MEHMET NİYAZİ DENİZ - Siirt'te baba mesleğini sürdüren 63 yaşındaki Emin Zamur, nasırlaşan ellerine rağmen topraktan vazgeçemiyor.
Siirt'te yaşayan 4 çocuk babası Zamur, bahçıvanlığı çocuk yaşlarda babasından öğrendi. Ortaokulu bitirdikten sonra yevmiye karşılığında bahçelerde çalışmaya başlayan Zamur, büyük tutkuyla bağlı olduğu işini ara vermeden sürdürüyor.
Daha önce Valilik Köylere Hizmet Götürme Birliği bünyesinde bahçıvan olarak çalışan Zamur, şimdi de Siirt Entegre Fıstık İşleme Tesisindeki alanın peyzajını yapıyor.
Alanı temizleyip fıstık ve nar fidanı, üzüm asması, biber, marul ve yeşil soğan eken Zamur, bahçeyi yaşam alanına dönüştürdü.
İşini severek yapan Zamur, çorak toprağa diktiği fidanların ağaca dönüşme sürecini de takip ediyor.
-"Herkese fayda vermek, katkı sağlamak istiyorum"
Zamur, AA muhabirine, daha çocuk yaştayken fidan dikmeyle başladığını ve ömrünü bahçe işleriyle geçirdiğini söyledi.
Mesleğini en güzel şekilde yaparak gelecek nesillere yeşil bir çevre bırakmayı umut ettiğini aktaran Zamur, dedesinden babasına, babasından da kendisine aktarılan bahçıvanlığı severek yaptığını belirtti.
Fidan dikerek toprağın güzelleşmesinin mutluluğunu yaşadığını anlatan Zamur, "Hem işimi yapıyorum hem de doğaya sahip çıkarak insanlara faydalı olmak istiyorum. Mesleğimden keyif aldığım için gururluyum. Zevk alarak çalışıyorum. Buna bir iş gözüyle bakmıyorum. Herkese fayda vermek, katkı sağlamak istiyorum." ifadelerini kullandı.
- "Herkesi fidan dikmeye, doğaya zaman ayırmaya davet ediyorum"
Gün içinde yaşadığı stresi de toprağa dokunarak bitki ekerek attığını dile getiren Zamur, toprakla büyüdüğünü anlattı.
Topraktan ilham ve güç aldığını ifade eden Zamur, şöyle konuştu:
"Toprakla teması olan insan kendini her zaman iyi hisseder. Psikolojik hastalıkları da atabiliyorsunuz. Hafta sonları da bağ ve bahçelerde fidan dikerek geçiriyorum. Huzuru doğada buluyorum. Gittiğim her yerde toprağa dokunmadan, ağaçların bakımını yapmadan duramıyorum. Doğayı evim, ağaçları da çocuklarım gibi görüyorum. Fıstık, nar, üzüm başta olmak üzere 48 yılda yaklaşık 50 bin fidan diktim. Nar ağaçları yeşerdiği zaman sanki içimde yeşeriyor. İçim ferahlanıyor. Bir bitki için acaba bunun gelişmesini ben görebilecek miyim, diye düşünüyorum. Buraya geldiğim zaman bu bahçe atıl ve çöplüktü. Burayı temizleyip ağaç diktim, peyzajını bu hale getirdim. İnsanlar buraya geldiğinde bu tabloyu gördüğünde çok mutlu oluyor. Ben de mutlu oluyorum. Burada ağaçlar büyüdüğünde ben de öyle büyüyorum, seviniyorum. Çünkü herkes bundan faydalanacak."
Doğayı sevmek için ağaçların dilinden, toprağın renginden anlamak gerektiğini vurgulayan Zamur, hangi ağacın ne hastalık taşıdığı, hangi ilaca ihtiyaç duyduğunu çok iyi bildiğini anlattı.
Zamur, "Nerede boş atıl bir yer bulsam orada fidan dikmek istiyorum. Çocuklarım da benimle birlikte toprağa dokunarak büyüdü. Sağlıklı kalmamı toprağa borçluyum. Çünkü toprağa dokundukça moral ve motivasyon buluyorum. Bu amaçla herkesi fidan dikmeye, doğaya zaman ayırmaya davet ediyorum." diye konuştu.