RIDVAN KORKULUTAŞ - Bingöl'ün Solhan ilçesindeki Şerafettin Yaylası, otlakları, su kaynakları ve serin havasıyla yıllardır besicilerin tercihi oluyor.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde ömürleri hayvanlarının peşinde geçen göçerler, havaların ısınmasıyla belirledikleri serin yaylalarda yaklaşık 6 ay konaklıyor.
Sürüleri ve aileleriyle günler süren yolculuğun ardından ulaştıkları yaylalarda çadır kuran besiciler, mendereslerin geçtiği alanlarda sürülerini otlatıp, hayvanlarının su ihtiyacını karşılıyor.
Hayvanlarından elde ettikleri sütten peynir ve yoğurt hazırlayan aileler, bu sayede geçimlerini sağlıyor.
Bingöl'ün 2 bin 200 rakımlı Şerafettin Yaylası da bu yıl 200 aile ve 250 bin küçükbaş hayvana ev sahipliği yapıyor.
Yaylada aileleriyle kurdukları çadırlarda yaşamlarını süren ve hayvanlarının bakımını yapan besicilerden 58 yaşındaki Abdullah Karataş, AA muhabirine, kış mevsimini Diyarbakır'ın Karacadağ bölgesinde geçirdiklerini, ilkbahar aylarında Şerafettin Yaylası'nda konakladıklarını söyledi.
Yaylada 650 koyun ve 500 kuzusu olduğunu anlatan Karataş, "Üç kuşaktır besicilik yapıyoruz. Sonbahara kadar Şerafettin Yaylası'ndayız. Çocuklarım, gelinlerim ve torunlarımla burada kalıyoruz. Buranın havası serin. Çocuklarımla birlikle çalışıyoruz." dedi.
Abdullah Karataş'ın 55 yaşındaki eşi, 8 çocuk annesi Zeynep Karataş da Kürtçe, sabah erken saatlerden itibaren gün boy sürecek yoğun mesailerinin başladığını belirtti.
Sağdıkları sütle peynir yaptıklarını anlatan Karataş, "Yıllardır Şerafettin Yaylası'na gidip geliyoruz. Çamaşırı elimizde yıkıyoruz, yemek yapıyoruz, hayvanların sağımını yapıyoruz. Bütün bunlar çok zahmetli. Yağmurlar olduğunda çok daha zorlanıyoruz." diye konuştu.
32 yaşındaki Serhat Karataş ise Diyarbakır'dan yaylaya yürüyerek yaklaşık bir ayda ulaştıklarını belirterek, bu işin oldukça meşakkatli olduğunu dile getirdi.
Geçimlerini hayvancılıkla sağladıklarını vurgulayan Karataş, baba ve dede mesleği bu işi sürdürdüklerini ifade etti.