Sakarya'da 3. Uluslararası İletişim Bilimleri Sempozyumu düzenleniyor

SAÜ İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel:- "(Uluslararası medya) Zihinlerimizi zalim ve hiçbir hukuk tanımayan terör devletine karşı yıkamak, o kanlı elleri konvansiyonel veya yeni medya ile temizlemek için cephedeki terör devleti askerlerinden daha fazla gayret sarf ediyorlar. Şükür ki hala uyanık olan kişiler ve kurumlar var"- AA Stratejik Analiz Müdürü Zeliha Eliaçık:- "(Filistin-İsrail çatışmaları) Son yaşanan olaylarda Anadolu Ajansı bazı dezenformasyon bilgilerini ifşa noktasında önemli

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) ve TÜBİTAK işbirliğiyle düzenlenen 3. Uluslararası İletişim Bilimleri Sempozyumu (ICOMS) başladı.

"Doğal Afetler ve Dezenformasyon" ana başlığıyla düzenlenen programın açılışında konuşan SAÜ İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel, ses ve sözlerin en fazla yükselmesi gereken çağda yaşandığını söyledi.

Adıgüzel, "gözleri ve gönülleri körelmiş uluslararası kurumların, ajansların ve liderlerin" mazlumu zalim, bebekleri terörist gösterecek kadar yalan söylediklerini vurguladı.

"Savaşın silahsız kuvvetleri medya ve uluslararası ajansların, kirli ve yalan haberleri insafsızca ekranlara boca etmeye çalıştıklarını" anlatan Adıgüzel, "Zihinlerimizi zalim ve hiçbir hukuk tanımayan terör devletine karşı yıkamak, o kanlı elleri konvansiyonel veya yeni medya ile temizlemek için cephedeki terör devleti askerlerinden daha fazla gayret sarf ediyorlar. Şükür ki hala uyanık olan kişiler ve kurumlar var. Bebekler ölürken uyuyan dünyayı uyandırmak için tüm varlığıyla mücadele eden kurum var. Terör devletinin yalanlarını bir bir çürüten, tüm dünyaya gerçekleri haykıran ve gün gibi ortaya çıkaran Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı var." diye konuştu.

Adıgüzel, savaş ve afet dönemlerinde bilgi kirliliğinin arttığına, iletişimciler olarak her daim hak ve hukuktan yana olmak zorunda olduklarına dikkati çekerek, sözün ve haberin hem bal hem de zehir olabileceğini, yerinde ve doğru kullanılan haber veya bilginin insanı veya insanlığı kurtarabileceğini, yalan ve dezenformasyonun ise bebekleri, masumları ve hatta insanlığı öldürebileceğini ifade etti.

Sempozyuma 170 bilim insanının çalışma ve bildirilerini gönderdiğini aktaran Adıgüzel, 3 gün boyunca 17 oturumda dezenformasyonu tartışacaklarını söyledi.

- "Anadolu Ajansının doğru bilgi noktasında otorite olduğunu düşünüyorum"

Açılış töreninin ardından "Dezenformasyonla Nasıl Mücadele Edilir?" isimli ilk panel, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Basın Yayın Dairesi Başkanı ve TRT Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Oğuz Göksu moderatörlüğünde gerçekleştirildi.

Anadolu Ajansı (AA) Stratejik Analiz Müdürü Zeliha Eliaçık, Filistin-İsrail çatışmasının haberlerinde ciddi teyit sorunu yaşandığına dikkati çekerek, hızlı bilgi alması noktasında sosyal medyanın sağladığı avantajın yanı sıra doğruluk anlamında teyide muhtaç olduğunu vurguladı.

Sosyal medya kullanımının artması sebebiyle vatandaş gazeteciliğinin de arttığına işaret eden Eliaçık, "Son olaylarda Anadolu Ajansı bazı dezenformasyon bilgilerini ifşa noktasında önemli görev ifa etti. 40 bebeğin başının kesildiği iddiasını ve iftirayı ifşa etti muhabirlerimiz. Diğer yandan sahadan doğrudan bilgi vermeye çalışarak bu süreçte doğru bilginin aktarılmasına katkı sunmaya gayret ediyorlar." diye konuştu.

Eliaçık, sadece Türkiye'nin değil yabancı kamuoyunun da ciddi dezenformasyona maruz kaldığını belirterek, "Onlara bu bölgeden doğru bilgi aktarmak için TRT World, TRT Deutsch, TRT Arabi, Anadolu Ajansının olması ve pek çok farklı diğer dijital yayıncılarımızın olması doğru bilgiyi dünyaya ve bize ulaştırma anlamında çok önem arz ediyor." ifadesini kullandı.

Kurumsal yapıların aldıkları bilgiyi teyit etmekle mükellef olduğunu, bu sebeple hızda aksamalar yaşanabileceğine işaret eden Eliaçık, "Anadolu Ajansının doğru bilgi noktasında otorite olduğunu düşünüyorum. Bu manada desteklenmesi gereken kurumlardan." dedi.

Eliaçık, tanımlama ve yorum üstünlüğünün ele geçirilmesi gerektiğinin altını çizerek, şöyle devam etti:

"Tanım ve yorum üstünlüğü artık Batı medya kuruluşlarında değil çünkü ifşa olmuş ve yüzlerindeki peçe düşmüş durumda. Bu üstünlük, Batılı bilim adamlarında da çok rağbet gören düşünce adamları ve kanaat önderlerinde de değil çünkü çok basit bir gerçeğin, şu an 10 binlerce insanın katledildiği, bebeklerin öldürüldüğü, hastanelerin vurulduğu gerçeğinin üzerine örtmeye çalıştıklarını görüyoruz. Dolayısıyla tanım ve yorum üstünlüğü bizde ama bize bir şey gerekiyor, cesaret. Bu cesaret hepimize lazım."

Panelde ayrıca dijital yayıncı Adem Metan ve SAÜ İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Bostancı da tecrübe ve deneyimlerini aktardı.

Sempozyumun bugünkü son oturumunda, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Emre Dingin, "Kamuoyu Gündemi Nasıl Belirlenir? Gündem Belirleme Üzerine Notlar" sunumunu gerçekleştirdi.

Sakarya Valisi Yaşar Karadeniz, Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce, SAÜ Rektörü Prof. Dr. Hamza Al, akademisyenler ve öğrencilerin katıldığı sempozyum 15 Kasım'da sona erecek.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri