GAZİ NOGAY - TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Derya Yanık, dağa kaçırılan çocukları için 2019'da oturma eylemi başlatan Diyarbakır annelerinin ortaya koyduğu tutumun, Türkiye'nin 40 yıldır aralıksız verdiği mücadelenin haklılığını ortaya koymak bakımından önemli bir tavır olduğunu söyledi.
Yanık, Diyarbakır annelerinin, dağa kaçırılan çocukları için eski HDP il binası önünde başlattığı oturma eyleminin 6'ncı yılına girmesine ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Eli kanlı, acımasız ve 40 yıldır Türkiye'nin mücadele ettiği bir örgüte karşı direnişe geçmenin çok kolay olmadığını ifade eden Yanık, Diyarbakır annelerinin, "Biz evlatlarımızı kaybettik, daha da kaybedecek bir şeyimiz yok." diyerek 3 Eylül 2019'da Diyarbakır'da başlattığı oturma eyleminin, dünyadaki önemli sivil hareketlerden biri olduğunu vurguladı.
Türkiye Cumhuriyeti'nin, devleti ve toplumunun tamamıyla 40 yıldır terör örgütüyle mücadele ettiğini, bu süreçte sivil ve asker olmak üzere 40 bin insanını kaybettiğini, milyarlarca dolar da ekonomik kayba uğradığını belirten Yanık, "Türkiye olarak özellikle son 15 yılda terörle mücadele noktasında yasal düzenlemelerimiz de dahil olmak üzere önemli değişiklikler yaptık ve şükürler olsun ki terör örgütünün hem yurt içi hem de yurt dışındaki faaliyetlerinin engellenmesinde önemli sonuçlar elde ettik ama Diyarbakır annelerinin eylemi ve mücadelesi, terörün insan kaynağının kesilmesi adına başlatılan çok önemli bir harekettir." diye konuştu.
Terör örgütlerinin ayakta kalabilmesi için en temel ihtiyaçlarının finansman, siyasi ve sosyal destek ile insan kaynağı olduğunu anlatan Yanık, Diyarbakır annelerinin, terör örgütü tarafından dağa kaçırılan çocukları için "Artık yeter, bizim çocuklarımızı kullanmaktan vazgeçin" sözleriyle önemli bir süreci başlattığını söyledi.
Diyarbakır'ın yanı sıra Muş ve Van'da, çocukları dağa kaçırılan 482 ailenin eyleme katıldığını aktaran Yanık, şöyle devam etti:
"Dağa kaçırılanların arasında çok sayıda çocuk var. Ne bizim ne de uluslararası hukukta yeri olamayacak bir şeyden bahsediyoruz. 15 yaşın altında, 13-14 yaşlarında çocuklar var ve hatta 9 yaşa kadar da düştüğü söyleniyor. Yapılan araştırmalar, PKK'ya katılan militanların dağda yaşama sürelerinin ortalama 7 yıl olduğunu söylüyor. Bu ailelerin 'Kaybedecek başka bir şeyimiz kalmadı, bize çocuklarımızı verin' feryadı son derece haklı feryatlardır. Diyarbakır annelerince başlatılan eylem, terör örgütünün insan kaynağının kesilmesi noktasında son derece önemliydi. O dönemde toplam 43 ilimizde bu eylemlere destek veren aileler oldu. Şu anda Diyarbakır'da 376, Muş'ta 46, Van'da da 36 aile mücadelelerine devam ediyorlar. Şükürler olsun ki geçen süreç içerisinde 55 aile çocuklarına kavuştu. Bunların rehabilitasyonu veya varsa cezalandırma süreci ilgili kurumlar nezdinde devam ediyor."
Teröre destek veren, terörden herhangi bir siyasal, ekonomik çıkar bekleyen hiçbir kişi, kurum ya da devletin abat olmadığının altını çizen Yanık, Türkiye olarak hem yurt içinde hem de yurt dışında teröre destek sağlanmaması konusunda uyarı ve çağrı yaptıklarını; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da teröre karşı topyekün mücadelenin şart olduğunu her platformda dile getirdiğini ifade etti.
- "Özgür Özel'in son dönemde bazı açıklamalarını çok kıymetli buluyorum"
Bazı devletlerin terör örgütüne destek vermeyi sürdürdüğünü; Türkiye'nin müttefiki olduğunu söyleyen, PKK'yı terör örgütü listelerine alan birtakım ülkelerin resmi sosyal medya hesaplarından PKK'lı militanları "genç savaşçılar, kadın savaşçılar" diye desteklediğine, teşvik ettiğine şahit olduklarını dile getiren Yanık, şunları kaydetti:
"Bu anlamda Diyarbakır annelerinin mücadelesi, 'genç savaşçılar' istismarının da haksız olduğunu bir kez daha ortaya koymuş oldu. Bu ülkeyi, vatanını seven, terörle mücadelede mesafe alınması gerektiğini düşünen, iç barışı, 84 milyonun kardeşçe, dostça ve eşit bir biçimde yaşamasını isteyen herkesin Diyarbakır annelerinin mücadelesinin yanında olması; 'insan hakları, çocuk ve kadın hakları savunucusuyum' diyen herkesin Diyarbakır annelerinin mücadelesinin yanında yer alması önemli. Bu işin siyasal mücadelesinin ya da siyaset yarışının ötesinde bir anlam olduğunu ifade etmek için de şunu söyleyeceğim; maalesef geçmişte CHP yönetimi, Diyarbakır annelerinin mücadelesine karşı çok serin durdu, adeta o dönemde HDP'yle, daha sonra DEM'le hizalandılar ama Sayın Özgür Özel'in son dönemde bazı açıklamalarını bu anlamda çok kıymetli buluyorum. Çünkü bu bizim ortak meselemiz. Diyarbakır annelerinin ortaya koyduğu tutum Türkiye'nin 40 yıldır aralıksız verdiği mücadelenin haklılığını ortaya koymak bakımından önemli bir ses, önemli bir tavır."