TBMM (AA) - CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Hakimler Savcılar Kurulu'nun (HSK) Gezi Parkı davasına bakan mahkeme heyeti hakkında inceleme başlatmasına ilişkin, "Yürütmenin başı beğenmediği her karardan sonra HSK yoluyla inceleme başlatıp, heyetleri sürgün ederse... Parlamentonun bu tür gelişmeleri seyretmesi kabul edilemez. Bu parlamentonun varlık sebebini ihlaldir, bunu şiddetle reddediyorum." dedi.
TBMM Genel Kurulunda, Bankacılık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin görüşmeleri devam ediyor.
Toplantıda söz alan Engin Altay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, dün sonuçlanan Gezi Parkı davasına ilişkin bugün yaptığı eleştirilerin ardından HSK'nin, Gezi Parkı davasına bakan mahkeme heyeti hakkında inceleme başlattığı haberini aldıklarını söyledi.
"Yürütmenin başı beğenmediği her karardan sonra HSK yoluyla inceleme başlatıp, heyetleri sürgün ederse..." ifadesini kullanan Altay, şunları kaydetti:
"Cumhurbaşkanı mısın, Anayasa Mahkemesi Başkanı mısın, Yargıtay Başkanı mısın? Bu kabul edilemez. Parlamentonun bu tür gelişmeleri seyretmesi de kabul edilemez. Bu, parlamentonun varlık sebebini ihlaldir, bunu şiddetle reddediyorum. Bu konuda yürütme tatmin edici bir açıklama yapamaz, çünkü Cumhurbaşkanının Osman Kavala ile arasında bir husumet mi var onu da bilemiyorum. Bırakın mahkeme kararını versin. Türkiye'de artık sabah monarşi öğleden sonra jüristokrasi, olmayan tek şey demokrasi. Biz parlamentodayız ve demokrasiyi savunmak zorundayız."
AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Muş ise dün Gezi olaylarına ilişkin davanın kararının açıklanması sonrasında AK Parti olarak yaklaşımlarını ortaya koyduklarını belirtti.
AK Parti'nin Gezi olaylarına nasıl baktığını daha önce de anlattıklarını vurgulayan Muş, şöyle devam etti:
"Biz Gezi'ye yaklaşımımızı ortaya koyduk ama mahkemenin verdiği karara da saygılı olduğumuzu söyledik. Yargı sistemine buradan bizim bir yönlendirme yapmamız söz konusu olamaz. Burada bizim bir müdahil olmamız durumu söz konusu olamaz. Dün burada yaptığım konuşmada da bunu ifade ettik. Cumhurbaşkanımız da konuşmasının sonunda 'Yargının vereceği her türlü karara da saygılıyız.' dedi. Dolayısıyla meseleye yaklaşımımız budur."