TBMM (AA) - Bilgi Üniversitesi Bilişim ve Teknolojisi Hukuku Enstitüsünden Dr. Leyla Keser Berber, bilişim teknolojilerini aşırı kullanan bir kitle olduğunu ancak terminolojik olarak "bağımlılık" kavramını kullanmadığını belirterek, "Araştırma Komisyonuna, oyun oynayan çocukları çağıralım, kendi bakış açılarını anlatsın, onlar başka bir kuşak. Biz kendi bakış açımızla, yetiştiğimiz döneme göre konuşuyoruz." dedi.
Bilişim teknolojileri bağımlılığının zararlarının önlenmesi, bu teknolojilerin kontrollü kullanımının sağlanması için gerekli önlemlerin alınması amacıyla kurulan Meclis Araştırma Komisyonu, AK Parti Eskişehir Milletvekili Nabi Avcı başkanlığında toplandı.
Bilgi Üniversitesi Bilişim ve Teknolojisi Hukuku Enstitüsünden Dr. Leyla Keser Berber, komisyona yaptığı sunumda, "bağımlılık mı aşırı kullanım mı?" ayırımında, aşırı kullanım kavramını tercih ettiğini söyledi.
Aşırı kullanım kriterlerinin ortaya konulması gerektiğini ifade eden Berber, bilgisayar başında geçirilen saat üzerinden mi yoksa tüketilen içerik üzerinden mi bu kriterlerin belirleneceği konusunun önemine dikkati çekti.
Bilişim teknolojilerini aşırı kullanan kitle olduğunun altını çizen Berber, terminolojik olarak "bağımlılık" kavramını kullanmayı reddettiğini söyledi. Berber, bu hastalığın semptomlarını yazanların, kendi yaş grubundakiler olduğuna işaret ederek, "Bu komisyona oyun oynayan çocukları çağıralım, kendi bakış açılarını anlatsın. Biz kendi bakış açımızla, yetiştiğimiz döneme göre konuşuyoruz. Onlar başka kuşak, çocukların da buraya gelip, onların da görüşlerinin alınmasını isterim." önerisinde bulundu.
Berber, çocukların oyunlardan çok şey öğrendiğini, dünyada Türkiye'yi bir yere taşıyacak eğitilmiş kaynağa ihtiyaç olduğunu vurgulayarak, bazı oyunların içine siber güvenliğin önemi, kodlama konularının gömüldüğünü anımsattı. Berber, bütün bunlara "bağımlılık" denildiğinde, bu faydanın bir yana bırakılıp, hasta olarak kabul edilip, tedavi edileceğini söyledi.
Berber, aşırı kullanım alanlarının, internet, özellikle çoklu kullanıcılarla oynanan oyunlar ve online kumar siteleri olduğunu belirtti.
Dünyada mücadelenin yavaş yavaş online platformlar üzerine kaydığını, bunun AB'nin önemsediği konulardan biri olduğunu vurgulayan Berber, online platformların sorumluluğunun tartışıldığı, sorumluluk rejiminin belirlendiği düzenlemenin önemli olduğunu vurguladı.
Berber, doğrudan internet aktörleriyle, online platformlarla iş birliği yapılmasını isteyerek, kötüye kullanım, istismar durumunda etkin iş birliği çerçevesinde uyarı sistemleri için destek istenmesinin önemine işaret etti.
AB'nin başlattığı, ABD'ye doğru yayılan insan haklarına saygılı ürün ve hizmetlerin teşviğinin, hatta zorunlu kılınmasının gündemde olduğunu anlatan Berber, geliştirilecek oyunlarda kişisel verilerin mahremiyetine saygılı olunması gerektiğini dile getirdi. Berber, Las Vegas'ta kumarhanelerin yazılımının, oraya bağımlı kılmak şeklinde tasarlandığını söyledi.
Berber, özellikle çocuğun kullanımı için bir oyun tasarlanırken, sağlığını tehdit altına almayacak süre boyunca tutulması, kabul edilebilir kullanım kavramını, doğrudan bu ürünleri sunan platformlardan istenmesini, bu nitelikleri taşımayan, insan haklarına saygılı olmayan ürünün sitelerinde barındırmaması, aplikasyona izin verilmemesi taleplerinde bulunabileceğini anlattı. Berber, bunların karşılıklı iş birliği ile yapılacak konular olduğunu kaydetti.
- "İnternetin zapt ettiği alanlar"
Sağlık ve Sosyal Hizmetler Dernekleri Federasyonundan Dr. Gazi Alataş, Türkiye'de bağımlılıkla ilgilenen, 28 ilde 40 kadar üye dernekle Türkiye Bağımlılıkla Mücadele Eden Sivil Toplum Kuruluşları Platformu'nun oluşturulduğunu bildirdi. Alataş, Yeşilayın yapısı ve faaliyetlerinin ulaşamadığı noktalarda yerel sivil toplum örgütlerinin olması gerektiğini belirtti.
Bağımlılığın 9 kriteri bulunduğunu, 5'ine sahip olanlara bağımlı denildiğini, bu kriterleri kullanırken zorlandıkları şeyler bulunduğuna dikkati çeken Alataş, dijital ya da internet bağımlılığının bu kriterlerle açıklanmaya çalışılsa da yakın zamanda mutlaka değişeceğini ifade etti.
Alataş, sigara, eroin ya da diğer bağımlılıklarda zararın net şekilde ortaya konulduğunu, ancak internet bağımlılığında bunun yasaklanamaz ve önlenemez bir şey olduğunu dile getirdi. Alataş, dijital bağımlılıkla mücadelede, diğer bağımlılıklarla yaklaşımdan farklı bir tedavi, rehabilitasyon, farklı çözüm yoluna gitmek gerektiğini belirtti.
Dijital bağımlılıkla ilgili konuşurken bile dijital mekanizmaları kullandıklarını, komisyona sunumunu bilgisayarla yaptığını ifade eden Alataş, "Bu kadar içine girdiğimiz bir şeyi, diğer bağımlılıklar gibi ele almakla sonuca varılamaz. Daha farklı bir çözüm yolu düşünmek gerekir." dedi.
Alataş, kamu olarak bir taraftan da teşvik ettiklerini, en iyi kod yazılım kursu düzenlendiğini, öğrencilere İpad dağıtıldığını, okullarda ders verildiğini anımsatarak, bunun, mücadelenin zor bir alan olduğunu söyledi.
Farkındalık oluşturmanın, ailelere bilgi vermenin önemine işaret eden Alataş, Milli Eğitim Bakanlığına çok büyük işler düştüğünün altını çizdi.
Alataş, sivil toplum kuruluşları eliyle bir kültürel dönüşümü başlatmaları gerektiğini bildirdi. Dijital dünyanın saldırı ya da gelişmesini, "kanser hücresi" ne benzeten Alataş, "Kimse karşı koyamaz, mutlaka artarak gelişecek. Robotlar yaygınlaşınca belki de bundan 20-30 yıl sonra birileri, bu toplantıyı, kaygılarımızı komik bile bulabilir. Televizyonun olmadığı bir hayatı yaşadım şimdiki çocuklara 'televizyon, telefon bile yoktu' dediğimizde hiçbir şey kafasında canlanmıyor, komik bir şeyden bahsediliyor gibi. Bundan 20-30 yıl sonra da aynı şey yaşanabilir." diye konuştu.
Futbol, basketbolu internette değil, sahaya inerek oynamak gerektiğini kaydeden Alataş, savaşı tersten vermek gerektiğini, internetin zapt ettiği alanlardan geri alanlar kazanmaya yönelik bir şeyler yapmaları gerektiğini sözlerine ekledi.