NEW YORK (AA) - Suudi Arabistan Dışişlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Adil el-Cubeyr, ülkesinin milli petrol şirketi Saudi Aramco'yu hedef alan saldırılara karşılık vermede askeri seçeneği uzak görmediğini belirtti.
Birleşmiş Milletler (BM) 74'üncü Genel Kurul görüşmeleri için New York'ta bulunan Cubeyr, düzenlediği basın toplantısında, ülkesinde, petrol devi Aramco'nun hayati öneme sahip iki tesisine yönelik saldırının kaynağının belirlenmesi için soruşturma yürütüldüğünü ifade etti.
Cubeyr, "Aramco saldırılarıyla ilgili soruşturmanın sonuçları açıklandıktan sonra diplomatik, ekonomik ve askeri anlamdaki tüm seçenekleri belirleyeceğiz." dedi.
Saldırıda kullanılan silahların İran yapımı olduğunu, dolayısıyla Tahran'ın Aramco saldırılarından sorumlu olduğunu vurgulayan Cubeyr, ülkesinin ne pahasına olursa olsun savaştan kaçınmakta kararlı olduğunu ancak İran'ın tehditleri karşısında elleri bağlı durmayacaklarını kaydetti.
İran'ın Hizbullah'a ve Husilere balistik füze sağladığına işaret eden Cubeyr, Tahran'ın bölgeyi istikrarsızlaştırma tutumuna son vermesi gerektiğinin altını çizdi.
Cubeyr, ABD ile İran dosyasını yakından incelediklerini belirterek, Washington ile Tahran'ın ne pahasına olursa olsun nükleer silah edinmemesi konusunda hemfikir olduklarını söyledi.
Yemen konusunda Cubeyr, ülkesinin bölgeyi istikrara kavuşturmak ve Husiler ile İran'a bağlı milislerin yayılmasını önlemek için mücadele ettiğini ifade etti.
Husilerin bütün anlaşmaları bozduğunu ve Suudi Arabistan'a yüzlerce füze fırlattığını dile getiren Cubeyr, Husilerin Yemen'e insani yardımların ulaşmasına engel olduklarına dikkati çekti.
- Saudi Aramco petrol tesislerine saldırı
Suudi Arabistan'ın milli petrol şirketi Saudi Aramco'ya ait iki tesiste, cumartesi günü yerel saatle 04.00'te silahlı insansız hava araçlarıyla (SİHA) düzenlenen saldırı sonucu yangın çıktığı açıklanmıştı. Yemen'deki Husiler, ölen ya da yaralananın olmadığı saldırıyı 10 SİHA kullanarak düzenlediklerini iddia etmişti.
Dünyanın en büyük petrol ihracatçısı olan Suudi Arabistan'ın tesislerine yapılan saldırı nedeniyle ülkenin petrol üretiminde günlük 5,7 milyon varil kesinti olduğu belirtilmişti.
Saldırının ardında İran'ın olduğunu öne süren ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'a giderken yaptığı açıklamada, bir kez daha petrol tesislerinin vurulmasından İran'ı sorumlu tutmuş ve saldırıyı ilk kez "savaş nedeni" sözleriyle tanımlamıştı. Zarif ise Pompeo'yu, ABD Başkanı Donald Trump'ı İran'a karşı bir savaşa sürüklemek için aldatmaya çalışmakla suçlamış ve İran'ın saldırıyla ilgisi olmadığını savunmuştu. Trump ise ABD'nin savaşa hiç olmadığı kadar hazır olduğunu ancak savaşın en son seçenek olacağını belirtmişti.
Pompeo daha sonra savaş söylemlerinden geri adım atarak, İran'a karşı uluslararası bir koalisyon kurma çabasında olduklarını ve "barışçıl bir çözüm" amaçladıklarını açıklamıştı.
Uzun süredir siyasi istikrarsızlığın hüküm sürdüğü Yemen'de, Husiler ile Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) desteğini alan hükümete bağlı güçler arasında çatışmalar yaşanıyor. İran yönetimi ise Yemen'de Husilere destek veriyor.