İSTANBUL (AA) - MUSAB TURAN - Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği'nin (TELKODER) telekomünikasyon sektörü hakkında hazırladığı rapora göre, 2019 yılı üçüncü çeyrek itibariyle sektör gelirleri 17,47 milyar TL seviyesinde gerçekleşti.
TELKODER, Bilgi ve İletişim Kurumu’nun 2019 üçüncü çeyrek ve TÜİK enflasyon verilerini kullanarak hazırladığı sektör takip raporunu yayınladı.
AA muhabirinin rapordan derlediği bilgilere göre, 2019 üçüncü çeyrek itibarıyla sektör gelirleri 17,47 milyar TL oldu. Bu rakam enflasyondan arındırıldığında ise gelirlerin 4 milyar TL olduğu görülüyor.
Derneğin değerlendirmelerine göre sektör gelirlerinde önemli bir değişiklik yaşanmadı.
TELKODER raporunda 2019 ikinci çeyrekte pazardaki en büyük üç operatör ve iştirakleri dışında kalan alternatif işletmecilerin pazar payının yüzde 8,97 olduğu hatırlatılan raporda, bu oranın 2019 üçüncü çeyrekte yüzde 8,24’e düştüğü aktarıldı.
Pazarda rekabet koşullarının iyileştirilmesi gerektiği konusunda uyarılara yer verilen raporda, sektörün yaklaşık yüzde 70’ini oluşturan iki şirketin piyasa değerlerinde 2008 yılından bu yana önemli ölçüde düşüş yaşandığı aktarıldı.
Rapora göre; 15 Mayıs 2008 tarihinde iki şirketin toplam değeri 22,9 milyar dolar iken, 31 Ocak 2020’de bu değer 9,82 milyar dolara geriledi.
- Fiber altyapı konusunda sektör ortak hareket etmeli
Türkiye’de fiber altyapı çalışmalarının hızlanması gerektiğini belirtilen TELKODER’in raporunda, 2019 ikinci çeyrekte 364 bin 549 kilometre olan toplam fiber uzunluğunun 30 Eylül 2019 itibarıyla 371 bin 304 kilometreye çıktığı aktarıldı.
Ülkelerin gelişimini ve dünyayla rekabet etmelerinde önemli bir rolü bulunan internetin yaygınlaşması ve herkesin internet hizmetlerinden yaralanabilir seviyeye gelmesi için fiber altyapı çalışmalarının kritik bir önem taşıdığı aktarılan raporda, TELKODER Türkiye’de operatörler ve sektör oyuncularını birlikte hareket ederek bu alanda başarılı işlere imza atmaya davet etti.
- "Türkiye içerisine satacağı servislerden yüzde 50 vergi muafiyeti getirilmeli"
TELKODER Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Ata Arıak, rapora ilişkin değerlendirmesinde Türkiye'nin verisinin Türkiye'de kalması gerektiğine işaret ederek, ülkedeki veri merkezlerinin yaygınlaşması için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
"Veri Merkezlerine, 'Cazibe Merkezleri Programı' kapsamında sağlanan destek ve teşvikler kullanılamamaktadır. Bu teşviklerin kullanılabilmesi için 23 il sınırı ve 5000 metrekare 'beyaz alan sınırı' kaldırılmalı ve ülke geneline yaygınlaştırılmalıdır. Bununla birlikte 5 yıl süre ile veri merkezi personeli giderleri ve gelir vergisinden yüzde 100 muafiyeti sağlanmalı.
Sıfır maliyetli fiziksel şartlara sahip yüzde 100 uyumlu bina/kampüs imkanı, Türkiye dışına satacağı servislerin gelirlerinde yüzde 100, Türkiye içerisine satacağı servislerden yüzde 50 vergi muafiyeti getirilmeli.
Anlaşmalı üniversiteler ve kurumlardan gerekli teknik personelin yetiştirilmesi şartı ile bu personelin maaşlarında yüzde 50 devlet desteği sağlanmalıdır. Komşumuz Bulgaristan örneğinde olduğu gibi."
- "Veri Merkezi İşletmecisi' tanımı kanunlarda yer almalı"
Arıak, veri merkezi işletmecilerine özel elektrik tarifesi hazırlanması gerektiğini dile getirerek, bu tarifenin en fazla sanayi elektriği tarifesinin yarısı kadar olmasında fayda bulunduğunu kaydetti.Türkiye'nin veri merkezlerinin dünya standartlarında hizmet verilebilmesi için, "Veri Merkezi İşletmecisi" tanımının en kısa sürede kanunlarda yer alması gerektiğini söyledi.
Arıak, tüm erişim sağlayıcıların katılımının zorunlu olacağı birden fazla internet değişim noktasının kuruluşunun da bir an önce gerçekleşmesi gerektiğini sözlerine ekledi.