TBMM (AA) - TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Hakan Çavuşoğlu, Yeni Zelanda'daki insanlık dışı katliamın mağdurları ve Yeni Zelanda hükümetiyle dayanışma içinde olduklarını göstermek için komisyon olarak bu ülkeye inceleme ziyaretinde bulunacaklarını bildirdi.
Çavuşoğlu, yaptığı yazılı açıklamada, Yeni Zelanda'nın Christchurch kentindeki İslam karşıtı terör eylemini şiddetle kınadıklarını ifade etti.
Christchurch'te, 15 Mart'ta 10 dakika arayla iki camide gerçekleştirilen katliamda, cuma namazı için bir araya gelen cemaatten, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 50 kişinin hunharca katledildiğini anımsatan Çavuşoğlu, katliamı en şiddetli şekilde telin ederek, yaralılara şifa, şehitlere rahmet diledi.
İbadet gibi en temel insan haklarından birini gerçekleştiren kişilerin, sırf Müslüman oldukları için katledildiğini vurgulayan Çavuşoğlu, teröristin, bu eylemi, "Büyük Yer Değiştirme" adıyla Fransız Ronald Camus tarafından 2012'de sistemleştirilen ve "beyaz ırkın üstünlüğünü" savunan komplocu aşırı sağ doktrinin tezlerini kullanarak gerçekleştirdiğine işaret etti.
Çavuşoğlu, bu doktrinin temel tezinin, "Halkımızın ve beyaz ırktan çocuklarımızın var oluşunu güvence altına almalıyız" olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Bunun için de Avrupa, Amerika ve Avustralya'yı istila ettiği ve sahip oldukları nüfus artış hızıyla geleceklerine hakim olacakları ileri sürülen Müslüman göçmenlerin geri gönderilmesi ya da nihai çözüm olarak yok edilmesi hedeflenmektedir. Adı, ebedi yokluğa mahkum edilmesi gereken katliamcı teröristin 74 sayfadan oluşan manifestosu da bu siyasi inancı yansıtmaktadır. Batı ana akım medyası ile popülist siyasi akımların da bu komplo teorisini popülerleştirmesi, her gün özellikle kendi toplumlarında yaşayan Müslümanları şeytanlaştırarak tehdit algısını pekiştirmeleri, bugün tüm batılı coğrafyada Müslümanların başta hayat hakkı olmak üzere, tüm insan haklarını büyük bir tehdit altına sokmuştur."
-"Uluslararası insan hakları hukukunun bir parçası olmalı"
Karşılarında "kültürel ırkçılığı" savunan, Hristiyanlığı da sadece bu kültürün bir parçası olarak değer atfeden ancak akide olarak reddeden İslam karşıtı bir nefret söylemi bulunduğunu ifade eden Çavuşoğlu, bu söylemin, artık kitlesel katliamlar gerçekleştiren küresel bir tehdide dönüştüğünü belirtti. Çavuşoğlu, "Bu küresel tehdit, İslam karşıtı niteliği itibarıyla Müslümanlara yönelmiş görünmekle birlikte, Müslümanlar özelinde insan olmakla bağlantılı tüm hakları da reddettiği için BM ve AB'nin insan hakları değerlerini Müslümanlar açısından karşılıksız kılmaktadır." değerlendirmesinde bulundu.
Çavuşoğlu, bu küresel ırkçılık karşısında, İslam karşıtlığının bir insanlık suçu olarak tanımlanmasını mümkün kılacak uluslararası koruma mekanizmalarının oluşması, antisemitizm gibi İslam karşıtlığının da insanlık vicdanında mahkum edilmesi, eğitim kurumlarında, medyada, siyasi dilde ve günlük hayatta bu olgu ile mücadele edilmesinin zorunlu olduğunu ifade etti.
Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Bunun için öncelikle BM ve AB ölçeğinde İslam karşıtlığı bir nefret söylemi olarak uluslararası insan hakları hukukunun bir parçası haline getirilmelidir. Bunun için insan hakları ortak paydasını sahiplenen tüm küresel paydaşların dayanışma içinde hareket etmesine ihtiyaç bulunmaktadır. TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu olarak, Yeni Zelanda'da gerçekleşen insanlık dışı katliamın mağdurları ve olaya takdir edilecek bir sağduyu içinde yaklaşan Yeni Zelanda hükümeti ile dayanışma içinde olduğumuzu göstermek amacıyla yerinde bir inceleme ziyareti gerçekleştirecek ve İslam karşıtlığının gemi azıya aldığı tüm yerlerde, Avustralya'dan Avusturya'ya kadar bununla mücadeleye dikkat çekmek için insan hakları kuruluşları ve yerel Müslümanlarla dayanışma içinde, İslam karşıtı nefret söylemiyle mücadele çabalarımızı etkin bir şekilde sürdüreceğiz."