GÜLSELİ KENARLI - Deniz Yaşamını Koruma Derneği, Tavşan Adası'nda kurduğu kameralarla deniz canlılarını, adada bulunan kuş türlerini ve bölgedeki Akdeniz Foku mağarasını kesintisiz şekilde takip ediyor.
"Kesin korunacak hassas alan" statüsündeki Tavşan Adası'nı koruma ve izleme çalışmaları kapsamında çeşitli projeleri hayata geçiren Deniz Yaşamını Koruma Derneği, son olarak, geçen temmuz ayında adaya kamera sistemi kurdu. Dernek, kameralarla deniz üstündeki ve altındaki biyolojik çeşitliliği çevrim içi izliyor.
Kurdukları sistem hakkında AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Dernek Başkanı Volkan Narcı, proje fikrinin 2 yıl önce ortaya çıktığını, destekçileri ve sponsorları sayesinde izleme istasyonunu hayata geçirdiklerini ve Türkiye'de bir ilk olarak Marmara Denizi'nden anlık görüntüler aldıklarını söyledi.
Tavşan Adası özelinde önem verdikleri 3 konu olduğunu ve bunların takibi için de 3 bölgeye kamera kurduklarını kaydeden Narcı, şu bilgileri paylaştı:
"Kameralardan biri, mercan resifleri oluşturduğumuz, korunması gereken hassas alanda mercanların büyümelerini ve gelişmelerini izliyor. Buradaki önemli koruma alanını su altında takip edebiliyoruz. Adanın üzerinde olan bir kameramız var. Bu kamera, adanın etrafındaki korunması gereken hassas alanı izliyor ve gerekli önlemlerin alınmasını sağlıyor. Adada bulunan fok mağarasının içine de bir kamera yerleştirdik. Bu da ilerleyen dönemlerde koruma alanlarının ne kadar önemli olduğunu gösterecek bir güvence oluşturacak. Marmara Denizi, Karadeniz ile Akdeniz'i birleştiren ve bu açıdan çok önemli bir deniz. Açık denizi kameralar sayesinde gördüğümüz için hem mercan resiflerini hem besin süreçlerini ve diğer türlerin tamamını su altında görebiliyoruz. Hayalimiz bir köpek balığını izleyebilmiş olmak."
Kameralar sayesinde karasal ortamı takip edebildiklerini ve kuş türlerini gözlemleyebildiklerini anlatan Narcı, su altı ve su üstündeki türlerin popülasyonları hakkında da bilgi sahibi olabildiklerine dikkati çekti.
Bölgenin koruma alanı olmasıyla birlikte pinaların popülasyonlarının arttığını vurgulayan Narcı, "Bir koruma alanında hem su altını hem su üstünü bütün canlılarıyla beraber koruyabildiğimiz zaman, popülasyonun ne kadar ciddi şekilde artış gösterdiğini ve Marmara'nın hala ölmediğini, yaşayan bir deniz olduğunu izleyebiliyor olduk." dedi.
- "Ekosisteme ciddi bir destek olduğunu kanıtlamış oluyoruz"
Marmara Denizi'nde müsilaj sonrasında yaşanan değişimlere de değinen Narcı, şunları söyledi:
"Burası 7 milyon metrekarelik bir koruma alanı ve buranın dalgıçları olarak 2 günde bir buradayız, gelişmeleri kendimiz görüyoruz. Ektiğimiz mercan popülasyonu ciddi şekilde artış gösterdi, bütün Akdeniz ülkelerinde ciddi tehdit yaşayan pinalar burada yaşam buldu. Burada bir fok misafirimiz gelir ve onu da izleyebilirsek, bir koruma alanının tam olarak, kurumlarıyla gönüllüleriyle balıkçılarıyla birlikte iyi yönetim planı yapıldığında ekosisteme ciddi bir destek olduğunu bu şekilde kanıtlamış oluyoruz."
Deniz Yaşamını Koruma Derneği Dalış Eğitmeni Engin Hınçer, yıl boyunca yaz kış bölgede dalış yaptıklarını belirterek, "Hem mercanları gözlemliyoruz, kırılanlar varsa yenilerini ekiyoruz hem de üzerlerindeki canlılığı gözlemliyoruz. Hayalet ağların temizliğini yapıyoruz." diye konuştu.