TBMM (AA) - TBMM Genel Kurulunda, grup başkanvekilleri İdlib konusunda yaşanan gelişmeleri değerlendirdi.
TBMM Genel Kurulunda, grup başkanvekilleri yerlerinden söz alarak gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
TBMM Genel Kurulunda İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bugün partisinin grup toplantısında İdlib ile ilgili açıklamalarına işaret etti. Erdoğan'ın, "Şubat sonuna kadar rejimi Soçi muhtırası sınırları dışına, yani gözlem noktalarımızın gerisine çıkartmakta kararlıyız. Bunun için karada ve havada her ne gerekiyorsa çekinmeden, tereddüt etmeden, hiçbir oyalamaya meydan vermeden bunu yapacağız." dediğini anımsatan Türkkan, "Bunun için geç kalmadınız mı? Hiçbir öngörünüz olmadı mı? Son iki haftada 14 şehit verdik. Bunun için askerlerin şehit olmasını mı beklediniz?" diye sordu.
MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay da İdlib'de diplomatik kuralların rafa kaldırıldığını, verilen sözlerin yerine getirilmediğini, Türkiye'nin, Suriye iç savaşı başladığı tarihten bu yana gözettiği barışçıl politikaların suistimal edildiğini kaydetti. İdlib sorununun çözümünde rol almak isteyen ABD, Rusya ve diğer aktörlerin sahici çabalarla politikalar üretmesi gerektiğini vurgulayan Akçay, İdlib özelinde Suriye'deki kaotik yapının çözümünün, sinsi planlardan değil, kararlı, tutarlı, elini taşın altına koyma cesaretiyle gerçekleşebileceğini belirtti.
Akçay, Türkiye'nin, uluslararası haklarına dayalı askeri operasyonlar gerçekleştirdiğine, bu harekatlarla bölgede uzlaşmaya varılan şartlara taviz vermeksizin riayet ettiğine işaret etti.
Akçay, bugün İdlib'de de Türkiye'nin meşru dayanağının bu olduğunu belirterek "Türkiye, İdlib'de işgalci kuvvet değildir daima uzlaşının yollarını aramıştır. Türkiye barışı ihlal eden değil, barışı sonuna kadar kollayan, bunu gerçekleştirmeye gayret eden taraf olmuştur. Ancak ok yaydan çıkmış, cahil cesaretiyle alınan her karar, Türkiye'nin sabrının sonuna gelinmiştir. Bundan sonra olacakların sorumlusu, barışın savunucusu Türkiye'nin değil, bölgede sinsi planlar yürüten odakların ve onların piyonlarının olacaktır." diye konuştu.
KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın bir gazeteye utanç verici açıklamaları bulunduğunu ifade eden Akçay, bunların Kıbrıs davasına zarar verdiğini, Akıncı'nın İngiliz ipiyle kuyuya inmeye çalıştığını belirtti.
HDP Grup Başkanvekili Fatma Kurtulan ise İdlib'in her geçen gün Türkiye için bataklığa dönüştüğünü, politikaların gözden geçirilmemesi halinde bunun daha da derinleşeceğini savundu. Kurtulan, Türkiye'nin, Suriye'de barışçıl, demokratik çözümden yana tavır alması, Suriye'den çekilmesi gerektiğini ifade etti.
-"Türkiye lehine olmayacak"
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, İdlib konusunda CHP olarak haklı çıkmaktan yorulduklarını söyledi.
Atatürk'ün kendilerine emanet ettiği geleneksel dış politikanın terk edildiğini savunan Özel, komşunun toprak bütünlüğüne saygılı olunmayan, komşudaki devlet dışı unsurların muhatap kabul edilip bunlarla komşuda rejim değişikliği öngören AK Parti'nin hatalı Suriye politikasının, Türkiye'yi zora soktuğunu, Mehmetçiklerin canlarıyla bunun ödendiğini öne sürdü.
Özel, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Yeni bir ateşkes hattı belirlenmeli, Türkiye ona göre konumunu almalı, askerin can güvenliği sağlanmalı" dedikten günler sonra 5 şehit haberinin geldiğini kaydetti.
Suriye'de savaşı tırmandıracak tüm adımların Türkiye'nin lehine olmayacağını öne süren Özel, ABD ve AB'nin taşın altına elini sokmadığı her türlü göç dalgasının Türkiye'de çok ağır sonuçlar oluşturduğunu savundu.
Mehmetçik öldükten sonra "Misliyle karşılık veriliyor." açıklamaları yapıldığını dile getiren Özel, "Bir Mehmetçiğin canı, milyon misli ne yapıyorsanız onunla geri gelmiyor. Bunun karşılığı bu değil. Artık misliyle karşılık vermek değil şehit vermemek istiyoruz." dedi.
Özel, konuşmasında "FETÖ'nün siyasi ayağı" tartışmalarına da değindi.
-"Türkiye çok yönlü diplomasi izliyor"
AK Parti Grup Başkanvekili Cahit Özkan ise Suriye'de, TSK'nin yürüttüğü operasyonların amacına bakılması gerektiğini dile getirerek amaçlarının ülkenin sınır güvenliğini, devletin bekasını, oluşturulmak istenen terör devletinin, terör koridorunun bertaraf edilmesi, bölgesel barışın teminat altına alınması, Türkiye'ye gelen sığınmacıları ülkelerinde iskan edilmesi, uluslararası barışa hizmet edilmesi olduğunu anlattı.
Özkan, "Birinci hedef, ülkemizin bekası, istiklali ve istikbalidir. Onun için bu hedefte giderken mutlaka neticeyi alana kadar, şanlı tarihimizde olduğu gibi yolumuza devam etmek zorundayız. Hedef doğru olduktan sonra aziz milletimizle dayanışma içinde nihai hedefe ulaşmak zorundayız. Bunun için iki yolumuz var, biri masada yani diplomasi. Diğeri sahada, yani silahlı güçlerimizle neticeye ulaşmak." diye konuştu.
Türkiye'nin çok yönlü diplomasi izlediğine dikkati çeken Özkan, sahada çalışmaya başlamadan önce uluslararası hukuk açısından, uluslararası toplumda karşılık bulan tezlerinin masaya yatırıldığını, sonuç alındığını anımsattı.
Özkan, artık sahada çalışmaya başladıklarını kaydederek 911 kilometrelik Suriye sınırında, 33 kilometrelik derinlikte, 4 bin kilometrekarelik alanda otoriteyi, güvenliği, barışı teminat altına aldıklarını anlattı.
Terör koridorunu ve terör devletini bertaraf ettiklerini dile getiren Özkan, "Arapların, Kürtlerin, Türkmenlerin barış içinde yaşamasını tehdit eden teröristleri tasfiye ettik. Soçi'de eksiklik mi oldu Silahlı Kuvvetlerimiz zaten sahada gereğini yapıyor. Ankara Anlaşması'na aykırı mı davrananlar oldu yine Mehmetçiğimiz sahada adım adım görevini yapıyor. Neticede, aziz milletimiz, bugün bu Meclis'te karar alan parlamentomuz haklı çıkacak ve ülkemizin istiklalini ve istikbalini güvence altına almış olacağız." değerlendirmesinde bulundu.