TBMM (AA) - TBMM Genel Kurulunda, HDP Gaziantep Milletvekili Mahmut Toğrul'un, Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) Afrin'de yürüttüğü harekata ilişkin konuşması sonrasında AK Parti ile HDP milletvekilleri arasında kavga yaşandı.
Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı'nın TBMM Genel Kurulundaki görüşmeleri sırasında söz alan HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan, AK Parti'nin, iktidara geldiğinde işkenceye asla tolerans göstermeyeceğini dile getirdiğini anımsattı.
Bu konuda önemli adımlar atıldığını ve işkence suçunu işleyenlerin cezalandırılmaya başlandığını belirten Paylan, "Ancak son iki yıldır tekrar 90'lı yılların paradigmasına dönüldüğü için tekrar düşman hukuku uygulandığı için maalesef sonucunda geldiğimiz nokta da tekrar işkence oldu. Döndünüz dolaştınız, tekrar, 12 Eylül darbecilerinin yerine geldiniz." iddiasında bulundu.
Rize Kalkandere L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu bulunan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Mehmet Arslan'a bayıltılıncaya kadar dayak atıldığını ve işkence edildiğini savunan Paylan, cezaevlerinde işkencenin tekrar normalleştiğini ve sıradanlaştığını ileri sürdü.
Paylan, "Pek çok cezaevinden bu iddialar geliyor, sizler sessiz kalıyorsunuz. Nerede kaldı işkenceye sıfır tolerans? Maalesef o da buzdolabına kaldırıldı hatta derin dondurucuya kaldırıldı." dedi.
- "Öldürerek, saldırarak silahla demokratik mücadele olmaz"
Bu sözler üzerine söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, Adalet Bakanlığının gerekli tahkikatı yaptığını ve Rize Cumhuriyet Başsavcılığınca da böyle bir işkence durumunun söz konusu olmadığının açıklandığını hatırlattı.
Elitaş, "Bakın, şunu açıkça söylüyorum. AK Parti sıralarından gelen insanlar, bu davaya inanan insanlar, bu düşünceyi zihninde taşıyan insanlar bütün mücadelelerini demokratik bir ortam içerisinde gerçekleştirmiştir." ifadesini kullandı.
Mustafa Elitaş, şöyle devam etti:
"Milletin heyecanıyla heyecanlanan, milletin duygularını paylaşan, onlara yapılan zulmü, sözleriyle demokratik bir ortamda ifade eden AK Parti, bugüne kadar milletiyle bütünleşmiş ve sonuçlarını da almıştır.
Bazıları buraya çıkacaklar, 'işkence, işkence' diye ifade edecekler, haklarını savunurken, eli silahlı örgütü, demokratik mücadele yapıyor diye terörü burada taçlandıracaklar. İşte burada ikiyüzlülük var demektir. Terörü taçlandırmak demokratik bir söylem değildir. Biz, bizim gibi düşünenlere karşı yapılan zulümleri hiçbir zaman şiddete, hiçbir zaman silaha veya demokratik olmayan kanlı eylemlere dönüştürmedik. Hakkımızı milletimizle birlikte fikirlerimizi anlatarak sandıktan söke söke aldık.
Siz de eğer bu milletin temsilcisiyseniz sırtınızı dağdakilere yaslamayacaksınız, talimatları oradan almayacaksınız, özgür iradenizle, özgür düşüncenizle burada ifade edeceksiniz ama oradan verilen ifadelerle söylemeye kalkarsanız siz demokratik değil, dilinizi birine kiraya vermişsiniz demektir. Aklınızı kiraya vermişsiniz, fikrinizi kiraya vermişsiniz demektir. Öldürerek demokrasi olmaz, öldürerek, saldırarak silahla demokratik mücadele olmaz."
AK Parti'li hiçbir milletvekilinin işkenceyi kutsamayacağını, kabul etmeyeceğini belirten Elitaş, bunun mümkün olmadığını vurguladı.
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ise 15 Temmuz gibi bir darbe girişiminden sonra kimi olağan dışı tedbirler alınmasının normal karşılanabileceğini ancak devletin, teröristle aynı noktada, aynı pozisyonda olamayacağını söyledi.
Altay, "Yani 'Ben FETÖ'cülerle hesaplaşacağım, PKK'yla hesaplaşacağım.' Evet, sonuna kadar hesaplaşın, devletin bütün imkanlarını kullanın ama burada 'İşkenceyle, kötü muameleyi şimdilik askıya alıyorum, gerekirse bunları da tatbik edeceğim' denemez. İşkenceye isyan etmeyen insan olamaz." değerlendirmesini yaptı.
HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş da "İşkencecileri korumak, işkenceyi meşrulaştırmak büyük bir suçtur. Türkiye, işkencecilerden, işkence uygulamalarından çok çekti." sözlerini sarf etti.
- "Etnik temizlik diyemezsiniz"
HDP Gaziantep Milletvekili Mahmut Toğrul'un 10. maddeye ilişkin önerge üzerindeki konuşmasında, TSK'nin Afrin'de yürüttüğü harekata ilişkin sözleri kavgaya neden oldu.
Toğrul'un sivil bölgelere ilişkin kaygı verici haberler aldıklarını iddia etmesi ve "etnik temizlik" ifadesini kullanmasına, AK Parti milletvekilleri tepki gösterdi.
Mahmut Toğrul'un konuşması sonrası önergenin oylamasında karar yeter sayısı bulunamaması üzerine birleşime ara verildi.
Arada, HDP sıralarına giden AK Parti Konya Milletvekili Leyla Şahin Usta, Toğrul'a Afrin'deki harekatla ilgili "etnik temizlik" ifadesini kullanamayacağını, kendisini kınadığını söyleyerek tepkisini dile getirdi.
Toğrul ile Usta arasındaki sözlü tartışmanın uzaması ve bazı AK Parti milletvekillerinin de HDP sıralarına gitmesi üzerine gerginlik arttı. Araya giren milletvekillerine rağmen HDP ile AK Parti'liler arasındaki gerginlik sürdü ve Genel Kurul Salonu'nun muhalefet kulisine çıkış kapısında arbede yaşandı.
Araya giren milletvekillerine rağmen gerginlik bir süre daha devam etti.
Birleşime verilen aranın tamamlanması sonrasında HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu yerinden söz alarak, Toğrul'un darbedildiğini, burnunun kanadığını, kolundan ve gözünden yaralandığını ileri sürdü.
Partisinin milletvekillerine bir konuşma nedeniyle fiziki saldırıda bulunulduğunu iddia eden Kerestecioğlu, "Burada konuşulmayacak da nerede konuşulacak? Yaptığımız konuşmalar nedeniyle kınanıyoruz. Tamam, kınama, yapılabilecek bir şeydir. Çıkar bu kürsüden siz de konuşursunuz. Bir özür borcunuz var. Milletvekili ne konuşursa konuşur. Suç teşkil ediyorsa ne yapılırsa yapılır, zaten yapıyorsunuz." diye konuştu.
AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş ise söz alarak, kendisinin de dışarıda olduğu sırada Genel Kurulda hoş olmayan hadiselerin yaşandığını, olaya ilişkin milletvekillerinden bilgi aldığını ve tutanakları da incelediğini aktardı.
- "En adi konuşmadan başka bir şey değildir"
Elitaş, "HDP Milletvekili Mahmut Toğrul'un yaptığı konuşma terör örgütü bildirisinden başka bir şey değil. Türk Silahlı Kuvvetlerinin ülkemizi korumak, kollamak ve bekasını temin etmek üzere yaptığı faaliyeti, 'Türk Silahlı Kuvvetleri sivillere karşı etnik temizlik yaptı' diye ifade etmek, Türkiye Cumhuriyeti milletvekilinin yapacağı en adi konuşmadan başka bir şey değildir." dedi.
AK Parti'li Usta'nın, Toğrul'un yanına giderek, yaptığı konuşmadan dolayı kendisini kınadığını söylediğini ve "Türk askerini etnik kimliği yok edici diye suçlayamazsınız." gibi bir ifade kullandığını anlatan Elitaş, "Onun üzerine Mahmut Toğrul, Usta'ya bağırmaya başlar. Geri çekilir, üzerine yürümeye başlar. Kadına şiddeti önlemek için milletvekili arkadaşlarımız ise Leyla Şahin Usta'ya yapılan bu saldırıyı önlemek için refleksle oraya giderler." diye konuştu.
Elitaş'ın sözlerine HDP Diyarbakır Milletvekili Ziya Pir tepki gösterdi.
Mustafa Elitaş, TSK'yi ve Türkiye'yi itham altında bırakan sözlerin suç niteliğinde olduğunu belirterek, TBMM Başkanlığının tutanaklarının incelenmesini istedi ve bu nitelikteki sözlerin tutanaklardan çıkarılması gerektiğini kaydetti.
Herkesin Türkiye'nin içinde bulunduğu koşullara duyarlılık göstererek hareket etmesi gerektiğini vurgulayan Elitaş, "Türk Silahlı Kuvvetlerinin canla başla, şehit vererek verdiği mücadeleyi acziyete uğratacak söylemde bulunmak hiçbir milletvekilinin, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının hakkı değildir. Terör örgütünü lanetlemek ise hepimizin en önemli görevlerinden biridir." değerlendirmesinde bulundu.
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay da "Olmaması gereken bir iş olmuş, keşke olmasaydı." diyerek, TBMM'de şiddetin hiç kimse tarafından tasvip edilmemesi gerektiğine dikkati çekti.
Meclis'te herkesin birbirine hoşgörüyle bakması gerektiğini belirten Altay, "Ben bu parlamentoda terör örgütlerini destekleyen tek bir milletvekili olduğuna inanmıyorum. Siz artık 'Burada muhalefete tahammül edemiyoruz' diyorsanız o ayrı bir iş." yorumunu yaptı.
Altay, sözlerine AK Parti milletvekillerinin yerinden müdahale etmesi üzerine "Ben anlamıyorum parlamento böyle olursa, ülke nasıl olur?" ifadesini kullandı. Müdahalelerin sürmesi üzerine Altay, AK Parti sıralarına doğru dönerek, "Böyle bir gruba karşı konuşmaktan zul duyarım, konuşmam." dedi.
Daha sonra Meclis Başkanvekili Mithat Sancar, Genel Kurulun günlük çalışma süresinin dolduğunu belirterek, birleşimi bugün saat 14.00'te toplanmak üzere kapattı.