağmur yağsın bunu istiyoruz. Yağmurun rejimini tayin etmek bizim elimizde olan bir şey değil ama suyun rejimini, kullanılır halde olmasını veya insanlara zarar vermeden denizlere ulaşabilmesini temin etmek bizim planlamamızın temelini teşkil ediyor. Eğer biz bunu yapabilirsek akan su afet olmaz. Akan su bereketle gelir ve büyük bir nimettir."
Rize Valisi İhsan Selim Baydaş da Rize ve Trabzon'un kuraklık haritasında kendisini pozitif anlamda koruyan 2 il olduğunu ifade etti.
Suyun hem nimet, rahmet olarak hem de bazen afet olarak varlığını hissettirdiğini dile getiren Baydaş, şunları kaydetti:
"Havza yönetimi burada devreye girecek. Suyun kullanılması, nasıl muhafaza edebiliriz konusu devreye girecek. Nasıl yönetebiliriz meselesini oturup tartışacağız. Çünkü yağış yönüyle yağan kar, yağmur belli bir şeyden sonra akıp tekrar denizle buluşuyor. Şehirlerimizin çoğu itibarıyla burada, ülkenin diğer yerlerinde olduğu gibi Artvin hariç baraj sistemi çok fazla yok. En azından kullanım suyu itibarıyla baraj yapma imkanımız olmayınca da bu sefer mevcut suyu nasıl verimli kullanabiliriz hesabını hem özel idarelerimiz hem belediyelerimizin yapabiliyor olması lazım. Bunun bütüncül bir yaklaşımla bölgesel olarak ele alınmasında fayda var."
Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Mahir Özcan da koordinasyon çalışmalarını oldukça önemsediklerini belirterek, "Bu koordinasyon çalışmalarında 2 başlık var. Birincisi idari koordinasyon, ikincisi sosyal koordinasyon. Özellikle idari koordinasyonda, kurum kuruluşlar arasındaki etkinliğin ve sinerjinin sağlanması bizim için oldukça önemli." diye konuştu.
Ulusal Su Kurulunda 25 havzada, 25 nehir havzası su kurulu kurulduğunu söyleyen Özcan, "Kurumlar çift yönlü çalışıyorlar. Birincisi merkezi idare kapsamında oluşturulan su politikalarının ya da ulusal su kurulunca karara bağlanan su politikalarının yerelde uygulanmasına yönelik faaliyetleri gerçekleştirmek. Diğer taraftan tümden gelme metodundan ziyade tüme varım şeklinde de düşünerek yerelde, havzada çözülmeyen sorunları gerekiyorsa ulusal su kurulunun gündemine getirerek çözülmesine katkı sunmak gibi bir gayemiz var." dedi.
Toplantıda, çalışma grup sorumluları sunum yaptı.