TBMM (AA) - TBMM Genel Kurulunda, CHP, HDP ve İYİ Parti'nin gündeme ilişkin grup önerileri kabul edilmedi.
Genel Kurulda, gündem dışı konuşmaların ardından grup önerileri ele alındı.
HDP'nin "Kürtçe dili" ile ilgili verdiği araştırma önergesi, tartışmalara yol açtı.
Önerge üzerinde dile getirilen eleştirilere yanıt vermek üzere söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Cahit Özkan, Kürt vatandaşların Türkiye'nin kurucu unsuru olduğunu, geçmişten bugüne yaptıkları reformlarla yasakları kaldırdıklarını, Kürtçe üzerine araştırma yapan enstitüler kurduklarını söyledi.
Kürkçe dil eğitimi ilgili yapılan çalışmaların ortada olduğuna dikkati çeken Özkan, TRT'nin Kürtçe yayın yapan bir kanala kavuştuğunu belirtti.
Özkan, "Vatandaşların kendi dillerinde konuşmalarının yasaklandığı, engellendiği yönündeki hiçbir iddiayı kabul etmiyoruz. Allah'ın izniyle ortaya koyduğumuz demokrasi ve özgürlük mücadelesini her şeye rağmen emin ve kararlı olarak sürdüreceğiz." dedi.
Özkan, sözlerini Kürtçe olarak bir cümle ile bitirdi.
Bazı milletvekilleri, Özkan'ın bu sözlerinin ne anlama geldiğini ve tutanaklarda nasıl yer alacağını sordular.
TBMM Başkanvekili Süreyya Sadi Bilgiç, bu kısmın tutanaklara "Türkçe dışında bir dil" olarak geçeceğini söyledi.
Özkan, daha sonra AA'ya yaptığı açıklamada, sözlerinin Türkçe tam olarak "yavaş sür, derin sür, öküzü de incitme" şeklinde çevrilebilecek bir Kürt atasözü olduğunu bildirdi. Özkan, atasözünün anlamının "işi sühuletle hallet, usulüne göre yap" anlamına geldiğini dile getirdi.
MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, ana dil meselesinin zaman zaman ısıtılarak Meclis gündemine getirildiğini kaydetti.
Ana dil maskesi ardındaki birtakım taleplerin aslında bir ölçüde ırkçı talepleri de içerdiğini, bunları satır aralarında görmenin mümkün olduğunu belirten Akçay, "Bugün kamusal alanda ana dilin resmi dil olarak tanınması talepleriyle karşı karşıyayız. Elbette insanlar özgür şekilde kendi alanlarında annelerinden öğrendikleri dili kullanabilirler. Mesela ben Erkan Akçay olarak Meclis'te annemden öğrendiğim dil ile konuşursam 600 milletvekilinden 500'ü beni anlayamaz. O halde resmi yazışmalar yapılamaz. Toplumsal iletişim kaybolur ve ortak dilimiz kaybolur. Dolayısıyla bir milleti tasada ve kıvançta ortak topluluk haline getiren milli varlığımız bundan zarar görür." değerlendirmesini yaptı.
İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan, Pazar günü İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin yapılacağını anımsatarak, "Bu seçim uğruna Türkiye'yi ayakta tutan, birliğini, dirliğini sağlayan ana umdeleri yıkmak gerekmiyor. TBMM'nin kürsüsünden bu şekilde konuşanlara 'resmi dilimiz Türkçe, Türkçe konuşun' diye beraber itiraz ettik. Cahit Özkan'ı yadırgıyorum. Bir seçim uğruna değer mi?" ifadesini kullandı.
Özkan, Türkkan'a yönelik "Buradan ekmek çıkmaz. İstanbul seçimlerini istismar eden biz değiliz. Asıl sizin çıkıp, bağıra bağıra, terör örgütünün sözde yöneticilerinin İstanbul seçimlerine ilişkin açıklamalarına karşı söz söylemeniz gerekir." dedi.
Türkkan, "Ben geçmişi belli bir adamım. 40 senedir kavga ediyorum. Türkiye ve Türk milletine karşı olan her şeyle kavga ettim. 20 yaşından beri bedel ödüyorum. Fayda sağlayacağım diye kimsenin kayığına binmedim." karşılığını verdi.
HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç ise Türkçe'nin resmi ve ortak dil olmasına itirazlarının olmadığını belirterek, "Kürtçe'nin geliştirilmesi için eğitim alanında atılması gereken adımlar var." diye konuştu.
Bu sırada AK Parti Erzurum Milletvekili Selami Altınok ile Lütfü Türkkan arasında yerlerinden karşılıklı sözlü sataşmalar yaşandı.
HDP'nin önerisi ile İYİ Parti'nin "Askerliğini ifa etmekte iken psikolojik sorun yaşayanlara Gazi unvanı verilmesi", CHP'nin "Yusufeli Barajı" ile ilgili verdiği araştırma önergelerinin bugün ele alınması önerileri de kabul edilmedi.
Grup önerilerinin ardından, Askeralma Kanunu Teklifinin 2. bölüm üzerinden görüşmelerine geçildi.