SİVAS (AA) - TBMM Başkanı Mustafa Şentop, "Samsun'da başlayıp İzmir'de zaferle neticelenen Milli Mücadele tarihin belli bir döneminde başlayıp bitmiş bir süreç değil, esasen istiklal-i tam yolunda kesintisiz ve kararlı davranmayı zorunlu kılan şuurun adıdır." dedi.
Şentop, Sivas Kongresi'nin 100. yıl dönümü dolayısıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da katıldığı Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen törende yaptığı konuşmada, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve mücadele arkadaşları olmak üzere bütün şehitleri minnet, şükran ve rahmetle andığını söyledi.
Vatanın, 100 yıl önce ilhak ve işgalle karşı karşıya kaldığını ifade eden Şentop, bugün bakıldığında bazı kararlar ve hamlelerin kolay ve tabii görülebildiğini ancak facia ölçüsünde mağlubiyet ve acılarla hırpalanmış, bitkin ve gururu kırılmış bir milletin yeniden ayağa kalkmasının sanıldığı kadar kolay olmadığını dile getirdi.
Onca kayıptan ve mağlubiyetten sonra bunu yapacak kudrete ve kararlılığa sahip olmanın her şeyden önce sarsılmaz bir iman, sonra kararlılık ve adanmışlık gerektirdiğine dikkati çeken Şentop, "Milli Mücadele işte tam da budur. Tevarüs etmekten iftihar ettiğimiz Milli Mücadele'nin ruhunu özetlemek gerekse üç kelime yeterlidir, iman, kararlılık ve adanmışlık." diye konuştu.
Şentop, bütün aşamalarıyla birlikte Milli Mücadele'yi geçmişe ait bir hatıradan ibaret görmenin doğru olmadığını belirterek, şöyle devam etti:
"Samsun'da başlayıp İzmir'de zaferle neticelenen Milli Mücadele, tarihin belli bir döneminde başlayıp bitmiş bir süreç değil, esasen istiklal-i tam yolunda kesintisiz ve kararlı davranmayı zorunlu kılan şuurun adıdır. Bu yüzden Milli Mücadele'yi, Erzurum ve Sivas kongrelerini, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılışını ve 30 Ağustos Zaferi'ni anmak, benzer tehlikeler ve tehditler karşısında aziz milletimizin takınacağı tavrı, yürüyeceği yolu, ödeyeceği ve ödeteceği bedeli dosta düşmana ilan etmektir. Milli Mücadele bir silahlı çatışmadan ibaret değildir. Asıl büyük mücadele başlangıçta, işgal tehdidi karşısında hangi yolun doğru ve şerefli olduğu hususundaki tartışmalarda olmuştur. 100 yıl evvel Sivas'ta toplanan kongrede temel meselelerden biri, Amerikan manda ve himayesinin reddi olmuştur.
Sivas Kongresi'nde bir hatip kürsüye çıkarak, 'Müstakil yaşamaya mali durumumuz müsait değildir, zira çok borcumuz vardır' diyebilmiştir fakat kongre heyetinin kahir ekseriyeti, milletimizin asaletine yakışan bir şekilde tereddütsüz olarak, bedeli ne olursa olsun tam bağımsızlık uğruna mücadele etmenin zaruretini benimsemiş ve dünyaya ilan etmiştir. Kazanan, tam bağımsızlığı tercih edenler olmuştur. Sivas Kongresi'nden çıkan en büyük derslerden biri budur."
- "Ayakta kalmanın yolu birlik ve beraberliği korumak"
"Eğer nefsinize, milletinize itimadınız tamsa manda ve himaye aklınızın köşesinden geçemez." diyen Mustafa Şentop, Sivas'ta kesin bir dille ret ve ilan edilen, mahkum edilen mandacılığın geçtiğimiz yüzyıl içinde rafine edilmiş şekilleriyle zaman zaman ortaya çıktığını dile getirdi.
Millete ve millet iradesine itimadında zaafı olanların darbeci ve vesayetçi anlayışlarla "manda ve himaye" taleplerini ortaya koyduklarını vurgulayan Şentop, şunları söyledi:
"Millete tepeden bakan, milleti küçümseyen, millet iradesine karşı vatan toprakları dışından destekler elde etmeye çalışan her anlayış, Sivas'ta ret ve mahkum edilen mandacılığın eserlerini zihninde ve kalbinde taşımaktadır. Bu coğrafyada istiklal ve hürriyet içinde ayakta kalmanın yolu, birlik ve beraberliği koruyabilmek, milli iradeyi esas alan adil bir sistemi kurmak ve muhafaza etmekten geçmektedir. Yüzlerce yıl Moğollara ve Haçlılara karşı olduğu gibi yüzyıl önce emperyalizme karşı kararlılıkla durabildiğimiz gibi bugün de ayrılıkçı teröre karşı, dışarıda yükselen yeni emperyalist planlara karşı hep beraber, seçilmiş güçlü bir liderin etrafında birleşerek, milletimizin istiklalini, egemenliğini ve haysiyetli duruşunu korumaya ve sürdürmeye devam edeceğiz. Elbette siyasi görüşlerde farklılıklar olacaktır ama her türlü görüş farklılığını bir yana bırakarak milli meselelerde birleşebilmek, milletimizin kıymetli vasıflarından biridir. Milletimiz hangi konularda niza ve tartışmalar olacağını, hangi konularda ise birlikte hareket edebileceğini daima isabetle tespit ve takdir etmiştir."
- "Türkiye bugün umudun, insanlık davasının adıdır"
Şentop, Milli Mücadele'nin iki yönüyle dünyadaki benzerlerinden ayrıldığını, bunlardan birinin tam bağımsızlık hedefi, diğerinin ise tam bağımsızlık hedefine yönelik mücadelenin tamamen milli iradeye dayanarak yapılması prensibi olduğunun altını çizdi.
"Önümüzdeki yıl kuruluşunun 100'üncü yıl dönümünü kutlayacağımız Yüce Meclisimiz milli mücadelenin sonucu olarak ortaya çıkmış değildir." ifadesini kullanan Meclis Başkanı Şentop, şunları kaydetti:
"Gazi Meclisimiz, Milli Mücadele'nin bizzat merkezidir, karargahıdır ve Milli Mücadele'nin merkezi olan Yüce Meclisin açılması için ilk düşünülen şehir, Sivas'tır. Sadece bu yönü bile 100 yıl önce gerçekleşen Sivas Kongresi'nin ve Sivas'ın ne kadar önemli ve stratejik bir tercih olduğunu göstermek için yeterlidir. Coğrafyaları şekillendiren, tarihe düzen veren milletimizin dünyaya ve insanlığa söyleyeceği söz bitmemiştir. Bilakis milletimiz, kargaşayla malul yeni dünyada sözünün tesiri gittikçe artan ve daha da artacak bir konumdadır.
Milletimize ve Türkiye'ye bu gerekçeyle düşmanlığa yeltenenler, kisveleri, gayeleri ve dayanakları ne olursa olsun kaybetmeye mahkumdurlar. Bu hususta milletimizin cesaretine ve kararlılığına en büyük delil de 19 Mayıs 1919’da Samsun'dan doğup vatanı saran mücadele ve direniş kararlılığıdır. Türkiye, bugün artık sadece bir ülkenin ve bir coğrafyanın adı değildir. Türkiye bugün, bir umudun, bir hamlenin ve insanlık davasının adıdır ve Türkiye bugün, sadece vatanımız değil, aynı zamanda vazifemizdir. İşte bu sebeple umudu diri tutmak, insanlığın ortak iyiliğini amaçlayan hamleyi neticeye ulaştırmak ve vatanı vazife bilen şuuru tahkim etmek için Türkiye'yi yücelteceğiz, büyüteceğiz ve geleceğini parlak kılacağız. Bu, 948 yıl önce Malazgirt Meydanı'nda düşmanı mağlup eden Sultan Alp Arslan'ın, aziz şehitlerimizin, 100 yıl önce 'Ya istiklal, ya ölüm' şiarını yükselten Milli Mücadele kahramanlarının ve 15 Temmuz'da darbeye direnen vatan evlatlarının omuzlarımıza bıraktığı mübarek bir vazifedir."