LALE BİLDİRİCİ BÜYÜKKARAKAYA - Şehir hayatının stresinden uzaklaşmak isteyenler, bahçıvanlık kurslarında doğayla buluşmanın yanı sıra öğrendiklerini bahçelerinde ya da evlerinin balkonlarında uyguluyor.
Kentin stresli ve hızlı yaşam temposundan uzaklaşmak isteyenler, Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi'ndeki bahçıvanlık kurslarında kent bahçeciliği ve kentsel tarım konusunda da farkındalık kazanıyor.
Doğayla daha yakın ilişki kuran kursiyerler, bağ, bahçe ve fidanlıklarda bahçıvanlığı uygulamalı öğreniyor, ağaç, sebze, meyve, fide ve çiçek dikme ile bunların bakım işlerini yaparak bitkiler ve sebzelerin yetişmesinde beceri kazanıyor.
AA muhabirine konuşan Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi Müdür Yardımcısı, orman yüksek mühendisi Salih Sercan Kanoğlu, 460 bin metrekarelik botanik bahçesine gelen ziyaretçilere, bahçeleri ve evlerinin balkonlarında neler yapabileceklerini anlattıklarını söyledi.
İnsanların koca binaların arasında üretim yapabilecekleri yeşil alan bulamadığını belirten Kanoğlu, "İnsanlar nefes almak ve toprakla uğraşmak istiyor. Özellikle bahçıvanlık kurslarımıza gelen kursiyerlerimiz, burada öğrendiklerini kendi evlerinde, bahçelerinde ve balkonlarında uyguladıkları zaman müthiş keyif alıyor." diye konuştu.
Kentsel tarım ve kent bahçeciliği kavramının salgın döneminde daha çok önem kazandığına değinen Kanoğlu, botanik bahçesinde verdikleri eğitime ilişkin şunları kaydetti:
"Bitkisel üretim deyince herkes 'Ne var canım? Ben de bir tohum ekerim çıkar.' gibi düşünebiliyor. Çok kolay ve basit görülebiliyor ama ufak detayları var. Onları kaçırdığınız zaman 'Benim bitkim neden çürüdü? Neden meyve vermiyor? Çiçekleri neden hemen dökülüyor?' gibi şikayetlerle karşılaşıyoruz. O yüzden bu bahçıvanlık kursuna başvurabilirler ve kütüphanelerde bilgi arayabilirler."
Botanik bahçesinde 2009'dan beri bahçıvanlık kursları verildiğini bildiren Kanoğlu, bu yıl ise 25'e yakın kursiyeri mezun ettiklerini belirtti.
Kursun uygulamalı verildiğine işaret eden Kanoğlu, "Bitkileri tanıyarak başlıyorlar. Toprağı tanıyorlar. Daha sonra bitki hastalıklarını öğreniyorlar. Üretim, bitki budama, bağlama, dikim derslerini görüyorlar. On hafta boyunca en azından bahçıvanlığın pratik bilgisini alıyorlar." ifadelerini kullandı.
Dünyadaki küresel ısınma nedeniyle artan sıcaklıklardan bitkilerin de etkilendiğine dikkati çeken Kanoğlu, İstanbul'da sıcaklık 30-35 derece olduğunda nemle beraber bitkilerin çok fazla hırpalandığını ve ölme noktasına kadar geldiğini söyledi.
Kanoğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Sıcaklıkların artmasıyla bitkilerde çiçeklenme döneminde kısalma gördük. Küresel ısınmanın önemini aslında en iyi botanik bahçeleri araştırabilir. Örnek olarak bizim bahçemizde kuraklığa ve tuzluluğa dönük koleksiyonumuz var. Bu koleksiyonda Tuz Gölü içerisinden getirilmiş 7 farklı toprak tipinde yetişen bitkiler ve bitkilerden örnekler var. Biz hep insanlara şunu göstermeye çalışıyoruz, kurak ortamlarda da ve tuzlu ortamlarda da yaşayabilen bitkiler var. Bunları görebilirsin ve öğrenebilirsin."
- "Bir nevi meditasyon yapmış gibi oluyorsunuz"
Bahçıvanlık kursuna katılan Funda Erdemir, çocukken bostanlı bir evde büyüdüğünü belirterek, "Her pazar sabah 10.00'dan akşam 17.00'e kadar yoğun bir eğitim aldık. Üsküdar'da oturduğum mahallede bir bostanımız var. Bahçıvanlık eğitimi aldıktan sonra bostanda pratik yapma şansım oldu. Evde de küçük saksılarda birtakım üretimler yapıyorum. Minik domatesler oluyor. Daha çok yeşillik yetiştirmeyi seviyorum. Maydanoz ve roka gibi." dedi.
Kent bahçeciliğiyle ilgilenerek hayatın sıkıntılarından uzaklaştığını dile getiren Erdemir, şöyle konuştu:
"Bir nevi meditasyon yapmış gibi oluyorsunuz. Anda kalıyorsunuz ve toprakla temas ettiğinizde üzerinizdeki olumsuz enerjilerin toprağa gittiğini hissediyorsunuz. O yüzden çok iyi hissediyorum. Her insanın temel birtakım sebzeleri yetiştirebilecek bilgiye ve donanıma sahip olmasını önemsiyorum. Büyük metropollerde, her mahallede bostanlarımız olsa insanlar için orada da pratik etme şansı olur."
- Bahçıvanlığa kadınların ilgisi fazla
Bahçıvanlık kursu eğitmeni Fatma Gülenç ise yaklaşık 17 yıllık tecrübesini kursa gelenlerle paylaştığını söyledi.
Kursa katılanlar arasında kadınların çoğunlukta olduğunu anlatan Gülenç, şöyle devam etti:
"Kursa katılanların yüzde 80'i kadın diyebiliriz. 8 farklı dersimiz var ve 8 farklı öğretmenimiz tarafından veriliyor. Bu işi yapacaksak öncelikli olarak bitkileri tanımamız gerekiyor. Ardından toprak, sonra bitki besleme ve sulama, tohumdan üretim, dikim, saksılama ve saksı materyalleri dersimiz var. Sabah teori olarak veriyoruz. Öğleden sonra öğrenciler toprak ve bitkilerle uygulamalı eğitim alıyor."
Kent bahçeciliği konusunun önemli olduğunu dile getiren Gülenç, "Büyük bir metropolde yaşadığımız için giderek toprak ve yeşil alan azalıyor. Bu yüzden balkon bahçeciliği üzerinde daha yoğunluk görülüyor. Vatandaşlar, kısa gün bitkileri ile yazlık bitkilerini balkonlarındaki saksılarda yetiştirebilir." dedi.