GAZİ NOGAY - TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Derya Yanık, dünyada, İslamofobi ile beraber hak ihlallerini besleyen ve meşru gösteren bir sürecin geliştiğini söyledi.
Yanık, Müslüman ülkelerdeki insan hakları ihlalleri, dünyada artan İslamofobi ile Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliğinin Uygur Türkleri ve diğer azınlıkların karşılaştığı insan hakkı ihlalleriyle ilgili raporuna ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'de sürdürdüğü işgal ve katliamların soykırım şeklinde devam ettiğini vurgulayan Yanık, dünya genelinde çatışmaların yaşandığı ve insan hakları evrensel ilkelerinin ihlal edildiği bölgelerin önemli bir kısmının Müslüman topluluklarının yaşadığı yerler olduğuna dikkati çekti.
Batı dünyasında yükselen bir İslamofobi olduğunun altını çizen Yanık, "Dünyada, insan hakları ihlali yaşanan yerlerin savunuculuğunu yapacak, insan hakları ihlallerine karşı sesini yükseltecek savunucuların olacağı yerlerde, İslamofobi ile beraber hak ihlallerini besleyen ve maalesef meşru gösteren bir sürecin geliştiğini görüyoruz." dedi.
Hindistan ve Pakistan sınırında 1947'den beri süregelen Keşmir sorununun, Myanmar'daki Arakanlı Müslümanlar ile Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki vatandaşların yaşadığı insan hakları ihlallerinin devam ettiğine işaret eden Yanık, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugün insan hakları konseptinde temel olan yaşama, mülkiyet, çalışma, seyahat ve iletişim hakkı gibi konuları artık kimse konuşmuyor. Bunların dışında çevre hakkından temiz havaya ve suya erişim gibi haklar konuşmaya başladık. Ama hala Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde temel insan haklarından yaşama, çalışma, aile kurma haklarından bahsediyoruz. BM'nin iki yıl önce hazırladığı raporun somut sonuçları itibarıyla Sincan'da zorla yerinden etmenin yaygın olarak kullanıldığı, cezalandırma yöntemi olarak hapse atma, insanların üreme ve aile olma hakkının engellendiği, seyahat hakkının alındığı, din ve vicdan özgürlüğü ile alakalı sorunlardan bahsediyoruz. Geçen iki yıl içerisinde hiçbir değişikliğin olmadığını ve şikayetlerin devam ettiğini görüyoruz. 1970'lerde nüfusunun yüzde 80'e yakını Müslüman olan Sincan Özerk Bölgesi'nde sistematik bir demografik dönüşüm olduğunu, insanların yerinden edildiğini görüyoruz."
- "Karşımızda BM'nin aldığı kararlarla dalga geçen bir İsrail var"
BM'nin uluslararası hukuk sözleşmelerine taraf olan ülkelerin, insan hakları ilkeleri ve hukuk kurallarına uyacağını taahhüt ettiğini belirten Yanık, ancak Çin ve İsrail gibi ülkelerin bunlara uymadığını söyledi.
Yanık, "Karşımızda, BM'nin bugüne kadar aldığı hiçbir karara uymayan, uymadığı gibi adeta bu kararlarla dalga geçen bir İsrail var. O halde uluslararası toplum olarak yapılan tespitlere, gözlemlere uygun bir biçimde insan hakları konseptini yükseltmemiz, dünyanın neresinde olursa olsun, kim olursa olsun insan hakları ihlallerine karşı tutum almamız ve bununla mücadele etmemiz gerekiyor. Cumhurbaşkanı'mızın 'Dünya beşten büyüktür' vurgusunun ısrarla devam etmesinin aslında ne kadar önemli olduğunu Çin örneğinde de olduğu gibi görüyoruz." diye konuştu.
İsrail'in Gazze'deki katliamlarına karşı İngiltere'de son bir buçuk aydır devam eden gösterilerin aşırı sağcıları rahatsız ettiğini dile getiren Yanık, şunları kaydetti:
"İngiliz toplumunun Filistin'deki katliama karşı son derece barışçıl ses yükseltmeye başladığında aşırı sağcılar birden harekete geçti ve bu, adeta bir İslamofobi dalgasına dönüştü. Hatta İngiliz siyasetçilerden bir tanesi 'Allahu Ekber diyenin tutuklanması gerekir' gibi bir cümle kurdu. İslamofobi'ye ve Müslüman coğrafyalardaki insan hakları ihlallerine bu kadar gözünüzü kapattığınızda bunun yansımaları sadece oldukları yerde kalmıyor, bütün dünyayı yakan bir ateşe dönüşüyor. İsrail şu anda Filistin'i katlediyor ama öbür taraftan Lübnan'a, Suriye'de Golan Tepeleri'ne saldırmaya devam ediyor. Belki İran'la devam edecek ve önce bölgesel sonra da küresel bir tehdide dönüşecek bir konudan bahsediyoruz. O yüzden İslamofobi ve Müslümanlara yönelik insan hakları ihlalleri sadece Müslümanların değil bütün insanlığın meselesidir. Herkesin buna karşı durması gerekir."